Gelsinler tradutor Português
446 parallel translation
Bay Christian, 5'te tayfalar cezayı görmeye gelsinler.
Mr. Christian, chame todos às cinco para ver o castigo.
Gelsinler mi?
Posso chamá-Ios?
- Gelsinler!
- Eles que venham!
Bu sağa sola saklanma işine bir son verelim. Bırakalım gelsinler de hesaplaşalım.
Vamos deixar esta palhaçada, deixar que nos apanhem e montar um espectáculo.
Bir saat içinde buraya gelsinler.
Diz para virem daqui a uma hora.
Gelsinler.
Mande-os entrar.
Geronimo ya da yandaşları bir daha bu bölgeye gelirse silahlarıyla gelsinler.
Se Gerónimo ou os seus seguidores entrarem neste território outra vez que venham armados.
Ben gidince içeri gelsinler.
Deixem-nos vir quando eu sair.
Buraya neden gelsinler?
Por que hão-de vir aqui?
Herkese söyle, yağmura yakalanmadan eve gelsinler.
Diz aos teus irmãos para entrarem antes que comece a chover.
- Önce onlar gelsinler.
- Tragam-nas primeiro.
- Bırakın gelsinler.
- Deixa-os vir!
Quatermass ve Briscoe'ye söyle oraya gelsinler.
Chame a Quatermass e a Briscoe.
Rica ediyor, siz Sayın Lord Hazretleri, yarın veya öbür gün gelsinler diye.
Ele pede a Vossa Graça, que amanhã o procure, ou no dia seguinte.
Çağır gelsinler, çağır gelsinler!
Liga-lhes!
Gelsinler.
Mande-as entrar.
Onlara söyle Pueblo salonundaki bara gelsinler.
Diga-lhes que o tenham no bar de Pueblo.
Ama hakkımı da teslim edin, teker teker gelsinler.
Mas, com toda a justiça, terá de ser um de cada vez.
Yarın sabah gelsinler.
Amanhã de manhã, diga-lhe.
Çağırın, hemen buraya gelsinler.
Chame-os quero-os aqui imediatamente.
Söyle yarın gelsinler.
Diga-lhes que voltem amanhã.
Eğer savaşmak istiyorlarsa açık alana gelsinler.
Se eles querem lutar, que se mostrem.
İçeri gelsinler.
Eles que entrem.
Onlar bize gelsinler.
Farei com que venham ter connosco.
Muhafız birliği komutanı ve en iyi üç adamı tüccar kıIığında derhal yanıma gelsinler.
O capitão dos guardas e três dos seus melhores devem informar-me disfarçados de mercadores.
Bırakın gelsinler. - Çalıştır şu şeyi.
- Despache-se com essa coisa.
Söyle, hemen gelsinler.
Diga-lhes que venham o quanto antes.
Bırak gelsinler.
Deixem-nos avançar.
Haydi gelsinler.
Eles que venham.
Bırakın üzerimize gelsinler.
Deixem-nos passar por nós.
- İçeri gelsinler.
- Mande-os entrar.
- Neden kapalı bir istasyona gelsinler ki?
Supõe-se que a estação está fechada. Que faziam aqui?
Bayanlar ve baylar, katılmak isteyenler, lütfen piste gelsinler.
Se desejarem participar no concurso desta noite, desçam à pista de dança.
- Evet, aradığımız şeyler, ateş edebilir ve dövüşebilirler. İçeri gelsinler.
Sim, que procuramos alguém que atire rápido e lute forte para nos ajudar.
Acele gelsinler.
Eles que venham depressa.
Burası bir domuz kümesi değil. Sanki Ohio dağlarına kampa giden bir aile gibi, şimdi gönüllü olanlar mutfağımızda yardıma gelsinler, yani herkes.
Não é só da quinta Hog... mas da Ojai Mountain e das Pranksters... e dos voluntários que gastaram seu tempo na cozinha.
Moss'la Cobden'a söyle benim dükkana gelsinler.
Diga ao Moss e ao Cobden para me encontrarem na loja.
- Şey, bırak gelsinler.
Eles que venham.
Saat kaçta mı gelsinler?
Quero vê-los às...
Ölüsünü alıp gelsinler.
Tragam o que restar dele.
Buradan geçerlerse, söyle onlara arkamdan gelsinler.
Quando cá chegar, se chegar, mande-os atrás de mim.
Yanına ateş edin, kıyıya gelsinler!
Empurrem-nos para os baixios.
Buraya gelsinler!
Fá-los vir aqui!
Deborah, söyle içeri gelsinler.
Deborah, manda-os entrar.
Birlik komutanları da bir an önce karargaha gelsinler.
Os comandantes de patrulha reunem nos quartel general imeditamente.
Öğrenmelerinin bir yolu bu. Gelirlerse gelsinler!
É por isso que não vai dar certo.
Gelsinler ve beni haklasınlar.
Não vou dar espaço a ninguém.
Gelirse gelsinler!
O que me importa?
Gelsinler!
Tribunal
Gelsinler!
Hovi!
Gelsinler!
Deixa-os vir, meu!