Faydalı tradutor Português
2,024 parallel translation
Mr. Cole, oğlunuz hakkında bize daha iyi bir fikir verebilecek her şey faydalıdır.
Sr. Cole, qualquer coisa que nos dê uma melhor impressão do seu filho é útil.
Web siteniz, ortaokulda beni reddeden kızlarla tekrar iletişim sağlamak için inanılmaz faydalı.
O seu portal é incrivelmente útil para restabelecer ligação com as miúdas que me rejeitaram na preparatória.
Çok faydalı, küçük bir kızsın.
és uma menina muito útil.
Aa, ah, onun öğretmeni olmak büyük bir zevk, aa... Ve... Gelecekte ona daha faydalı olabileceğimi umuyorum.
Tem sido um prazer ensiná-la e e espero continuar no futuro.
Hoş polis hanımı takip edip faydalı notlar almak mı?
Acompanhar a linda detective e tirar muitas notas?
Yüksek verimlilik, etrafın ergonomik olarak faydalı olmasına bağlıdır.
Aumentar a produtividade através dos benefícios ergonómicos do meio que nos rodeia.
Ryan, bu rahatsız edici olabilir biliyorum, ama ne hissettiğini bize anlatabilirsen faydalı olabilir.
Ryan, sei que talvez se sinta desconfortável, mas talvez ajude se conseguir contar-nos o que sente.
İyi bir yaratıcı olmak oldukça faydalıdır.
Ser um bom criador é muito gratificante.
Görünüşe göre oldukça faydalılar ve birazcıkta saldırgan.
Elas acabaram por ser bastante utéis. E são agressivas.
Faydalı? Hayır, hayır... Benimkisi part-time olan bir şey.
Não, minha coisa é meio período.
Faydalı bir iş yap.
Você tem de ter uma vida sua.
Çok faydalı yiyecek.
É comida de utilidade.
Senin için çok faydalı bir iş olur.
Será um trabalho muito recompensador para ti.
Faydalı olabilir.
Pode ser-nos útil.
Korkarım ki, bu konuda pek faydalı olamayacağım.
Acho que não serei de grande utilidade. Só analisava os dados que Mr.
Biliyorum, ama haklısın, ben galiba, arka planda faydalı olan kız tipindenim.
- Eu sei, mas tinhas razão, sou mais uma rapariga de apoio.
Faydalı hissetmemi sağlamaya çalışıyorsun.
Está a tentar fazer com que me sinta útil.
Onaylama, faydalı olabilir.
A confirmação seria benéfica.
Kurutma işe yarıyorsa, yakma daha faydalı olacaktır.
Se cozê-lo funcionou, queimá-lo vai ser ainda melhor.
Zarar görmüş olsa bile içinde tonlarca faydalı bilgi var.
Mesmo com os danos, ainda tem imensas coisas úteis.
Uyuz oldum ben de. Anneleriyle birlikte gelirseniz daha faydalı olacak zannımca.
Talvez isto fosse mais produtivo se voltasse aqui com a mãe deles.
İç Savaş sırasındaki yeraltı tren yolu için çok faydalı oldu.
Deu imenso jeito para o caminho-de-ferro subterrâneo durante a guerra civil.
Terapinin faydalı olduğuna inanırım.
Eu acredito na terapia.
Bu çorba sizin önerebileceğiniz her şeyden daha faydalıdır.
A canja é melhor do que qualquer coisa que tenha para oferecer.
Sana faydalı ama maymunum ;
É muito boa para ti, macaquinha.
O Craig's List'e geri dönersen ve bir dedektifi canlandırırsan hapsi boylarsın. Çevreye faydalı bir şey yaptığını görmüyorum.
Se volta ao Craigslist e se faz passar por detective, vai acabar na Rikers e não o vejo a safar-se naquele ambiente!
Şey, ironik olarak, Gerald'ın araştırması oldukça faydalı oldu.
Ironicamente, a pesquisa do Gerald está a provar ser valiosa.
Doğaya faydalı.
É bom para o ambiente.
Olay yerinde daha faydalı olacağımı düşünmüyor musun?
Não acha que podia ser mais útil na cena do crime?
Senin için sevişmenin iki insanın paylaşacağı en yakın ve kutsal şey olduğunu biliyorum....... ama sadece bedenlerin faydalı bir işe yaramasını sağlıyor.
Sei que para ti, o acto de fazer amor é a coisa mais íntima e preciosa que existe. Mas são apenas corpos.
Çok faydalı olur, ayrıca kilo da verirsin.
Far-te-ia muito bem e perdias peso.
Bir arkadaşım faydalı olacağını söyledi.
Uma amiga disse que isto me faria bem.
Bu çok faydalı olacak.
Isto pode dar muito jeito.
Yama, bir süre faydalı olacaktır.
O curativo vai ajudá-lo por algum tempo.
Asıl takımımı bir araya getirmek faydalı olabilir.
Seria benéfico reunir a minha equipe original,
- Ailesinin desteği olmadan, kilometrelerce uzakta yapılacak bir tedavinin faydalı olacağına inanmıyorum.
Só acho que não é o mais certo para ela neste momento. - E estará a 5 mil km de distância.
Sebze sağlık için çok faydalıdır.
Mas olhe que lhe fazem bem.
Polis ile konuşmak, tedavileri için faydalı olmayabilir.
Tenho certeza Youan entende o quanto perturbador pode ser ser-se interrogado pela policia.
Evet, satarım diye düşünmüştüm. O para bana ve oğluma faydalı olurdu. Ve eşimin incittiği pek çok insana paralarını geri verebilirdim.
Sim, pensei que podia vendê-lo, e o dinheiro podia ajudar-me e ao meu filho e pagar a algumas pessoas que o meu marido lesou.
Her faydalı olduğunda kalmana izin verirsem hiç gitmezsin ki.
Sim, mas se te deixasse faltar às aulas sempre que ajudasses, tu nunca irias.
Ben her zaman faydalı olmuşumdur!
Sou usado tão poucas vezes!
Faydalı olmak istiyorum. İnsanların gözlerinin içine bakıp...
Quero ser útil, quero olhar as pessoas nos olhos e dizer-lhes :
- Faydalı olmak istemiştim.
- Só queria ser útil. - E foi.
Karşılıklı olarak faydalı bir uzlaşma yoluna varacağımızı düşünüyorum.
Gostava de acreditar que podíamos chegar... a um compromisso... vantajoso... para ambos.
Davranışımızı ayıplamak faydalı olmasa bile daha kolay olurdu.
Seria mais fácil condenar o que fizemos, se não fosse eficaz.
Gönüllü olarak çalışmak istediğin işin tam olarak bu olmadığını biliyorum ama işgücümüz çok yüksek değil. Bu nedenle oldukça faydalı olacak.
Sei que não era bem isto que pensavas quando te ofereceste como voluntária, mas temos falta de pessoal e isto seria uma grande ajuda.
Size elimden geldiğince doğru tavsiyeler vermeye çalıştım ve bu tavsiyelerin size ne kadar faydalı olduğu görülmüştür.
Gosto de pensar que, com o meu humilde talento, vos aconselhei o melhor possível. E que os meus conselhos provaram ser de valor para vós. Sim.
"Operasyon" vazektomide çok faydalı olur. Mesela benimkinde çok işe yaramıştı.
O "Operação" ajudou-me durante a minha vasectomia, isto é, a minha operação.
- Çok faydalıydı.
- Sempre às ordens.
- Faydalıydın. Faydalısın yani.
É útil.
Kendilerine faydalıydılar.
Eram quase auto-suficientes.