Fulbright tradutor Português
41 parallel translation
Adım Steve Fulbright.
Chamo-me Steve Fulbright.
Washington'dan araştırttım, Fulbright temiz.
Confirmei com Washington, o Fulbright é dos bons.
Ajan Fulbright'la konuşmak istiyorum.
Queria falar com o agente Fulbright.
Fulbright, Foley.
Fulbright, é o Foley.
Fulbright, Gizli Servis.
Fulbright. Serviços Secretos.
- Merhaba Fulbright.
- Olá, Fulbright.
Adım Sally Finch. Fulbright bursu yardımıyla
Sou Sally Finch e recebi uma bolsa de estudo Fulbrite.
Matmazel Sally, burada Fulbright bursuyla okuyorsunuz, değil mi?
Mlle. Sally, tanto quanto sei, conseguiu uma bolsa Fulbrite.
Kovulmak üzere olduğunun farkında değil misin?
És um bolseiro Fulbright. Não achas que estás prestes a ser despedido?
McKee eski bir Fulbright mezunu, Charles.
O McKee teve uma bolsa da Fulbright...
Sende Fulbright mezunu musun?
Tiveste uma bolsa da Fulbright?
Ajan Fulbright, CIA, bu da ajan Fogg, ona Carl diyebilirsin.
Agente Fulbright, CIA. Este é o agente Fogg, Mas pode-lo tratar por Carl.
Fulbright, Henry bir çöpçüydü.
Fulbright, o Henry era um homem do lixo.
Fulbright'a. Sence babam öldü mü?
Fulbright acredita que o pai está morto.
- Bazı hükümetlerin yıkılmasına tanık oldu, Fulbright bundan iki kez bahsetti ve dahası var.
Foi testemunha da queda de alguns governos. Menciona duas vezes o Fulbright, mas há mais...
Simon'ın hapisteki bir arkadaşı 1973'te bir ajanın, Henry'ye CIA'in kullandığı, ama modası geçmiş temel şifreleme metotlarını öğrettiğini söyledi, bu muhtemelen Fulbright'tı.
Um conhecido de Simon na prisãol disse que em 1973, um agente ensinou ao Henry um método de codificação simples, já antiquado, da cia... talvez tivesse sido este tal Fulbright.
Bununla Ajan Fulbright'ı kastettiğini anlayabiliriz.
Temos suspeitas que se referia ao agente Fulbright.
Bu, ajan Fulbright sana doğruları söylemiyor.
O agente Fulbright não te contou a verdade.
Fulbright oyuna geldi
Enganou-nos aos dois.
Fulbright'ı tanıyor musun?
- O Fulbright, sabe?
- Fulbright, oğlumu öldürüyorlardı.
Fulbright, iam matar o meu filho.
- Sakın bana kur yapmaya kalkma.
Não se atreva a brincar comigo, Fulbright.
Her neyse Fulbright, bu artık sizin sorununuz.
É um problema vosso, por isso...
Bu kadar konuşma bana yeter, Fulbright. Evime dönüyorum.
Tudo isto, para mim, é chinês, Fulbright.
On saat sonra, Fulbright'ın itirafları.
DEZ HORAS MAIS TARDE A CONFISSÃO DE FULBRlGHT
Yemin ederim Fulbright, onu kaybedersen, seni pişman ederiz.
Juro por Deus, se a perdeste, mutilo-te.
Bak, Fulbright. Mantıklı bir adam var.
Olha, Fulbright, há muitos homens sensatos.
- Dur bir dakika, Fulbright.
Espere um momento, Fulbright.
- Fulbright gitti mi? - Evet.
O Fulbright foi embora?
- Fulbright mı? - Evet.
- Fulbright?
Fulbright beni bulmak için onu kullanıyor Henry.
O Fulbright a usá-la para me descubrir.
Dur bakalım, bu da ne, Fulbright?
O que é isto? Fulbright.
Fulbright'ı verir misin?
Passa o telefone ao Fulbright.
Hangi Amerikan şairi ve Fulbright alimi...
Qual poeta americano e Estudante de Fulbright...
Notre Dame'daki karşılıksız burs hakkını kaybetti.
Lost his fulbright scholarship to notre dame. Tu sabes onde ele vive?
Aynı anda, fulbright ve rhodes bursunu kazandım...
Fui bolseiro das fundações Fulbright e Rhodes...
Oxford'da birinci olmuştu. Sonra tam burslu olarak bir yıl doktorasını yaptı. "
Ela tinha se formado em Oxford e depois um ano de pesquisa para pós-graduação como bolsista da Fundação Fulbright.
Harvard'da full burslu öğrenciyken, Ruth'un hocasıymış.
Ele foi orientador da Ruth em Harvard quando ela era bolsista da Fulbright.
Fulbright'ıma daha yeni başlamıştım. Biraz içki içmiştim.
Eu tinha iniciado a minha bolsa de estudo e tinha bebido um pouco.
İki yüksek lisans derecesi, bir Fullbright.
Dois graus avançados, uma bolsa Fulbright.
Bunu söyleyen kişi, William Fulbright'Evrensel eğitim, ideolojileri insan hedelerine... döndürmenin en iyi fırsatıdır,'demiştir.
Acredito que foi William Fulbright que disse que a educação internacional é a melhor oportunidade de transformar as ideias em inspirações humanas.