English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ F ] / Femur

Femur tradutor Português

322 parallel translation
Bu mermi femuru hemen ayırdı.
Aquela bala atravessou e rachou o fémur.
Femur, patella, fibula.
Fémures, rótulas, fíbulas.
Yerlerde sürünüyordu. Kalçası kırıktı.
Fazia limpezas, e tinha um ferro no femur.
... şimdi kafanı kırmıştın dostum.
Tinhas espetado o teu femur no baço.
Sağ femur ve sol humerusunda açık kırıklar var.
Tem fracturas expostas evidentes no fémur direito e no úmero esquerdo.
Durumu ne? 5. hasta. Sol femur kırık.
Paciente 5 : fémur partido, pé sem pulsação.
Femur kırığı olan hasta mı?
É o fémur partido?
Femura dikkat et.
Cuidado com o fémur. É uma fractura exposta instável.
Femur fraktürü.
- Fractura do fémur.
- Dün gece onun biriminden birini tedavi ettim 4.5 metreden düşmüş femur fraktürü vardı, kafa travması geçiriyordu.
- Ontem à noite tratei a um homem de sua unidade. Uma queda de cinco metros com fratura de fêmur e traumatismo.
Kemik-kalça kemiği.
O fémur, o osso da coxa.
Sol uyluk kemiğinde olası bir çatlak...
Possível fratura do fémur esquerdo.
Sayısız tahribat ; dalakta, karaciğerde, akciğerde, gögüste sol uyluk kemiğinde... Böbrekler de çalışmıyor.
Traumas múltiplos, bílis, fígado, fémur esquerdo partido, paragem renal...
Bay Griffin'in sol üst uyluğunda yeni bir travma tespit ettim.
Eu, de facto, detecto um primitivo traumatismo na parte superior do fémur esquerdo dele.
İnsan uyluk kemiğinden yapılma bir bıçağı var.
Construiu um punho-de-aço com um fémur humano.
- Bu bir uyluk kemiği.
- É um fémur.
Uyluk kemiği sadece insanda bulunur, kalça kemiğidir, Ray.
O fémur é um osso humano, Ray.
Bir gün arka bahçeyi kazdıkları zaman o cesede uygun bir uyluk kemiği bulacaklar.
Qualquer dia vão escavar aquele quintal... e vão encontrar o resto do esqueleto donde aquele fémur pertencia.
Uyluk kemiği sizde kalabilir.
Eu deixo-o ficar com o fémur.
Ne olabilir, Watson?
É o côndilo de um fémur.
Sadece bir beyin sarsıntısı ve kırık bir uyluk kemiği, haftalarca mumya gibi yatmama neden olmuştu.
Fora só uma contusão e uma fractura do fémur que me mantiveram ali deitado como uma múmia durante semanas.
Uyluk eklemi dizkapağı, kaval kemiği, incik kemiği, hepsi normal görünüyor.
Articulação do fémur... rótula, tíbia, perónio parecem normais.
Sağ uyluğu kırık, tansiyonu 90 / 60.
Fémur direito partido, pressão 90-60.
- Uyluk kemiğinden vurulmuş.
- De um lado ao outro. Fémur superior.
Sağ uyluk kemiğinin yüzeyi, bakırla uzun yıllar temasta olduğundan, yeşilleşmişti.
A superfície anterior do fémur direito estava verde, indicando exposição ao cobre.
- Kaval kemiğindeki platin tabakadan.
- Tem parafusos no fémur.
Sol uyluk kırılmış.
Fémur esquerdo fracturado.
Ampütasyon, sağ ön kolu. Biçimsiz kırık, sol baldır.
Antebraço direito quase amputado, fractura do fémur esquerdo.
Olası bacak kemiği kırığı, karnının üstünde tekerlek izi var.
Possível fractura do fémur, O pneu passou-lhe por cima.
Tomografi, göğüs, pelvis ve sağ bacak isteyeceğim.
Vou pedir raio-X cervical, tórax, pélvis e fémur direito.
Onun sağ yanındaki lobunda kırık bir uyluk ve ince bir çatlak var. Onu görebilir miyim?
Ela tem um fémur partido e uma fratura do lobo parietal direito.
Diğerinden 4 santim daha kısa.
O fémur direito é 4cm mais curto.
Sol uyluk.
Fémur esquerdo.
- Evet, ailesinde birçok seker hastası var ve sol kalça kemiğinde platin takılı.
A família dele sofre de diabetes e ele tem um estilhaço no fémur esquerdo.
Kalça kemiği.
Fémur.
EKG, göğüs röntgeni çektirin kalça röntgeni gelince beni bulun.
Peçam um ECG, raio-X torácico, e mostrem-me o raio-X do fémur.
Pekala, Jenny, buraya gel ve bize kalça kemiğinin nerede olduğunu göster.
Ora bem, uh, Jenny, podias vir aqui e mostrar onde é o fémur?
Güzel değil mi? Katalogda bir ağacı 28 saniyede kesebileceği yazıyor.
O catálogo diz que esta beleza corta um fémur em 28 segundos.
Bu şeyin bir ağacı 28 saniyede kestiğini söyledin sanıyordum.
Disseste que isto cortava um fémur em 28 segundos!
Baş kısmında büyük bir yara dokusu var. Kafatası, kaburgalar, kollar ve uyluk kemiğinde zedelenme var.
O cérebro cresceu à volta das cicatrizes, fracturas recorrentes no crânio, costelas, braços, fémur.
Bu, kırılmış kalça kemiğinin gizemini açıklayabilir.
Isso explica o fémur desfeito.
Ve sonra, aynı mermi tekrar... buraya girmiş, uyluk kemiğinin yassılaştırdığı yer olan bacağına.
E depois, a mesma bala voltou a entrar aqui, na coxa, onde o fémur... a achatou.
Kalça kemiğindeki yabancı madde ne?
Que corpo estranho é aquele alojado no fémur?
Boyunu, kalça kemiğinin boyundan tahmin ettim.
Eu estimei a sua altura pelo comprimento do fémur.
David şu anda araştırıyor. Kalça kemiğinden de parça aldım.
Eu também cortei uma parte do fémur.
Azı diş ve kalça kemiğinde temiz örnekler vardı.
Amostras claras do molar e do fémur.
Kalça kemiği tek kesikle kaval ve kamış kemiğinden ayrılmış.
E com um corte, o fémur foi separado da tíbia e do perónio.
Sağ kalça kemiğinin kıkırdağındaki kesikte soldan sağa doğru hafif hafif açılar var. Bu da katilin solak olduğunu gösteriyor.
O corte na cartilagem do fémur distal direito tem um ligeiro ângulo desde o distal esquerdo até ao direito proximal, o que sugere que o assassino é canhoto.
Kalça kemiğine göre sizin kurban 1.70 boylarında.
As medidas do fémur dizem que a vitima tinha um metro e sessenta.
1,65 boyundaymış.
O fémur dá-nos a altura : 1,55m.
Sonuçlar henüz gelmedi. Kalça kemiğinin ortasından bir parça kesip DNA'ya göndereceğim.
Vou tirar uma amostra do fémur e enviar para análise de ADN.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]