Farouk tradutor Português
51 parallel translation
Şeyh Farouk.
O Sheikh Farouk.
Sizi o 3 çocuğu kaçırmanız ve Colonel Farouk anlaşması yapılana... kadar elinizde sigortam olarak tutmanız için istiyorum.
Quero que apanhem os três miúdos e fiquem com eles, como segurança... até que o negócio com o Coronel Farouk estar feito.
Colonel Farouk'a denizaltı füzelerini... 2 gün içinde gemilerle göndereceğimizi faksla haber ver.
Manda um fax ao Coronel Farouk e diz-lhe... que podemos mandar os mísseis em dois dias.
Sam! Sam, Colonel Farouk'tan yeni bir haber aldık.
Sam, recebemos um relatório sobre o coronel Farouk.
- Kral Farouk ve Ördek Johnson geri dönmüş.
- O "Rei" e o "Duck" estão cá.
Onların arasında jeolojist Farouk El-Baz da vardı.
Entre eles estava o geólogo FarouK El-Baz.
Bu arada, Farouk El-Baz bu dünyada yürüyecek ilk astronotu eğitiyordu.
FarouK El-Baz estava a treinar os primeiros astronautas que caminhariam neste mundo.
Astronotlarla çalışırken çok yakın arkadaş olduk ve bana Kral adını verdiler, çünkü adım Faruk'tu Mısır'dan geliyordum ve kısa bir süre önce Kral Faruk Mısır'ı yönetiyordu.
Ficámos bons amigos dos astronautas. Chamavam-me "Rei", porque o meu nome é FarouK e sou do Egipto, onde o rei FarouK reinara.
Mısır Kralı Farouk'un yeğenisin.
Mas a princesa Tarouk, sobrinha do Rei Farouk do Egipto.
Bir yabancı, zarfı amcam Kral Farouk'a vermemi söyledi.
Um desconhecido pediu-me para entregá-lo ao meu tio, o Rei Farouk.
Sahtekar Farouk'tan gücün alınmasını kabul etmiyecekler.
Nunca aceitaram a destruição do incapaz rei Farouk, do poder.
Farouk Naeem.
Farouk Naeem.
Hayır, aslında biz Farouk'un arkadaşıyız.
Não, não, não. Na verdade, somos amigos do Farouk ali em cima.
Minibüsün içinde neden amonyum nitrat var söyler misin, Farouk?
Queres dizer-nos porque tens uma carrinha cheia de nitrato de amoníaco, Farouk?
Hikâyen doğru çıktı, Farouk.
Confirmámos a tua história, Farouk.
Bu çocuk üstünde ki gücün bitti, Farouk.
O teu poder sobre essa criança cessará agora, Faruk!
Farouk, sen yenilmiştin!
Faruk! Mas tu foste destruído!
Misir Krali Faruk askerlerini hükümet tavsiyesi ile savasa göndermisti.
O Rei do Egito, Farouk, enviou seus homens à guerra contra o conselho do seu governo.
Tabii, cebine birkaç dolar girdi diye ne oldun şimdi birden bire Kral Faruk mu oldun?
Sim, e tu de repente és o King Farouk agora que tens mais alguns dólares no bolso?
Faruk diyebilirsin.
Ou até mesmo por Farouk.
Kendisine Faruk denilmesini istiyor Tanrı'yla ilgili atıp tutuyor ve bize yulaf ezmesi kutusu fırlatıyor.
Ele afirma chamar-se Farouk, enquanto grita o nome de Deus e nos atira papas de aveia.
Bir yıI önce Peru'dan döndüğünde kendisine arada bir Faruk diyordu.
Quando ele voltou do Peru há coisa de um ano, às vezes dizia que se chamava Farouk.
Bana Faruk deyin.
Trata-me por Farouk.
Adamın Kral Faruk gibi kasılarak dolaşmasına şaşmamak gerek.
É por isso que se pavoneia como se fosse o Faraó Farouk.
- İyi akşamlar. - İyi akşamlar, Farouk.
Farouk.
Adın, Farouk Madani. Bir zamanlar Najaf'taki en iyi cerrahtın lakin Amerika'da lisans almaya gücün yetmedi çünkü bütün paranı orada yaşayan ailene yolladın.
O seu nome é Farouk Madani, era o melhor cirurgião em Najaf, mas não pôde receber uma licença aqui, porque manda o dinheiro para a sua família lá.
- Sessizsin Farouk.
- Está quieto, Farouk.
Farouk! Bunu neden yaptığımızı söyle bana.
Farouk, diga-me porque fazemos isso.
Onu durdurman gerekirdi Farouk!
Você deveria tê-lo parado, Farouk!
- Farouk aldı.
- Farouk a levou.
Farouk benimle.
Farouk está comigo.
- Ya Farouk?
- E Farouk?
Farouk veya Gassam'ı gören var mı?
Alguém que veja Farouk ou Gassam.
Apollo 11 dahil bütün Apollo misyonunun iniş tarihlerini ve saatini seçen kişi Faruk El-Baz adında kişiydi.
A pessoa que escolheu todas as datas e hora das alunagens incluindo a missão da Apollo 11, foi o senhor Farouk El-Baz.
Karşınızda Hasim Farouk.
Conheçam Hasim Farouk.
Hasim Farouk Suudi Arabistan uyruklu ve burada bir öğrenci olarak yaşıyormuş.
Hasim Farouk é um saudita a morar aqui como estudante.
Teknisyenler minibüsün trafik kameralarındaki görüntülerine baksınlar ve biz de Hasim Farouk'un hayatına bakalım.
Procurem nas câmaras de trânsito pela carrinha, verifiquem a vida do Hasim Farouk.
Merhum Hasim Farouk.
- O falecido Hasim Farouk.
Hasim Farouk.
Hasim Farouk.
Hey Faruk n'aber!
Olá, Farouk, e então?
- Faruk?
- Farouk?
Hepiniz Kral Faruk'u tanıyorsunuz.
Conhecem o rei Farouk.
Amahl Farouk'u bugün aklından çıkaramazsak seni silecek.
Se não tirarmos o Amahl Farouk de dentro da sua cabeça hoje, ele vai apagá-lo,
Manyetik bir alan gibi. Bu alanın Farouk'un her bir parçasını emeceğini umuyoruz. Ve David'e zarar vermeyeceğini.
Cria um vórtex, uma espécie de campo magnético, que suga, esperamos nós, todos os vestígios do Farouk e deixa o David intacto.
Amahl Farouk.
Claro. O Amahl Farouk.
Amahl Farouk. Shadow King.
Amahl Farouk, o Rei das Sombras.
Benim için fazla güçlü.
O Farouk é muito poderoso para mim.
Farouk onu aklının ufak bir köşesinde kilitledi.
O Farouk prendeu-o num pequeno canto da mente dele.
Farouk.
O Farouk.
Çünkü Farouk izliyor. - Farouk mu?
Porque o Farouk está a observar.
- Evet, uzun hikâye.
- O Farouk?