Frida tradutor Português
230 parallel translation
Mumları Frida götürecek.
Frida irá levar as velas.
- Hastaysan Frida götürecek.
- Se estás doente, a Frida vai.
Maria, Frieda.
Maria, Frida.
- Maria, Frieda.
Maria, Frida...
- Frieda?
- Amén. Frida...
Frida'yı öldürürseniz, Maria'yı da öldürmüş olursunuz.
Não percebes que, se matares a Frieda, matas a Maria também?
Frida! Frida!
Frida!
Frida!
Frida!
Kuzenim Frida'nın hediyesi.
É um presente de despedida.
Şu an Frida'20 deyiz.
Aqui, meu Capitão. Nós estamos na Frieda 20. Termine com o fogo de artilharia.
Ana Caddede yaşlı Frida var.
Têm sempre a velha Frida, no fundo da Rua Principal.
O zaman gitmeniz gereken kişi Frida.
Ah, então a Frida é a pessoa indicada para isso.
— Sen yaşlı Frida mısın?
- A senhora é a velha Frida?
— Çok teşekkürler, Frida.
- Obrigado, Frita!
Bu da seni Frijit Frieda yapıyor.
Isso faz de ti... uma Frida Frígida.
Oh, evet, Freida.
Ah, sim, Frida.
Onlara "Frida ve Kahlo" diyoruz.
Vamos chamar-lhes Frida e Kahlo.
Frida, haydi!
Despacha-te.
Eskiden hep şöyle derdin ; "Bana planlarından bahset Frida!"
Estavas sempre a dizer... "Fala-me dos teus planos, Frida".
Planların ne Frida?
Quais são eles, Frida?
Bu Frida Kahlo. Kendisi çok iyi bir ressamdır.
Esta é a Frida Kahlo, uma pintora maravilhosa.
Sizi biriyle tanıştırmak istiyorum. Bu Frida Kahlo.
Atenção todos, quero apresentar-lhes uma pessoa, a Frida Kahlo.
Adım Frida Kahlo.
Chamo-me Frida Kahlo.
Bunlar çok iyiler Frida. Onları seviyorum.
Estes são bons, adoro-os.
Frida...
Friducha...
- Katlanılmaz birisin! - Frida! Defol!
Rua, põe-te na rua!
Ben bir canavarım! Ben bir aptalım.
E um idiota, mas aquilo não quis dizer nada, Frida.
- Frida Kahlo'nun hayaleti.
O espírito de Frida Kahlo.
- Ona hep söylüyorum. Julien Levy, New York'ta onun iki tablosunu sattı. Dört tanesi de, Frida, şu gangster olan aktöre sattı.
O Julien levou dois quadros dela para Nova Iorque e vendeu-os logo, e ela vendeu outros quatro àquele actor, o gangster...
Sana ne oluyor?
- Mas porquê logo ele, Frida?
Sana hayranım Frida.
Adoro-te. Frida.
Frida olduğumu sanmıyorum. İçimdeki tüm Frida yok oldu.
Já não penso em mim como Frida, a Frida em mim morreu.
- Onu bana ver! - Hayır Frida! - Bunu daha önce de yaşadık.
Não, o assunto está discutido e arrumado.
Frida hakkında, onun kocası olarak değil de bir ressam ve bir hayranı olarak konuşmak istiyorum.
Mas quero falar da Frida não como marido dela mas como artista, como admirador.
Süt, Frida.
Leite, sem mais nada.
- Hoşça kal Frida.
Ciao, Yvonne. - Vamos embora.
- Frieda!
- Frida!
- Merhaba Frida.
- Olá, Frida.
- Frida nerede?
- Espera, a Frida?
Diego ve Frida'ya!
Ao Diego e à Frida.
- Hayır Frida.
Se te aguenta a ti também aguenta um Dieguito.
Bu bebeği gerçekten istiyor musun Frida?
Queres mesmo esse bebé?
Siz de eve gidip dinlenin. - Frida!
Devia estar na cama, Mrs Rivera.
Frida!
Frida, tu vieste...
Frida, neden Diego ve sen ayrı evlerde yaşıyorsunuz?
Por que têm tu e o Diego casas separadas?
Frida, konuş benimle!
Frida, fala comigo!
Ve sen Frida...
E tu, Frida...
Frida.
Por que tem dores?
Kalbimi kırdın Frida.
Partiste-me o coração...
Frida. Boşanmak istiyorum.
E quero o divórcio.
"Umarım çıkış neşelidir ve umarım bir daha geri dönmem." Frida.
"Espero que a saída seja alegre. E espero nunca mais voltar."