Falcone tradutor Português
283 parallel translation
Antonowski, Conroy, Falcone, Martin, Thorsen, and Walsh.
Antonowski, Conroy, Falcone, Martin, Thorsen e Walsh.
Evet.Yeşil bir Ford Falcone'nun içinde.
Sim, num Ford Falcon verde.
İtalyanlar buna şahin gardı der.
Os italianos chamam-lhe "la posta di falcone", a guarda do falcão.
Hapishanede Carmine Falcone'la aynı hücrede kaldı.
Na prisão ele dividiu a cela com Carmine Falcone.
Falcone selam söyledi.
O Falcone manda cumprimentos!
Falcone, Chill'i açığa çıkarması için ona rüşvet verdi.
Falcone pagou-lhe para apanhar o Chill em campo aberto.
Falcone, sokakları suç ve uyuşturucuyla dolduruyor çaresizleri kullanıyor ve her gün yeni Joe Chill'ler yaratıyor.
Falcone inunda as ruas com crime e droga, à custa dos desesperados, criando todos os dias novos Joe Chills.
Falcone, aileni öldürmemiş olabilir Bruce ama onların temsil ettiği her şeyi yok ediyor.
Falcone pode não ter morto os teus pais, Bruce mas está a destruir tudo o que eles sempre defenderam.
Bu, ruh sağlığı bozuk ilan edip kliniğinize aldığınız üçüncü Falcone gorili.
É o terceiro criminoso a soldo de Carmine Falcone que declarou mentalmente inapto e que meteu no seu asilo.
Falcone şehrin yarısını satın aldı.
Falcone tem metade da cidade a soldo.
Falcone'u yakalamak benim için önemli, ama sen daha da önemlisin.
Porque, por muito que queira apanhar Falcone, gosto mais de ti.
Benden çekinmediğinizin farkındayım, Bay Falcone.
Já sei que não o intimido, Sr. Falcone.
Carmine Falcone her hafta uyuşturucu getirtiyor kimse onu yakalayamıyor.
Carmine Falcone recebe carregamentos de droga todas as semanas e ninguém o detém. Porquê?
Falcone onları seni öldürmeleri için yolladı.
Falcone mandou-os para matar-te.
- Falcone'nin adamları mı?
- Homens de Falcone?
Bu adamlar mahkemede onları bir yarasanın dövdüğüne yemin etse bile olay yerinde Falcone bulundu.
Mesmo que jurem em tribunal terem sido apanhados por um morcego gigante, o Falcone estava no local.
Ama Falcone'yi parmaklıklar arkasına yolladı.
Mas pôs o Falcone na cadeia.
Satılmışlar Falcone'ye karşı geldiğin için diken üstünde.
A escumalha está a ficar nervosa porque derrotou o Falcone.
Ortağın limanda Falcone'yle beraberdi.
O seu colega estava nas docas com o Falcone.
Bakın, Bay Falcone'nin konteynırında ne olduğunu öğrenmek istemeyiz.
Oiça, doutor, não queremos saber o que há no caixote do Sr. Falcone.
- Falcone.
- Falcone.
Falcone gibileri terapide değil, hapiste tutmak için gerekeni yapıyorum.
Eu tenha esta actividade para manter rufias como o Falcone na cadeia, e não para estarem internados.
Kendi psikiyatri danışmanımın Falcone'ye bakmasını istiyorum kan tahlilleri dahil.
Quero que o meu consultor de psiquiatria tenha total acesso a Falcone, incluindo análises ao sangue.
Crane, Falcone'nin uyuşturucuları arasına saklı bu toksini getirtip şehrin su şebekesine veriyordu.
Crane tem andado a traficar a toxina escondida na droga do Falcone para depois a introduzir na rede de abastecimento de água.
Falcone için mi çalışıyordu?
Ele trabalhava para o Falcone?
Mortimer ve Falcone çoktan varmıştır.
O Mortimer e o Falcone já devem estar lá.
Mortimer ve Falcone.
Mortimer e Falcone.
Mortimer ve Falcone'da, teknolojinin son eseri biohazard giysileri bulunuyordu.
O Mortimer e o Falcone estavam a usar o equipamento mais avançado de protecção.
Jean bana Mortimer ve Falcone'un odasına girdiklerinde onu korkuttuklarını söyledi.
A Jean disse-me que o Mortimer e o Falcone a assustaram quando entraram no quarto dela.
- Bu işi Mortimer ve Falcone'a ver.
Dá-o ao Mortimer e ao Falcone.
Mike Falcone aradı.
O Mike telefonou-me.
= Ben senin adını geçtim. Chinnici, Falcone, Borsellino.
Ligaram-me do ministério a pedir que sugerisse pessoas que a máfia não conhece bem e pudesse dar um contributo, e eu dei o teu nome.
= Yarınları görüyorum ve sen de beraber gidiyorsun.
Ao Chinnici, ao Falcone e ao Borsellino, tudo gente séria.
Falcone her zaman zamanındadır.
Normalmente o Falcone é pontual.
_, Falcone'nun meşru bir karısı var. Morvillo'nun bir eşi ve bir oğlu vardır.
Você, Falcone, tem uma esposa legítima, e a Dra. Morvillo tem marido e um filho.
Bıyıklı Borsellino diğer Chinnici.
O Falcone já conheces. O de bigode é o Borsellino, o outro é o Chinnici.
Falcone'un arkadaşı haklı, zor.
A senhora é a namorada do Falcone, também é magistrada.
Falcone ile konuşmak istiyorum.
Quero falar com o Dr. Falcone.
- Falcone.
- Com o Falcone.
Falcone.
- Falcone ( falcão )?
Bizim için Falcone daha fazla saygısı var.
E pode ter mais respeito pelo Falcone do que por nós.
Sana güveniyorum, Hakim Falcone, ve De Gennaro.
Eu confio em si, juiz Falcone. Tal como confio no vice-comissário Di Gennaro.
Riina beyin, Yargıç Falcone.
E o Salvatore Riina é a mente, juiz Falcone.
Falcone'da çocukları var mı, bir kadın, bir aile?
Este Falcone tem filhos, mulher, ou família?
Hakimler için yalnız bırakmak en iyisidir.
Sei que para já, é melhor esquecermos o Falcone e os outros juízes.
Falcone, sizin için daha iyi bir şey bulduğunu söylüyor.
O Falcone diz que depois arranja-te qualquer coisa melhor.
GIOVANNI FALCONE YARGIÇ, 23 MAYIS 1992
GIOVANNI FALCONE JUIZ, 23 DE MAIO DE 1992
Mike Falcone seni aradı mı?
Ei, o Mike ligou para ti.
- Fikrim yok. "Devam edin." Falcone, merkeze gitmeniz için _ istiyor.
Não sei... Diga lá.
= Ne yapmalıyım?
O Falcone.
= Bir köşede ve izle = Hadi,
- O Falcone? O que faço? - Nada.