English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ F ] / Fasülye

Fasülye tradutor Português

88 parallel translation
Makarnalı fasülye.
É massa com feijão.
"Bilinmeyen kişiler,"... duvarda delik açıp "makarnalı fasülye" çaldılar.
OS DESCONHECIDOS DO COSTUME
Ama ben sadece iki şey düşünebiliyordum. Yeşil fasülye ile bezenmiş kuzu butu ve sıcak bir yatak.
E, no entanto, apenas pensava em duas coisas, numa perna de borrego com feijão e uma cama quentinha.
Bir fasülye ziyafeti istiyorum
"Quero um festim de grão"
- Ben fasülye istiyorum.
- Queres feijão verde? - Por favor. - Passa.
Keşke havyar yerine fasülye sipariş etseydik.
Deviam ter encomendado feijão, em vez de caviar.
Yük vagonundaydım, ve konserveden fasülye yedim.
Sentava-me num vagão de carga e comia feijões enlatados.
Fasülye kafa?
Cabeça de feijão?
Hadi bir fasülye konservesi açalım.
Vamos abrir uma lata de feijões.
Bir milyon Büyük Mavi. 350.000 domuz ve fasülye.
1 milhão da IBM. 350.000 de porco e feijões.
Lanet olsun. O fasülye kafalılardan kaçının senin fare çizgili paltolarından giydiğini bilmek isterdim.
Desparando, gostaria de saber quantos desses seus disparos... é que estão a ter sucesso ao serem usados contra estes ratos.
Küçük pişmiş fasülye dişleri ile.
Aqueles dentinhos de feijão.
- Fasülye ve mısırların ızdırabı adına!
- Bart? - C'um caraças!
Şey, uh, fasülye İsrail`in en temel ürünüdür. Tamam, kabul ediyoruz.
bem, os, feijoes eram muito apreciados pelos esrailitas. ok, continua.
Pirzola, sebzeli yengeç bezelyeli karides, fasülye filizi ve tavuk ve senin en sevdiğin, pirzola ve pelesenk armutundan çorba.
Costeletas, caranguejo com vegetais camarões com ervilhas verdes, rebentos de feijão e galinha fatiada e o teu preferido, costelinhas e sopa de melão agridoce.
Rosto, yeşil fasülye ve de ismi şöyle birşey... [br] Jell...
Batatas fritas, feijões verdes e algo chamado... gelatina.
Kaloriferin arkasında bir fasülye dağı inşa etmeye başlamıştın.
e começou a armar uma montanha de queijo de soja atrás da estufa.
Bu da ne? Fasülye salatası mı?
O que é isso?
İki atı birden süremezsin, fasülye şekerim.
Não podes cavalgar dois cavalos com um só rabo, torrãozinho.
- Hey, yağlıfasülye.
- Hey, doce.
Bizimle fasülye çayı iç.
Bebe chá de feijão comnosco.
Ne istersin Fran? Biraz sıcak fasülye çayına ne dersin?
Fran, o que tu precisas é de chá de feijão quente?
Bu ailenin her bir üyesi, bu fasülye tanesi gibidir
Cada membro desta família é como este feijão.
Sahanda yeşil fasülye. Birde ezilmiş krakerler ve istridye.
Feijão verde com recheio de feijão verde outro prato com bolacha quebrada e ostras.
İşte benim önerim. Yemek herneyse bir ısırık alın. Mesela yeşil fasülye.
O que eu sugiro é pegar um pouco de qualquer coisa, como o feijão verde, por exemplo.
Birçok şey, ama en iyisi "tava" diye bilinen bir fasülye çeşididir.
- Muita coisa. São célebres por um feijão chamado tava.
Şu fasülye çantaları ile hokkabazlık yap.
- Agora faz malabarismo.
Ne oldu sana, küçük fasülye?
O que te aconteceu?
Kalbimde sevgi, ocakta fasülye oh, bir de maddi durum araştırması yaptım.
O amor no meu coração, chili no forno... E também vi a informação financeira.
# Bana dürüm, biraz fasülye ve pilav alabilirsin #
Podes oferecer-me um burrito ou comida saudável
Bütün çocuklar bana Büyüme Atağı Geçiren Bert, Bert Atağı Fasülye Sırığı Bert, Bert Fasulye Sırığı, Sock Fasulye Sırığı diyordu.
Todas as crianças decidiram chamar-me de... Bert Super Crescido ou Bert, o crescidinho. Bert pé-de-feijão, Bert, o feijãozão ;
- Peynir soslu fasülye de neymiş?
O que é um feijão "gonzola"? - Lavagem de porco!
Ama "fasülye" bir ay boyunca deliklerinden sızdırıyordu.
Anda um mês a deitar tofu pelos poros.
Claude, gidip şu atılan fasülye çorbasından yemekhanede kalmış mı bakar mısın?
Claude, podes ir ao Crafty ver se ainda há sopa de ervilha?
Yok. Kuru fasülye var yer misin?
Não, temos feijões.
Kuru fasülye yiyeceğim ya.
Só quero os feijões.
İyi ya zaten.Tesisin üyelerine tanıdığı en büyük ayrıcalıktır kuru fasülye.
Comer os feijões é o maior privilégio dos membros.
İlk olarak o yeşil fasülye ve jöle karışımı hazırladı.
Então, ela fez um guisado de geleia com feijão verde.
Fasülye bile vermedi!
Ele não me deu nada de jeito!
Taze fasülye ister misiniz?
Querem feijão verde?
Görüyorsunuz işte, ailem çok fakir. Bazen küçücük bir fasülye parçasını zor bulduğumuz olurdu.
Tu vês, a minha família é muito pobre, nós praticamente não tínhamos um pouco de feijão para comer de vez em quando.
Fırında fasülye, İtalyan mantısı, tavuklu yahni...
Feijão em molho de tomate, ravioli, gumbo de frango.
Taze fasülye isteyen? Teşekkürler.
- Alguém quer ervilhas?
Sirke, sos ve fasülye.
Vinagres, molhos e feijões.
Fasülye kötü durmuyor gibi ama daha çok gevrek fasülye gibi olmuş.
Os feijões não estão maus. Mas é mais feijões em queimadas.
George Washington Carver Domuz eti ve kuru fasülye icat olduktan sonra ne demiştir?
Que disse George Washington Carver depois de inventar os feijões com toucinho?
Fasülye değil de domuz kanı olsa bile mi?
Mesmo quando é sangue de Porco?
Fırında pişmiş fasülye yemekten ne zaman bıkacaksın?
Não te cansas de feijões?
Fasülye.
Feijões!
Sihirli fasülye mi, ne demek bu!
Feijões mágicos?
Peynir soslu fasülye, ha?
Feijão "gonzola"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]