Ferg tradutor Português
130 parallel translation
Ferg, kardeşinin Bangkok'ta bir yazı 500 $'a geçirdiğini anlattı.
Ferg contou que o irmão passara um Verão em Banguecoque por uns $ 500.
- Ferg!
- Ferg!
Vic 4 kez aradı. Ferg'ü ne zaman göndereceğini merak ediyor.
A Vic ligou 4 vezes a perguntar quando é que vais enviar o Ferg.
Ferg hava şartlarına uygun şekilde giyinmiş mi?
Ferg, estás preparado para o clima do dia?
Ben de seninle geliyorum, Ferg.
- Eu vou contigo, Ferg.
Ferg, neden hala buradasın?
- Ferg, porque é que continuas aqui?
Ferg benim için birkaç fotoğraf çekiyor..
O Ferg está a tirar algumas fotografias.
Vic, Ferg, ve ben her şeyi halletmeye çalışıyoruz. Bu pek de kolay değildi.
A Vic, a Ferg e eu tentamos tratar de tudo, mas não é fácil.
Çıkar onu, Ferg.
Solta-o, Ferg.
- Şikayet ediyor değilim, ama bu sabah Ferg'in olması gerekmiyor muydu?
Não que eu esteja a reclamar, mas não era para Ferg estar de serviço, esta manhã?
- Gördün mü, dinlememişsin.
Não estavas a ouvir. Olá, Ferg.
- Evet, Ferg.
O que se passa?
- Haydi, Walt. - Ferg, maktul, en son eniştesinin Tacoma'sı ile görülmüş.
Ferg, a vítima estava com a Tacoma do cunhado.
- Merhaba, Ferg.
Ruby, sondei os bares locais.
- Tamamdır.
Vou desligar. Está bem, Ferg.
- Bu, oldukça şüpheli görünen... pencereleri gazete kaplı...
jornais nas janelas... Ferg, nem penses em entrar lá.
- Ferg, oraya gitmeyi asla düşünme.
- Não entres. - Não te preocupes.
- Ferg, iyi misin?
- Ferg, estás bem?
- Yardımcı, Ferg'e yardım et.
Branch, ajuda o Ferg.
- Ferg!
Ferg!
- Ferg, Ruby'nin avukatla anlaşmasına yardım et.
Ferg, ajuda a Ruby a lidar com esse advogado.
- Ferg. - İçine zıpla.
Ferg, entra.
- Ferg, iz sürmenin sessiz bir yolculuk olduğunun farkında mısın?
Ferg, sabes que a localização é uma jornada solitária?
- Ferg, taş toplamıyoruz.
Ferg, não estamos a apanhar pedras.
- Onu nerede bulduğunu söylemiştin, Ferg?
Onde foi que disseste que o encontraste, Ferg?
- Henry ve Ferg'in bebeğe rastladıkları yerdeki sundurmada buldum.
- Só Outubro. Estava no barracão onde encontraram o bebé.
- Ferg, ofisimde su bardağı var.
Ferg, há um copo de água no meu escritório.
Ne vardı, Ferg?
O que se passa, Ferg?
- Çok haklısın, Ferg.
Estás bem, Ferg.
- Ferg, haydi.
Ferg, por favor.
Bize çevreyi tanıtabilirsin. - Ferg, Julia Sublette'nin mazeretini kontrol etmeni istiyorum.
Ferg, quero que verifiques o álibi da Julia Sublette.
- Ferg, Julia Sublette'yi hastanede yakala, telefonunu al.
- para sair do casamento? - Ferg, localiza-a no hospital e coloca-a ao telefone.
Ferg, yabani atını tamir ettirmiş.
O Ferg consertou o teu carro.
- Günaydın, Ferg!
Bom dia, Ferg!
Vic, Ferg ve senin olay yerini kayda almanızı istiyorum.
Vic, tu e o Ferg precisam de isolar o local.
Ferg, şuna bak.
Ferg, vê isto.
Freg, arabayla buluşma yerine.
Ferg, o drive-in.
- Ferg, sana her hangi bir şey söylememiştim.
Ferg, não ias dizer nada.
- Ben Ferg- - Yardımcı Ferguson.
Eu sou o Ferg... Delegado Ferguson.
- Ferg aradı.
O Ferg deixou um recado.
- Ama Ferg'miz var.
Mas temos o Ferg.
- Ne için, Ferg?
Sinto muito. - Pelo quê, Ferg?
- O sana tam olarak ne söyledi, Ferg?
O que é que esse indivíduo te disse, Ferg?
- Ve Ferg nereye gideceğini ona söyledi.
E o Ferg disse-lhe para onde ir.
- Ferg, iki sebeb için seni işe aldım.
Ferg, eu contratei-te por duas razões.
- Çek, Ferg.
Puxa, Ferg.
Ferg'i değil.
Não será o Ferg.
- Ferg, ne yapıyorsun?
Ferg, o que estás a fazer?
- Burası dört, tamam.
Ruby, esta é a unidade 4, escuto. Olá, Ferg.
- Ferg.
Ferg.
- Ferg seninle konuşmak istiyor.
O Ferg quer falar contigo.