English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ G ] / Gemi

Gemi tradutor Português

9,302 parallel translation
Venice 200 gemi vaat ediyor!
Veneza oferece 200 galeras.
Bu gemi.
- Esta nave.
- Başka bir gemi.
- Outra nave.
Size doğru gelen bir gemi var.
Têm problemas a ir na vossa direcção.
Ama gemi hala tam faaliyette değil.
Mas, esta nave está longe de estar totalmente operacional.
- Gemi, yerinde değil.
Não está lá.
Şu an benim ait olduğum yer o gemi.
Para mim, neste momento, acho que esse lugar é naquela nave.
Daha önce size söyleme şansım olmadığı için üzgünüm. Gemi ile yüzey bağlantısına aracı sokma riskini alamazdım.
Desculpem-me por não ter falado convosco antes... mas, não podia arriscar que interceptassem a mensagem.
Sağ tarafta cevap vermeyen, tanımlayamadığımız bir gemi var.
Um navio não identificado a estibordo que se recusa a responder.
Gemi enkazı gibi duruyor. Bir ceset değil, efendim.
Parece ser restos de um naufrágio, não um corpo, senhora.
Gemi doksanlarda bulundu. Gümüşün hepsi değil ama.
O navio foi descoberto nos anos 90, mas não toda a prata.
Booty Hauls, gemi enkaz gezisi servisinden.
Aquisição de espólios Viagens de resgate.
Gemi batıyordu ve beraberinde batmak istemedim.
O navio afundava-se e não quis afundar-me com ele.
Fakat orada Zeb ile oyun oynayan yabancı bir gemi ve tayfasını kiralamak istediğini söyledi.
Mas o estranho a jogar ali com o Zeb... disse estar a querer alugar uma nave e tripulação.
Artı bu gemi ve tayfasını ayaklarıma yaptığım eziyetin tazminatı için istiyorum.
Mais a nave e a tripulação para compensar a dor nos meus pés.
Bahse varım bu gemi İmparatorluğun droid kuryelerini haberleşme gemilerine götürmek için kullandıkları gemi.
Aposto que esta é a nave que o Império usa... para levar o dróide até à nave das comunicações.
Çevrede kova kafalar var ve üssün etrafında en az üç tane gemi savar var.
Vejo cabeças-de-lata no perímetro... e pelo menos 3 baterias anti-nave na base.
Amiral, Sektör 4'ten ayrılan bir gemi görüyorum.
Almirante? Estou a captar uma nave a sair da superfície no sector 4.
Başka hiçbir gemi sisteme giriş yapmadı.
Nenhuma outra entrou no sistema.
Efendim bir gemi yakaladık fakat bu asilerin gemisi değil.
Senhor, conseguimos prender a nave... mas não é a nave rebelde.
Sadece bu düşük seviye emirler yüzünden, gemi olmadan Eski Kasaba'nın altını üstüne getirdim, döküntüleri aramaya mecburum.
Estes mandados de baixo nível põem-me a correr pela Cidade Velha. Sem uma nave, só me resta perseguir a escória.
Her gün bir sürü kamyon ve gemi Baltimore'a gelip tedaviyi alıyor ve halka dağıtıyor.
Todos os dias, camiões e navios chegam a Baltimore para recolher novas doses e distribuí-las à população.
Güneye gittiğinizi duyunca bir gemi bulup denizden gitmek daha iyi olur dedim.
Sim, quando soube que iriam para Sul, pensei em apanhar boleia, ir pela água.
Sanırım yeterince gemi ve deniz havası aldık.
Acho que já tivemos o suficiente de navios e água por uns tempos.
İkinci dünya savaşında İngiliz gemi komutanları eşleri ve çocuklarını Londra'da sığınaklarda bırakıp denizlere açıldılar ve yıllarca naziler ile savaşmaya gittiler.
Durante a Segunda Guerra Mundial, os capitães da Marinha Britânica colocaram as suas esposas e filhos em "bunkers" em Londres, e voltaram ao mar, durante anos, para lutar contra os nazis.
Tedavi ile gelen gemi söylenti değil.
O navio com a cura... não é um rumor.
İlk olarak ben de böyle düşündüm efendim ama sonra gemi manifestosuna baktım. Gemiyi idare edecek olan çekirdek kadronun dışında gemide yalnızca 15 doktor varmış.
Foi aquilo que pensei, Sr., mas, depois, verifiquei o manifesto do navio, e, à parte da tripulação essencial do Comando de Transporte Militar para comandar o navio, estavam, apenas, 15 médicos a bordo.
Grace gemisinin mavi resimleri. Solace ile eş gemi.
É um diagrama do "Grace", navio-irmão do "Solace".
Su üzerinde gözden kaçırdığımız bir gemi olabilir.
Podia ser um navio a esconder-se.
Solace'nin etrafında başka gemi yok. Ne bir lastik bot ne de bir sal.
Não havia quaisquer barcos, semi-rígidos ou balsas perto do "Solace".
Gemi bana geldi. Bunun şansla ilgisi yoktu.
Apercebi-me que não havia qualquer tipo de sorte nisto.
- Büyük bir gemi değil ama güçlü.
Não é um navio grande, mas, é formidável.
Güneye ilerleyen bir gemi var.
Um navio a viajar para Sul.
Güçsüz bir gemi.
Tem pouca potência.
12 mil bir muhribin sessiz gemi rolesindeki standart süratidir.
12 nós é a velocidade padrão para um contratorpedeiro que viaje com um nível de silêncio 1.
Bu bir ticari gemi değil.
Aquilo não é um cargueiro.
Sessiz gemi-2'ye geçeceğiz.
Vamos para nível de silêncio 2.
Sessiz gemi-2'ye geçiyoruz.
Vamos entrar em nível de silêncio 2.
Şu andan itibaren sessiz gemi-2'deyiz.
A partir deste momento, estamos em nível de silêncio 2.
Sessiz gemi-2.
Todos, nível de silêncio 2.
Sessiz gemi, kayboldular.
Navio em silêncio! Desapareceu!
- Gemi olmadan planları suya düşer.
Sem um navio, os planos deles entram em colapso. O quê?
O gemi batacak.
O navio dele afunda.
O gemi batarsa çıkmanın bir yolunu bulur.
Aquele navio vai afundar, e ele irá encontrar uma saída.
Gemi su almaya başladı.
O navio está a afundar.
California'ya gittiğim gemi beni Panama ormanlarında yüzüstü terk ettiğinde ayağımda bir çift vardı.
Usava um par de botas como essas quando um navio com destino a... Califórnia, me deixou encalhado nas selvas do Panamá.
San Francisco buharlı gemi ile Hong Kong'a.
No navio a vapor de San Francisco para Hong Kong.
Bu gemi inanılmaz bir şey.
Este navio, é... é incrível!
Ya içimizden biri bu koca gemiyi çekici gemi hâline getirse? Hani pistonu şak, şak.
E se uma de nós tornasse este grande navio num "rebocador"?
Görünüşe göre bugün bir gemi kurtuldu. Birbirinle yakınlaşma gemisi.
Bem, parece que um navio foi salvo hoje... um relacionamento.
Seni uyarayım, bu düğmeye basarsam bu gemi denizin dibini boylar.
Apenas um aviso...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]