English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ F ] / Fio

Fio tradutor Português

3,918 parallel translation
Durumu belirsiz mi?
Está por um fio?
Şalterden çıkan kırmızı kablo ile, röle prizinden çıkan turuncu kabloyu birbirine bağlamalısın.
Deve ligar um fio do lado vermelho do interruptor ao relés laranja do motor.
Diş ipi kullanırken bile iğrenirim ben.
Fico enjoada só de usar o fio dental.
Sahada top sürülüşünü hayran hayran saatlerce izliyor.
Ele pode ver um drible durante horas a fio, um fascínio sem fim.
Hazır buradayken şu tellerden de alalım.
Já que aqui estamos sempre podemos tirar algum fio.
Kusura bakma. Yemekte mangalda et vardı aşağıdaki tuvalette dişlerimi temizlemek istemedim.
Desculpa, comi churrasco ao jantar e não queria estar a usar o fio dental na casa de banho lá de baixo.
- Gil uçurumun eşiğinde. Burada işi kalmadı.
O Gil está por um fio, ele não tem um papel aqui.
Demek istediğim, bu kız küçükken benimle birlikte resim yapardı ve tek bir çizim üzerinde aylarca uğraşırdık.
Quero dizer, esta é a rapariga que costumava trabalhar comigo, num único desenho, durante meses a fio, quando era mais nova.
Hey, telefon kablosunu kopardı.
Pessoal, ela cortou o fio do telefone.
Tamam, Bayan Elvsted, mutlaka diş ipi kullanın.
Ora bem, Sra.Elvsted, não se esqueça de usar o fio dental.
Çoğu balıkçı tüy, post, sicim kabuklar falan kullanır.
A maioria dos pescadores usa penas, pelo, fio, bocados de conchas.
Bu katil sensen eğer bu kimlik, incilerin içinden geçen bir ip gibi ilerliyor.
Se for esse assassino, essa identidade atravessará os eventos como um fio por pérolas.
Çelik telleri demirden müzik tellerine çevirmek gibi.
É como transformar fio metálico em cordas de aço musicais.
Üzerlerinden geçen ve evimize elektrik sağlayan tellerde sığırcıklar ve çekirge kuşları düzgün bir şekilde görünmez bir cümle için araya karışıyorlardı. "
"Por cima deles, no fio solitário que trazia a electricidade até nossa casa, " melros e estorninhos pontuavam uma frase invisível. "
Her gün baktığımız şeyleri alıp onları sıra dışı bir hale sokuyor. Tıpkı John Updike'ın sıradan bir elektrik telinde duran kuşlara bakıp "görünmez bir cümle için araya giriyorlar" diye ifade etmesi gibi.
Pega no que vemos todos os dias e eleva-o a algo extraordinário, tal como John Updike, quando olhou para pássaros pousados num fio e lhes chamou "Pontuação de uma frase invisível".
Aylar boyunca ortadan kaybolursun annemle aramız bozulunca aramalarıma dönmezsin.
Desapareceres meses a fio, nunca atenderes o telefone quando as coisas entre mim e a mãe estavam complicadas.
Seni eve getirdim sonra saatlerce uyudun durdun.
Trouxe-te para casa e dormiste horas a fio.
Dişlerinizi karıştırıp ipi atıyorsunuz.
Usa o fio dental e deixa-o por aí.
İş için küçük bir hile... şu andan itibaren, iç çamaşırı izlerinin gözükmemesi için tanga giyebilirsin.
E um pequeno truque, de agora em diante, usa fio dental para evitar linhas de cuecas visíveis.
Ve dişlerini temizlemeyi unutma.
E não te esqueças de usar o fio dental, querido.
Masada kablo var.
Está um fio em cima da mesa. Ata-o!
Sebastian, mikrofonu kapatır mısın lütfen?
Sebastian, podes desligar o fio, por favor?
Sebastian'a mikrofonu kapatmasını söylemiştim.
Pedi Sebastian para desligar o meu fio.
- Tel makası.
Cortadores de fio.
Bir tele bağlı.
Ligada a um fio.
Adlı tıp doktoru ikinci bir DNA bulmuş. Bir saç teli.
O Médico também encontrou um 2º ADN, um fio de cabelo.
O gece, ailemi yeryüzünden silmek için, bunu yapabilecek genişlikte kılıçlarla iki adam gönderildi.
Dois homens foram enviados à noite para varrer a minha família da face da Terra e por um fio não conseguiram.
Bundan yıllarca bahsedeceğiz, değil mi?
Vamos falar disto anos a fio.
Kyle'ın suç işlediğine dair delilleri yok. Ama çalınan tel bulunursa...
- Se o fio de cobre aparecesse...
Bunun yoluna gireceği yok.
Tens de devolver o fio de cobre.
Eee, hala kocaman bakır bir tele mi bakıyorsunuz?
Ainda estão à procura de grandes rolos de fio de cobre?
Büyük ihtimalle o bakır telde bir yerden çalınmıştır.
O fio de cobre também deve ter sido roubado.
Yani buraya benim düşüncelerimi güzelliğinle ve cazibenle etkileyip kocanın bir kamyonet dolusu bakır telleri çalmadığını ikna etmeye geldin.
Veio aqui com a sua beleza e o seu charme a achar que me convencia que o seu marido não roubou um semirreboque cheio de fio de cobre?
Annelerinin ne yaptığını söylemekten utanıyorum. Sugar Land'de çok gizli bir hayatım var. Kocam beni terkediyor, sonra tekrar geliyor, bakır tel çalmaktan hapishaneye giriyor.
Tenho vergonha de lhes contar o que faço, tenho uma vida secreta em Sugar Land, o meu marido deixa-me e, quando volta, é preso por roubar fio de cobre.
Tel, kablo, halı, kaset.
Fio, cabo, tapete, fita.
Carl, kabloya dikkat et.
Carl, atenção ao fio.
Oğlumun hayatı söz konusuyken hiçbir şey yapmadan oturmam!
Não vou ficar parado quando a vida do meu filho está por um fio.
Aylardır birbirimize huzursuzluk veriyoruz.
Atormentámo-nos um ao outro durante meses a fio.
Görünüşe göre telefona kondansatör bazlı tetikleyici ile bağlanmış.
Parece que ela ligou o fio do telemóvel a um capacitor-base como detonador.
Saç teli kalınlığında bir kablo alıyorum ve annenin karnından girip rahim içinde manevra yaptırıyorum. Sonra amniyotik boşluğa girip minicik fetüsün göğsünden mini minicik kalbine ulaşıp minik insanı kurtarıyorum.
A apanhar um fio da espessura de um cabelo, e a manobrar através do abdómen da mãe, até ao útero, depois através do saco amniótico, até chegar no peito do feto, para alcançar um coração minúsculo.
İğneyi ne kadar derine sokacağını, kabloyu ne zaman yerleştireceğini ve balonu ne zaman şişireceğini biliyorsun.
Sabes exactamente até onde inserir a agulha, em que ponto deixar o fio, insuflar o balão?
Rich eriyip gidiyor. Ama böyle olmak zorunda değil.
Ele está por um fio e não merece estar assim.
Çocuk eriyip gidiyor.
Ele está por um fio.
Sadece bir patlatma kablosu var.
Só um fio detonador.
Kablosunu çekince bomba etkisiz hale gelecektir... fakat bellki de içeriden izleyen adamlar vardır.
Puxar o fio vai detonar a bomba, mas podem ter pessoas a observar lá dentro.
Kabloyu çıkartıyorum.
Vou remover o fio detonador.
Aylarca durmadan uzun mesafeler kateden bu hayvanlar
Viajando longas distâncias por meses a fio,
- Çok üzgünüm.
- Cuidado com o fio aqui porque não consigo chegar atrás do sofá por causa da tomada. - Oh, desculpe.
Nanokabloyla.
O nano fio?
Tamam.
E se recuperarem o fio de cobre de quem o roubou?
Kim bakır tel çalarki?
Quem rouba fio de cobre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]