English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ F ] / Fale

Fale tradutor Português

10,088 parallel translation
Gerçekten yardım etmek istiyorsan Miller ile konuş.
Quer mesmo ajudar? Fale aqui com a Miller.
Kızın Pippa'dan bahset.
Fale-me da sua filha, a Pippa.
Biraz da Lisa'dan konuşalım.
Fale-me da Lisa.
Jüriye nutuk çekmeyin, Polis Memuru Miller.
Não fale com o júri, agente Miller.
Tess ile konuş.
Fale com a Tess.
Ama onunla özel konuşmam önemli.
É importante que eu fale com ela a sós.
Bundan kimseye bahsetmemen çok mühim.
É importante que não fale a ninguém sobre isto.
Şu herifler şehri sözde kurtardığından beri herkes süper insanlarla ilgili şeyler uydurmaya başladı.
Desde que aqueles tipos "salvaram a cidade", há quem fale de mais "super" pessoas por aí.
Peki, ilk fırsatta komiserle görüşün elinde birkaç iş varmış.
Atenção, fale com o agente de serviço quando puder, há vários trabalhos pendentes.
Bizi kimseye anlatma.
E não fale de nós a ninguém.
Bana bastondan bahset.
- Fale-me sobre aquela bengala.
Cevap verin!
Fale!
Katiplerimle konuşun.
- Fale com os meus funcionários.
Stearns'la konuş.
Fale com o Stearns.
Bana bak, eşimle böyle konuşamazsın.
Não fale assim com a minha mulher.
Sözcüklerden bir liste ya da geçidin yerini gösteren önemli yerlerin işaretlendiği bir harita olabilir.
Podia ser uma lista de palavras ou escrituras que fale de uma passagem, um mapa que aponte o que é significativo.
Size ne yapmanız söylendiğini biliyoruz. Yani bize söyle.
Sabemos aquilo que foram instruídos a fazer, então, fale.
O zamana kadar çalışanlarımla konuşmayın, binalarımda dolaşmayın ve park alanıma park etmeyin.
Até lá, não fale com a minha equipa, não entre nos meus edifícios nem estacione no meu parque.
- Aerodinamik de anlatayım mı? - Hiç aerodinanik anlatma.
- Queres que fale sobre aerodinâmica?
Koskoca Suriçi'nde elbet İngilizce bilen biri vardır.
Tem de haver alguém aqui que fale inglês.
- Lütfen bana öyle demeyin.
Por favor, não me fale assim.
John Hodge ile tekrar konuşmamı istiyorsun.
Quer que eu fale com o John Hodge de novo.
Biraz daha bahset ondan.
Fale mais sobre ela.
Kimseyle konuşma, kimseye bakma.
Não fale com ninguém, não olhe para ninguém.
Kızla düzgün Almanca konuş!
Fale alemão como deve ser com ela!
Hayır, devam edin.
Não, fale.
Bak evlat... Diyelim ki ben öttüm, Lullo da hapse girdi.
Olha, rapaz... hipoteticamente falando... digamos que eu fale e o Lullo seja preso.
Bana ondan bahset.
Fale-me sobre ela.
O zaman... Bize hayatından bahsetsene Teddy.
Então... fale-nos sobre a sua vida, Teddy.
Her şeyi itiraf edeceğimden, beni çekmesi için yalvaracağımdan korkmuyor musun?
Não tens medo que eu fale, que lhe implore que me tire daqui?
- Selam Nick.
Nem me fale da Surfista Prateada, hein?
Vegas tarihinin bir simgesinden bahsedelim.
Fale sobre a história de um ícone de Vegas.
Son yolculuk diyoruz.
Fale sobre o último passeio.
Kurban hakkında bize ne anlatacaksın?
Então, fale-me sobre a nossa vítima.
Bize Chicago'daki ırk ilişkilerinden bahsedin Bayan Florrick.
Fale-nos das relações raciais em Chicago, Sra. Florrick.
Pekâlâ, yarınki Sun-times için bir metin hazırlamalıyız,... beş dakika içinde bana Michael Sneed'i bağlamanı istiyorum.
Precisamos fazer uma declaração para o jornal "Sun Times" de amanhã, e preciso que fale ao telefone com a Michael Sneed, daqui a cinco minutos.
- Konuşma.
Não fale.
Senin adına babamla konuşmamı mı istiyorsun?
Queres que lhe fale por ti?
Onunla konuşmam çok önemli.
É importante que fale com ele.
"Pul Yasası'ndan bahsediniz ve şimdiki politik durumla ilişkilendiriniz."
"Fale sobre a Lei do Selo e como se relaciona com o quadro político atual."
Dinle, lütfen ilk önce benden izin almadan kimseyle konuşma.
Por favor, não fale com mais ninguém sem verificar comigo primeiro.
İngilizce konuşan bir ustabaşı lazım bana.
Preciso de um mestre de obras que fale Inglês. Para hoje.
Anlat bana. 21 yaşındaydım.
Fale-me sobre isso.
Onlarla konus.
Fale com eles.
Karimla konusun.
Fale com a minha esposa.
Mattie'nin telefonu, konuşun.
Telemóvel da Mattie, fale.
FBI'la birlikte çalıştığın davadan bahset.
Então, fale-nos do caso em que está a trabalhar com o FBI.
- Bay Tracey, bana Max Rager hava dalışı grubunu anlatın.
Sr. Tracey, fale-me sobre este grupo de pára-quedismo, o Max Rager.
Konuş artık Lawan.
Fale conosco, Lawan.
Nazanin, yaşadıkları hakkında resmi açıklamalar yapmıyor çünkü kilise onu bir gizlilik sözleşmesi imzalamaya zorlamıştı.
PARABÉNS NAZ BONIADI É possível que Nazanin não fale sobre as suas experiências devido a um acordo de confidencialidade que a Igreja a obrigou a assinar, mas descobri pormenores num testemunho do FBI sobre o que ela passou.
Tüm 14 üyeleri burada oturup bulduğumuz Espheni iletişim cihazından bahsetmektense... kangru gibi oturup, - Espheni cihazından bahsedin.
Fale-me sobre o dispositivo de comunicação Espheni que descobriu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]