English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ F ] / Flamenco

Flamenco tradutor Português

58 parallel translation
Ve her perşembe akşamı barda berbat bir kabare şov vardır. Kısa boylu, kara kuru, 25 cm'lik kıçı olan bir Latin'le iri, şişko, saçı briyantinli, koca götlü bir karı yabancılar için Flamenco sunar.
Todas as quintas à noite há uma porcaria de cabaré no bar que apresenta um latino emancipado com ancas largas e uma velha gorda com o cabelo mal penteado e um rabo enorme,
Kısa boylu, kara kuru, 25 cm. lik kıçı olan bir Latin'le iri, şişko, saçı briyantinli, koca götlü bir karı yabancılar için flamenko gösterisi yapar. - Lütfen susun.
- Todas as terças à noite há um maldito cabaret no bar apresentado por uma minúscula magricela espanhola com coxas de 20 cm e uma enorme tarte de frutas no cabelo a escorrer brilhantina e um grande cu, a apresentar flamenco aos estrangeiros.
Maalesef, fotoğrafları seçiyor. Step dansında meşhurduk, ancak repertuarımız oldukça azdı. Ve sonra, bildiğiniz gibi, flamenko ve stepin birçok ortak yönü vardır.
que, como lhe dizía... eramos famosos pelo sapateado, mas o nosso reportório... era bastante ecléctico e Fred demonstrou... que o flamenco e o sapateado têm muitas afinidades.
Flamenco-Flamingo.
Flamenco-Flamingo.
- Flamenco'yu sevmem
Eu odeio "flamenco".
Flamenco'yu sevmiyorum
Detesto flamenco.
Allahın belası flamenko müziği!
Agora, é a voz dele. Merda de flamenco!
Sence FIamenko yapılır mı?
- Achas que dançam flamenco?
Yani bir bayanla buluşacaksan... "Yemek yiyip Flamenko yapabilir miyiz?" mi dersin?
Então, podes convidar uma mulher para jantar e para um flamenco.
İlk buluşmada Flamenko yapılmaz.
Não se dança flamenco na primeira noite.
Keşke Flamenko burada da popüler olsaydı.
- Se o flamenco fosse popular aqui...
Fakat flamenko dansçısıysanız, daha fazlası gerek.
Mas, se ê uma diva do flamenco, precisará de mais, claro.
Flamenco derslerinle mi ilgili bu?
Tem alguma coisa a ver com as tuas lições de Flamenco?
Hayır, flamenco hocam.
A minha professora de flamengo.
Paella flamenco seversin...
Tu gostas de paella, flamenco...
Flamenko Flamingo benim.
Sou o Flamingo do Flamenco.
Flamenko yapmayı bilir misin?
Você dança Flamenco?
Çünkü gerçek bir erkek Flamenko yapmayı bilir.
Porque homens de verdade dançam Flamenco.
Para bulmak için flamenko yapıyorsunuz.
Você está dançando o Flamenco!
Bunlar flamenko dansçılarıydı, değil mi?
Eles são os que dançam Flamenco, não são?
Böylece bir kuş olabilirlerdi, bilirsin ya da flamenco yapıp sahiplerini eğlendirirlerdi.
Então... eles podiam ser um pássaro. Sabes? Ou fazer um passo de flamengo e se divertirem.
O adamın flamenko gitar çalmayı hayal etmediğini nereden biliyorsun? Tamam!
Sabias que o sonho desse homem era tocar flamenco na guitarra?
- Bak, önümüzdeki cumartesi akşamı bir flamenko konserine bilet ayarlayabilirim. Bilmem, ilginizi çeker mi? - Iıı..
Eh, escuta, tenho bilhetes para um espectáculo de Flamenco para o próximo Sábado não sei, querem vir?
- Flamenko Konserine gidecek misin?
Vais a esse concerto de Flamenco?
- Tamam söz. ne bu, flamenko mu?
- Meu Deus. O que é isso, flamenco?
İspanyol dansı yapma isteği uyandırıyormuş.
Disse que lhe dava vontade de dançar o flamenco.
Temelde flamenko gitar eğitimi alan ve yalnızca altı aydır elektrogitar çalan Robby lisedeyken Densmore'la birlikte bir rock grubunda çalmıştır.
Robby tocava guitarra eléctrica apenas há seis meses. A sua formação original era flamenco em guitarra acústica. Ele tocara numa banda rock com o Densmore, quando ambos ainda andavam no liceu.
Krieger'ın Flamenko ilgisi gizemi daha da artırıyordu.
As influências do flamenco de Krieger, dão-lhe outra camada de mistério.
Ama biz Yahudiler için Flamenko yok, dışarı!
Mas para nós, Judeus, não há flamenco, desapareçam!
- Flamenko.
- Flamenco.
Flamenco onlara ait!
Mas o Flamengo é.
Daha sonra ise, Youtube'da bir video gördüm. Çocuğun biri İspanyol Flamenko dansını yapıyordu. Yüzünde tatlı bir gülümseme gözlerinde ise tutku vardı.
Então, vi um vídeo no youtube com um espanhol a dançar flamenco... a suar pelos poros todos da cara, mas tinha tanta paixão nos olhos,
Ben de az önce Sevilla'da, Flamenko üstadı oluyordum.
Acabei de vir de lá e especializar-me no flamenco!
Flamenko çok seksüel bir dans.
O flamenco é uma dança muito sexual.
Flamenko öğrenmek için dünyanın bir köşesine gittim. Ama tek eksiğim vardı.
Corri meio mundo a especializar-me na arte do flamenco, mas faltava-me qualquer coisa.
Alınma ama, Flamenko adımların çok cansız.
Sem te ofender, mas os teus passos de Flamenco podiam ser melhores.
Flamenko botuyla mı?
Cubana ou flamenco?
Nesin sen, flamenko dansçısı mı?
És o quê, bailarino de flamenco?
Dansa tutku ile bağlıydı, özellikle flamenko ve kırmızı elbisesi ile sahneye her adımını attığında mükemmel gözükürdü.
Adorava dançar, sobretudo o flamenco e sempre sonhou pisar a pista de dança no seu vestido vermelho.
Federico Flemenco.
O Federico Flamenco.
Yetenek yarışması için flamenko dansçısı kostümüm.
O meu traje de dançarina flamenco para o espectáculo de talentos.
Maggie, bana Amerika'da bir tane baba göster ki kızı için flamenko eteği dikmiş olsun.
Maggie, diz-me um outro pai na América que esteja agora mesmo a pé a coser uma saia de flamenco para a sua filha.
Flamenko kızı gibisin.
sereia do flamenco.
- Flaman.
- É flamenco.
Ve istediğin her zaman seninle gidip flamenko falan yapmak istediğimi.
E queria ter ido aprender a dançar flamenco contigo. Tipo, todas as vezes que me pediste.
- Flamenko olmasın o?
- Queres dizer, flamenco?
Keşke Flamenko dansı yapabilseydik.
Queria que pudéssemos dançar flamenco.
Çikolatalı çıtır yemedim veya flamenko dansı yapmadım.
Eu não como churros, ou danço flamenco...
O delirmiş olmalı
Detesto "flamenco".
Senin Flaman atlın geldi.
Vosso cavalheiro flamenco.
Ben, Flamenko'yum.
Eu sou o flamenco.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]