Froggy tradutor Português
44 parallel translation
- Bir yerlere saklamış olmalı, sonra almak için. - "Froggy" ( kurbağa surat / kurbağacık ) ( argo :
- Deve tê-lo escondido, para buscá-lo mais tarde.
"Froggy" onun çalmadığını biliyor.
O "franciú" sabe que não foi ela.
Evcil bir kurbağa, ismi Kurbağacıktı.
Tinha uma rã de estimação que se chamava Froggy.
Anlayacağın, yalnızca kurbağacık Kurbağacık, tek dostumdu.
Assim, restava-me a rã. Froggy era a minha amiga.
Kurbağacıktan daha iyi değilsiniz, yalnızca farklısınız.
Não são mais amigos que a Froggy, são diferentes.
Froggy'nin barında yemek yiyeceğim. Para yoksa maç da yok, Titanic.
Vou almoçar ao Froggy's. Sem dinheiro, não há luta, Titanic.
Umarım şu "Froggy Kur Yapmaya Gitti" albümünü satmamışsındır.
Espero que não tenhas vendido aquele disco, "O Sapo queria cortejar".
Rapçi kurbağa.
Snoop froggy frog.
Ben dört gözlü bir kurbağayım.
O meu nome é Froggy Quatro Olhos.
Benim adım dört gözlü kurbağa.
O meu nome é Froggy Quatro Olhos.
Teşekkür ederim Bay Froggy, hiç de fena değildin.
Obrigado, Sr. Froggy, não és assim tão mau.
Bay Froggy bana Rockband aldı.
O Sr. Froggy trouxe-me um Rockband.
Yemeğe kal, Froggy.
Fica para jantar Froggy.
İyi geceler kurbağa göz!
Boa noite, Froggy Quatro Olhos!
Froggy!
Froggy!
Ne oldu, Froggy?
O que foi, Froggy?
Jesus, Froggy!
Jesus, Froggy!
Sen her şeyi yapacaksın, Froggy!
Tens que fazer tudo, Froggy!
Bir şey söylemene gerek yok, Froggy.
Não precisas de dizer nada, Froggy.
Bizim bir şeyler yapmamız gerekiyor, Froggy!
Temos de fazer alguma coisa, Froggy!
Bana bir ipucu ver, Froggy?
Dá-me os detalhes, Froggy?
Ve Froggy, sen de orada olacaksın!
E Froggy, tens que estar lá também!
Hey, Froggy!
Froggy!
Ama Froggy nasıl...
Mas como poderia o Froggy...
Peki Froggy nerede?
E onde está o Froggy?
Sen ve Froggy kavga mı ettiniz?
Tu e o Froggy brigaram?
Tania, sanırım ben büyük bir hata yaptım. Ve bunu düzeltmem için Froggy'yi bulmalıyız.
Tania, acho que cometi um grande erro e para arranja-lo tenho de encontrar o Froggy.
- Başbaşa vakit geçirmek güzel mi? - Piggy, Froggy!
Que tal a vida calma, Cocas?
- Kurbağayı getirebilir miyim?
- Colocas também... Posso levar o Froggy?
- Evet, getir kurbişi.
Sim, traz Froggy.
- Kurbiş boğuluyor!
O Froggy está a afogar!
- Kurbiş boğuluyor anne!
O Froggy está a afogar, mamã!
Kurbiş düştü, sonra karnı acıktı.
- O Froggy caiu e depois tinha fome. - Raios.
- Kurbişle ilgilendin mi?
- Trataste do Froggy?
Söylediklerimi çarpıtman hoşuma gitmiyor Froggy.
Não me agrada que distorças o que digo.
Froggy's, maç öncesi etkinliğinde, şarkı söylememi istiyor.
O Froggy quer que cante na festa antes do jogo. Domingo super bowl?
Bunu şimdi mi yapmak istiyorsun, bu mekanda mı,
Tudo. E queres fazer isso agora mesmo, no froggy durante o super bowl?
Yani... belki de benim hala Froggy's de şarkı söylemem, ya da belki de anne olabilecek bir yapıda olmamamdır.
E... Se calhar é por eu ainda continuar a cantar no Froggy e não estou avançada como pensava que estaria.
Froggy'deki tuvalet seksi için, bir kez daha teşekkürler, Jack!
Uma vez mais, obrigada pelo sexo na casa de banho do Froggy's!
Kurbağa'yı tanıyor muyuz?
Quem é o Froggy?
Getir bakalım.
Já temos o Froggy.