Eşek tradutor Português
2,162 parallel translation
Baban eşek gibi çalışsın, senin konuşma şekline bak!
O teu pai trabalha que nem um cão e é assim que falas.
Derken oyuncular eşek sırtında çıkmışlar ortaya.
- Então, cada um montado num burro.
Eşekler bile korkar. Eşek olmak için eğlenceli bir yer.
Também os burros se assustam, e é um bom sítio para ser burro.
5000 kadından 3'ünün vücudunda tepkimeye girdi, ve çiftleşmeye hazır olan eşek arılarını etkiledi.
Em três de cada 5.000 mulheres, ele reage com a química corporal... e atrai vespas que querem cruzar com elas.
Kandırıldıklarının farkına varan eşek arıları... gülüp geçtiler mi?
Quando as vespas percebem o engano, elas dão risada?
Avukatlara bu parfümün eşek arılarını etkilediğine dair bana bir mail attığını mı söyledin? Yeminliydim.
Disse que me enviou um e-mail dizendo que o perfume atraía vespas?
- Burdakiler eşek gibilerle yiyişiyor
É como jumentos fodendo mulheres em redes.
İlk eşek gördüğümde kaçarım
Bem, primeiro você vê uma tela animal na sua viagem.
Eşek herifin tekiydim.
Fui um idiota.
Belki de baban başlık parasını beş keçi ve bir eşek arttırır. Raj da "anlaşma bozuldu" der.
Talvez o teu pai suba o dote para cinco cabras e um burro e o Raj peça a anulação do contrato.
Herhangi bir sabıka kaydı yok, tabi eğer, lisedeyken kilisede yaptığı eşek şakasını saymazsak.
Não tinham ficha criminal, a não ser que conte atirar ovos numa igreja no 1º ano do 2º grau.
Neden bir kiliseye eşek şakası yapılır ki?
Por que atirar ovos numa igreja?
Yani bu bir eşek şakası mı yoksa ciddi bir ölüm tehdidi mi?
Isto é uma partida ou uma ameaça de morte a sério?
Beckworth büyük ihtimalle eşek şakası olsun diye koymuştur.
- Deve ser uma piada do Beckworth.
Eşek şakalarıyla ondan kurtulacağız.
Uma coisa de cada vez.
Eşek arısı mı cüce mi?
Qual, o Bumblebee ou o elfo?
Eşek misiniz?
Você foi a mula dele?
Eşek sırtında gidebiliriz!
Podemos todos ir em burros!
Donwell Lane asla tozlu olmaz ama isterseniz siz eşek sırtında gelebilirsiniz.
A estrada de Donwell nunca foi poeirenta, mas pode vir de burro se desejar.
Sevgilisi eşek sudan gelinceye kadar dövmüş.
O namorado dela tem-lhe batido sem piedade.
Erkekler sürekli birbirlerine böyle eşek şakaları yaparlar.
Os rapazes estão sempre a pregar partidas.
Eşek şakalarıma inanan bir kurban da sen oldun.
Foste vítima de mais uma das minhas partidas clássicas.
Eşek sudan gelesiye kadar size kartonpiyerlerden veya spot lambalardan bahsedebilirim ama hiçbir şey bu mutluluğun sesinin yerini tutamaz.
Posso falar de adornos do tecto ou de luzes interiores até dizer chega, mas nada se compara àquele som.
Eşek şakası resmen ama...
Apesar de ser uma piada de mau gosto.
Ağır işlerden nefret ederim, tabii içinde eşek şakası yoksa.
Odeio trabalhos pesados, a não ser que sejam partidas.
Milhouse, benden daha iyi eşek şakası yapan birisi varmış!
Milhouse, houve um tipo que pregava partidas ainda maiores que as minhas!
Harika Skinner'dan Arıza Skinner'a çeviren bir eşek şakası.
Uma partida que mudou o Skinner de bacano para ferramenta.
Willie, yaratılıştan bu yana gelen en muhteşem eşek şakasına tanıklık ettiğini biliyorum.
Willie, eu sei que testemunhaste a partida mais espectacular desde a criação.
O halde bu harika eşek şakalarını geçmen lazım.
Então vais ter de superar estas partidas espectaculares.
Tek yaptığı şey eşek şakalarıyla ilgili anılar anlatmak.
Tudo o que ele faz é recordar as suas partidas.
Kolombiya'da Noel zamanı eşek şakaları adettir.
Na Colômbia, estas partidas são uma tradição de Natal.
Biz eşek şakalarımızı 1 Nisan'da yaparız.
Nós pregamos partidas no Dia das Mentiras.
Yani ne bu, eşek şakası mı?
Então, isto é o quê?
Bu klasik eşek şakası Sheldon Cooper'ın kindar zekâsından sana gelsin.
Esta partida clássica surge da mente malévola de Sheldon Cooper.
Bu parayla Heifer için bir horozla yarım eşek alabiliriz.
Isto dá para pagar uma galinha e meio burro ao Projecto Heifer.
- Jonas, bu da... - Kreutzer denen o eşekoğlu eşek nerede?
- Então onde está o jumento do Kreutzer?
Onu bir yakalayayım, eşek sudan gelinceye kadar dövüp memelerini sökeceğim.
Quando a apanhar ela leva-as. Vou arrancar-lhe as mamas.
Hem gittin hem de tekeri kırdın ben de tüm gün eşek gibi çalıştım.
Agora estás feito e quebraste a roda e eu fui trabalhar todo o dia como uma mula.
O yüzden, gezegeni kurtarmak için onu kandırmam gerekiyordu tarihin en büyük eşek şakasıyla.
Então, para salvar este planeta... tive que enganá-lo... com a maior tramóia da história.
Gerçek eşek şakası bu.
Esta é a verdadeira tramóia.
Bir eşek yakaladık.
- Apanhámos uma burra! - Estava esperando por ti.
- Belki birisinin yaptığı eşek şakasıdır.
Talvez alguém esteja a pregar-te uma partida de muito mau gosto. Pois!
Biz burada eşek başı mıyız? Ne diye buradayım sanıyorsun?
Por que é que achas que me tenho aguentado por aqui, por ti?
- Hey. - Eşek taşağı.
Tomates de burro.
Yunanistan'da yeteri kadar eşek mu hala?
Já temos muitos burros a ouvir.
Tamam, Liam, sen eşek kafalının birisin.
Então Liam, tu és um tolo.
Eşek sudan gelene kadar dayak yersin valla.
O teu pequeno pénis branco? - Vais levar um pontapé no rabo.
Eşek herif!
Seu canalha!
Belki de o eşek sensindir.
Talvez sejas tu o burro...
Eşek şakası!
Tomem lá os ovos!
Tek yeteneği olan bir eşek?
Um burro que só sabe um truque?