Fahiseler tradutor Português
758 parallel translation
Politikaclar, binalar ve fahiseler uzun zaman dayanrlarsa, sayg kazanrlar.
Políticos, prédios feios e prostitutas tornam-se respeitáveis se duram muito.
"Burada senin için çok güzel fahişeler biliyorum!"
¨ Eu conheço moças mais prestativas para você aqui! ¨
Turnbridge Sokağındaki fahişeler!
- Como? - As putas de Turnbridge!
Fahişeler!
Rameiras!
Fahişeler, konsomatrisler, şantajcılar, hırsızlar, sarhoşlar.
Acompanhantes, prostitutas, chantagistas, ladras, bêbedas...
13 Nisan 1946'da çıkarılan bir yasayla, tüm fahişeler tıbbi muayeneye tabi kılındılar.
Era, até à lei de 13 de Abril de 1946. As prostitutas eram submetidas a uma inspecção médica e policial. Desde então, a prostituta tem apenas obrigação de fazer exames médicos.
Eski, ahşap evler, pis sokaklar, batakhaneler, fahişeler, çılgın trombonlar...
As velhas casas de madeira, aquelas ruelas sórdidas onde, nas casas de má fama, os indígenas se embriagavam e tocavam trombone até ao delírio!
Vergi toplayanlarla fahişeler, Tanrı'nın hükümranlığına sizden önce girerler.
Em verdade vos digo que publicanos e meretrizes... vos precedem no reino de Deus!
Vergi toplayanlar ve fahişeler ise inandılar.
Os publicanos e as prostitutas creram nele.
Fahişeler bağırır, ben kıkır kıkır Mao, Mao!
As prostitutas gritam E eu rio Mao Mao
- Fahişeler gibi durmaz mıyız bunun içinde? #
Não tens medo de parecermos muito oferecidas?
Pek zeki fahişeler değiller, kendi işleriyle ilgilenmeliler!
São umas cabras estúpidas, que se deviam meter na vida delas!
Utanmaz fahişeler!
Meretrizes desavergonhadas!
Bana kalırsa Bayan Kenyon, bir hoppa kadınlar vardır, bir de fahişeler. Bir de İngiliz askerlerinin fahişeleri vardır.
Cá para mim, Sra. Kenyon, há mulheres promíscuas, prostitutas... e prostitutas dos soldados ingleses.
Buraya gelin, fahişeler!
Vem aqui, sua prostituta!
Kızın Sandra gibi fahişeler bu işlerden yakayı sıyırabilir.
As putas como a sua Sandra conseguem suportar aquilo.
Günün yarısında sarhoş. Fahişeler, general karıları...
Vive bêbado prostitutas, esposas de generais...
Fahişeler ve zenciler. Sendikanın saygınlığını hiç düşünmedin mi?
Meu Deus, não ê uma boa imagem do sindicato?
Günaydın fahişeler!
Bom dia, prostitutas!
"Bizim şehirlerimizde, yalnızca fahişeler Serbest olmakla kalmıyor.. .. dilerseniz metres diyelim..."
"Nas nossas cidades, não só são autorizadas as prostitutas, ou cortesãs, como preferirem chamar-lhes"
"Lütfen beni dinleyin. Sadece..." ".. fahişeler şehir kanunlarınca serbest, diye değil..
"Por favor, oiça-me, não só digo que as prostitutas são autorizadas por todas as leis da cidade, mas que os bordéis são instituídos regularmente, como conventos de freiras".
Bunlar katiller pezevenkler ve fahişeler silahşörler ve rahipler.
Ladrões e assassinos, chulos e prostitutas, aldrabões e padres...
Meslektaşların, fahişeler, kumarbazların.
As faculdades, os profissionais, os teus jogadores.
Bir seks turnuvası. Seninle boy ölçüşmesi için Fahişeler Derneği'ne meydan okuruz içlerinden bir şampiyonu karşına çıkarsınlar diye.
Um torneio de sexo!
Fahişeler Derneği'nin Başkanı!
Presidente do Grémio das Prostitutas!
Tıpkı fahişeler gibi!
- Como as putéfias!
Fahişeler, hırsızlar, uğursuzlar, ibneler, hapçılar, keşler.
Putas, sodomitas, bichas, tarados, maricas, drogados.
İşte bu! Fahişeler!
Boa, as putas.
Her zaman bir hikaye anlatır. Sarhoşlar, fahişeler, kırık kalpler...
Conta sempre uma história : bêbados, prostitutas, corações destroçados...
Hayır, ben pezevenkler, fahişeler ve dolandırıcılardan sorumluyum.
Não, sou só responsável por proxenetas, prostitutas e chulos.
Tüm o kargaşa fahişeler silahlar bazen durum birkaç kişiyi temizlememi gerektirirdi.
É, era bom com a máfia, a prostituição, armas... Às vezes... às vezes aconteciam coisas e precisava matar gente.
Fahişeler nerede?
- Onde estão as prostitutas?
Fahişeler dedim anam.
- O quê? As prostitutas!
Fahişeler nerede?
Onde estão as prostitutas?
Bu duymak istediğim şey. İşleri ne kadar zor, zavallı fahişeler!
Só me faltava ouvir essas tretas sobre a dura vida das prostitutas.
Polisler serseri kılığında, öğrenciler fahişe, fahişeler de burjuva kılığında, nasıl tanıyabilirler ki?
Estudantes de vadias e vadias de damas. Como saber?
- Fahişeler? - Evet.
- Prostitutas?
Fahişeler oralarda dolaşıyor.
- É onde ficam as prostitutas.
Neden beni buraya çektiniz, sizi iğrenç fahişeler?
Porque me atraíram até aqui, suas velhas odiosas?
Kumar, uyuşturucu, fahişeler...
O jogo, a droga, as raparigas...
Kızlar, silahlar ve itfaiye ile iyi bir bekar partisi yapalım. Fahişeler, esrar ve içkiyle...
Vamos fazer uma despedida de solteiro, com gajas, salvas e ambulâncias pegas, drogas e álcool...
- Fahişeler?
- Pegas?
Fahişeler.
Pegas.
Uyuşturucu sağ tarafta, fahişeler sol tarafta.
Drogas para a direita, pegas para a esquerda.
Hani fahişeler olmayacaktı.
Disseste nada de pegas.
Fahişeler yoktu.
Nada de pegas.
Fahişeler ahlaksızlıklarıyla başınızı döndürmeye çalışacak.
As prostitutas irão tentá-los com a sua imoralidade doentia.
Gorki Parkı'nda adımı ağaçlara kazıyan fahişeler var.
Há prostitutas no Parque Gorky que gravaram o meu nome nas arvores.
Rıhtımdaki işçiler, temizlikçi kadınlar, fahişeler...
Trabalhadores portuários, faxineiras, prostitutas.
Fahişeler, her yerde var.
Putas... por toda parte.
( Morales ) Tico'nun fahişeler ile bu kadar içli-dışlı olduğunu bilmiyordun değil mi?
Não sabias que o grande Tico gostava de prostitutas?