Fbi tradutor Português
18,890 parallel translation
Fedaral Bürodaki bağlantılarımla temasa geçeyim.
Vou falar com os meus contactos no FBI.
FBI ile az önce görüştüm, Ve bunu bir terör saldırısı olarak değerlendiriyorlar.
Falei com o FBI e estão a considerar isto como acto de terrorismo.
Sanırım bunu sadece FBI araştırmıyor.
Acho que o FBI não são os únicos que estão a investigar.
- Hey. İyi işti. Federallere karşı Hayley için işleri yoluna koyman...
Bom trabalho a resolver as coisas com o FBI para a Hayley.
Şimdi mesaj geldi, FBI vakayı almış.
Tempo demais. Acabo de saber.
İç Güvenlik bizim de dahil olmamızı istiyor.
O FBI já está no caso. A SN também nos quer nisto.
FBI'ın bu olayla ilgilenmesine memnunuz.
Agradeço que o FBI tenha interesse neste caso.
Ajan Greer, FBI.
Agente Greer, FBI.
FBI.
FBI.
Ben FBI'ın Karşı İstihbarat Bölümü'nün başıyım ve sekreterim bir KGB memuruyla evli.
Sou o chefe da Contra Inteligência do FBI, e a minha secretária casou com um agente do KGB.
Kuzey Carolina, hatta FBI laboratuvarında bile son 20 yılda sorgulanabilecek binlerce kıl testi oldu ki bunlardan 32'si... -... idamla sonuçlandı. - Hı-hı.
Até o laboratório do FBI já fez inúmeras correspondências duvidosas nos últimos 20 anos, 32 dos quais em casos de pena de morte.
Phoenix'deki büroda tanıdığım biri var.
Conheço um tipo do FBI em Phoenix.
FBI ile iletişime geçerim.
Eu irei contactar o FBI.
- Bu iş FBI'ı aşar.
Isso está muito além da capacidade do Bureau.
Adamlar polis memuruydu. Hem onu dedikleri gibi FBI'a götürmedikleri ne malum?
Eram policias e quem diria que não o levariam para o FBI como disseram que levariam?
Bilgisayar genelde FBI'ın başaramadığı kurbanlar arasındaki bağlantıları didikleyebilir - Bu zekice.
Ele faz ligações que o FBI não faz entre as vítimas.
Figgis'in departmanda ve FBI'da adamları var.
O Figgis tem pessoas na NYPD e no FBI.
FBI'a ihanet bir de üstüne iğneleme mi Bob?
Trair o FBI é uma coisa, mas sarcasmo, Bob?
Bakın bana yardım etmelisiniz. Ben bir FBI ajanıyım.
Você tem que me ajudar, eu sou um agente do FBI.
Olmaz, olmaz. FBI'ı ara.
Não, não, ligue para o FBI.
Tamam, FBI'ı ara. Onlara kaçtığını söyle.
Liga para o FBI e avisa-os que ele anda à solta.
FBI'danmış.
Diz que ele é do FBI.
FBI, Lou Grover'dan ne istiyor?
O que é que o FBI quer com o Lou Grover?
Madem FBI yapmıyor, yardım edecek başka birini bulurum.
Bem, se o FBI não nos pode ajudar, eu conheço alguém que pode.
Vay be! Büro bayağı etkileyici bir sicil kaydı hazırlamış.
O FBI construiu um cadastro deveras impressionante.
FBI bir polis gücü kurmuş gizli polislerle çetenin içine sızıp alaşağı etmiş.
O FBI criou uma equipa especial, que se infiltrou e acabou com eles por dentro recorrendo a agentes sob disfarce.
Tamam ama bir Chicago polisinin Philly'deki FBI soruşturmasında işi neymiş?
Mas, como é que um polícia de Chicago acabou numa operação do FBI em Filadélfia?
Büro, Lou'yu Chicago'da akademiden mezun olur olmaz görevlendirmiş.
Bem, o FBI recrutou o Lou quando ele tinha acabado de se formar na Academia de Chicago.
İkisi de FBI'ın Honolulu Ofisi'nden gelmiş.
São do FBI, do escritório de Honolulu.
Ajan Zagar ve FBI, Grover ve ailesini naklederken iki ajanı da öldürüldü mü diyorsun yani?
Estás-me a dizer que o Agente Zagar e o FBI que estão a tentar realojar o Grover e a família dele, e, agora, dois agentes aparecem assassinados?
FBI'yı ara.
Liga ao FBI.
FBI arıyor ama kaybolmak için bolca imkanı var.
O FBI está a tratar disso, mas, ela tem os recursos para desaparecer.
Ajan Abraham Gaines, FBI.
Agente Abraham Gaines, FBI.
FBI'dansın lan sen!
Está com a merda do FBI.
Belki de NSA ve FBI'ı da.
Talvez a NSA e o FBI também.
Kendini küçümseme Robert.
A agente do FBI?
FBI az önce bir açıklama yayınladı.
Inteligente.
En az 8-10 adam olacak. Everly'yi batıya, Sandoval'ı de güneye bakması için Veteran binasına yerleştir.
A fonte diz que a Polícia do Capitólio pediu ajuda ao FBI para a segurança.
Senatör Diaz, dün FBI'ın bu dosyayla bağlantılı bir yakalama yaptığını duyduk.
Diz-se que o FBI fez uma apreensão ontem relacionada com este caso. Pode comentar? Retirámos crude sírio de um dos tanques de gasolina do Kirk.
Federaller kıçımın dibinde.
O FBI anda sempre em cima de mim.
Büyük hayaller kuruyosun, değil mi?
- Sim, mas já passámos por isto, Jey. Desde que o FBI esteve aqui...
FBI olduğunu söyledi.
Certo, obrigado. - Sim.
Yıllardır FBI'a nasıl yakalanmadığı da belli oldu.
O que explicaria porque ele iludiu o FBI durante anos.
Muhbir olarak Charlotte ve FBI'la çalışıyormuş yani.
Estava a trabalhar com a Charlotte e o FBI como informador?
FBI da yıllardır bunu yapmaya çalışıyor.
O FBI tem tentado fazer isso durante anos. Ele é Teflon.
Evet, FBI'ın soruşturmasını riske atamayız.
Sim, não podemos arriscar estragar o caso do FBI.
Yanlış bilgiler vererek FBI'a kendi kuyruğunu kovalatıyordum.
Dava-lhe informações falsas de propósito. Punho o FBI a caçar as próprias caudas.
FBI ve DHS havalimanlarıyla sınırları kontrol ediyor.
O FBI e o DHS estão à procura nos aeroportos, nas fronteiras.
- Neden FBI ilgileniyor? - Onlar yeni.
- Porque se interessaria o FBI...
Tüm bu FBI takım elbise numaraları.
Todo esse visual de FBI?
O parayla yada herneyse birşeyler yapıyorsun.
Não quero ouvir falar do FBI, meu.