Genel olarak tradutor Português
1,119 parallel translation
Belki bize yardım edebilirler hem çok dost canlısıdırlar. yani genel olarak..
Talvez possam ajudar e são muito amigáveis... a maior parte do tempo.
Ne açıdan? - Genel olarak diyebiliriz.
- Esquisito de que modo?
Yazın hafta sonları genel olarak kız kardeşimin yazlık evinde kalırım sen de orayı kullanabilirsin.
No Verão, o fim-de-semana costuma ser na casa de praia da minha irmã, que podes usar à vontade.
Büyük boy bilezikler, büyük boy küpeler büyük boy aksesuarlar, genel olarak bunlar popüler.
Pulseiras grandes demais, brincos grandes demais acessórios grandes demais, estão muito na moda, em geral.
Benimle mi, yoksa genel olarak mı?
Comigo ou de uma forma geral?
Genel olarak rahatsız olduğu şeyleri düşündüğünde.. Uyuşuk, tembel kestanelerini suçlardı..
Acusou pessoas importantes de serem preguiçosas... o tipo de personalidade que... apenas um génio possui, e o demente lamenta não ter.
Genel olarak, kolay değil.
No geral, não vai ser fácil.
Genel olarak herşeyi.
- Negócios. De todos os tipos.
Genel olarak ne istiyorsun?
Fala! O que queres da vida? De modo geral, o que queres?
Benim düşünce tarzım bu, ama bu genel olarak başıma iş açıyor.
Esse é o tipo de pensamento que por norma me mete em problemas.
Tonga Adaları'ndan canlı yayın yapıyorlar mı, bilmiyorum. Ama genel olarak söylemek gerekirse, evet.
Não sei se têm transmissões ao vivo das Ilhas Tonga, mas de um modo geral, sim.
Her zaman ki gibi, toplum genel olarak tamamen aptallardan oluşuyor.
Como sempre, o público em grande número é todo idiota.
Genel olarak. O konuda.
Ou... mais na generalidade...
Büyük bilezikler, büyük küpeler takıların büyük olması genel olarak çok popüler bu ara.
Pulseiras grandes demais, brincos grandes demais acessórios grandes demais, estão muito na moda, em geral.
Genel olarak dişçilik kavramından.
- O conceito de dentista.
Peki ne olacak? Genel olarak ağrıyı mı tercih edersin?
- Então prefere o conceito de dor?
Şey, genel olarak, sadece şuan ki santrali kopyaladım.
Basicamente copiei a central que temos agora.
Genel olarak, direncin nasıl? Oh, bilirsiniz, ben -
Como está o seu nível de energia, no geral?
Genel olarak, evet.
Bastante, sim.
- Genel olarak görev pusu kurarak...
- Em traços gerais, a missäo...
Yani genel olarak, ortalama Meksikalı bu asimilasyon saçmalığından daha az etkilenecek, haksız mıyım?
Em geral, o Zé-ninguém Mexicano tem menos problemas em pôr a tola a assimilar as coisas! Tenho ou não tenho razão?
Ya bu yahudiye gizli bir hayranlık duyuyorsunuz ya da genel olarak bütün yahudilere.
Tem uma particular afeição secreta, por este Judeu, e pelo Judaísmo em geral?
Giyinme, genel olarak, benim için muazzam bir kıç ağrısı.
O vestuário para mim, pelo menos a maior parte, é uma tremenda chatice.
Genel olarak doktorlardan üstün çıkmak iyi değildir.
Não costuma ser boa ideia saber mais que os residentes.
Genel olarak çalışmalarını değerlendirdim.
Sim, esta é uma avaliação global do trabalho dele.
Yani memur Wittlesey, genel olarak, güvenilir bir insandır.
Então a Oficial Wittlesey é, em geral uma pessoa de confiar?
Genel olarak, mankenlere ve güzel kadınlara sağlanan ayrıcalıklar o kadar adaletsizce ki kusmak istiyorum.
As vantagens que são dadas às modelos e às mulheres bonitas são tão injustas. Dá-me vómitos.
Aslını istersek, genel olarak hepsiyle yatıyor.
Na verdade, anda a dormir com todas elas.
Lisa'nın babası genel olarak onun yaptıklarını onaylamazdı bu da Lisa'nın pek çok probleminin çıkmasına neden olurdu.
O pai da Lisa costumava desaprovar tudo o que ela fazia. - Era a origem de muitos dos problemas.
Gördünüz mü işte bu yüzden genel olarak normal bir bilim adamı çılgın bir bilim adamından çok daha fazla kabul görür.
Esta é a razão pela qual, em geral, um cientista louco é menos desejado... que um típico cientista.
Seni tutukluyorum, çocuk kaçırma... banka soygunu, hapisten kaçmak... ve genel olarak bütün şeytanlardan.
Estás preso por sequestro... assalto, evasão de prisão... e por todo tipo de maldades.
- Evet, genel olarak boksta. İyi.
- Sim, pugilismo.
Sadece genel olarak sevgi dolu olmaya çalışıyorum.
Estou só a tentar ser afectuoso.
Yani genel olarak konuşkandırlar.
Costumam falar bastante.
Look, herneyse, bu anı defterinde genel olarak... Bana olan herşeyi yazdım.
Pronto, neste jornal, normalmente eu... escrevo tudo o que me acontece.
Genel olarak hayat.
Os acontecimentos da sua vida.
Genel olarak iyiyim.
Estou bem, em geral.
Genel olarak, diğer küçük kasabalar gibidir.
Mas em geral, somos como qualquer outra cidade pequena.
Bu denli düşük sıcaklık, ormanda genel olarak çok sürmez, fakat katı sosyal düzenleri allak bullak olduğundan, bu klanın kaderi sallantıda.
As baixas temperaturas, geralmente não duram muito tempo na floresta mas com sua ordem social mal organizada, o destino neste clã corre perigo
Sanatı sever misin, genel olarak?
Gostas de arte, de uma maneira geral?
Seninle karşılaştığım için şanslısın. Genel olarak haberler kötü.
Foi bom eu ter-te encontrado.
Tek kişilik hücreler geçici olarak genel topluluk içinde yapılan aşırı durumlarda kullanılır.
As celas de isolamento são uma ferramenta temporária, para casos extremos entre a população carcerária.
Babil 5'in genel komutanı olarak meclisin pazarlıklara müdahale etmek suretiyle mevkiimi hiçe sayacağını hiç sanmıyorum.
Como Comandante da Babylon 5 em serviço... eu duvido que o Senado fosse minar a minha posição... nestas negociações com politiquices reles.
Genel olarak.
Falo no geral.
"Azize Teresa adına, bulunduğunuz topluma ve genel... - Olarak da dünya ya ne katkınız olacak?"
"No espírito da Madre Teresa, qual será o teu contributo para a tua comunidade e o mundo em geral?"
- Öğrenmek istediğim, daha çok firmanın dürüstlük anlayışı ile ilgili. Genel olarak.
- Desculpe?
Her zaman senin sert dürüstlüğünü ve ve genel sosyal kanıdan kişisel olarak gücenme yeteneğini takdir etmişimdir.
Bem, sempre admirei o teu mau feitio e a capacidade que tens de te ofenderes com as coisas mais banais.
Genel kani olarak Mafia kötüdür... gücünü kanunlara karsi kullanir...
Alguns dirão que a Mafia é uma coisa má.
Bud Parker, William Johnson bir kamu binasına zarar vermek ve yasaklı boya renklerini kasıtlı olarak kullanımak suretiyle Pleasantville davranış kurallarını ve genel ahlak kurallarını çiğnemekle suçlanıyorsunuz.
Bud Parker, William Johnson. São acusados de profanar um edifício público e de utilizar intencionalmente cores de pintura proibidas, em violação do Código de Conduta de Pleasantville e das Leis do Decoro
Birleşmiş Milletler genel sekreteri Robert McIntyre, bu ayın 12'sinde Hibbing Goodhue'nin davetlisi olarak Columbia Heights'a geliyor.
Mas antes, está confirmado : o Secretário-Geral da ONU vaia Columbia Heights no dia 12 deste mês a convite de Hibbing Goodhue. Sir Robert discursa durante as festas.
Yani, onun... Genel başkan olarak, ilk sırada olmadığını mı söylüyorsun?
Está a sugerir que a Sra. Hanson não é a sua 1ª escolha para o cargo?