English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ G ] / Gençler

Gençler tradutor Português

2,693 parallel translation
Günaydın, gençler.
Camaradas.
sanırım duygularını incittiniz, gençler
Acho que lhe magoaram os sentimentos, rapazes.
Gençler işte.
Adolescentes.
Sizin yaşınızdaki gençler minik kuşlar gibidir.
Bem, rapazes com a vossa idade parecem passarinhos.
Çok yazık, gençler!
- Temos muita pena, pessoal!
Gelince görüşürüz, gençler.
Vemo-nos mais logo.
Evet ama mesele gençler olduğunda sen bile koruyamazsın.
Mas quando se trata de adolescentes, nem tu podes protegê-la.
Kaçaklar, okulu bırakanlar, uyuşturucuya alışan çocuklar ve cezaevindeki gençler.
Fugitivos, desistentes, crianças nas drogas, E adolescentes na prisão.
- N'aber gençler?
Tudo fixe, meus?
Biliyorum gençler, tamam mı?
Sei que eles são jovens, está bem?
Kop'taki gençler hep babalarından, büyük babalarından dinlerlerdi.
Certamente todos os jovens no Kop já ouviram a história da boca dos seus pais e avós.
Günaydın, gençler.
Bom dia, rapazes.
Japon tatlıları bugün hâlâ çok sağlıklı ve gençler onlara bayılıyor.
Hoje em dia até os doces Japoneses são saudáveis, e as raparigas novas adoram-nos.
Bu gençler Jones'un kötü bir adam olduğunu düşünüyor çünkü "Ev" * için Errol Cox'u öldürdü.
Esses jovens acham que o Jones é um homem mau apenas por ter assassinado o Errol Cox pelo estado.
Tehlikedeki gençler için müzik gösterisi.
Programa de músicas para jovens, em risco.
Tehlikedeki gençler için müzik gösterisi!
Programa de músicas para jovens em risco!
Üzgünüm, gençler.
Lamento, pessoal.
Tebrik ederim, gençler. Hak ettiniz.
- Parabéns, pessoal.
Gençler hiçbir şeyi doğru dürüst yapamaz.
Estes jovens, não fazem nada em condições.
Mandi takımı güçlendirmek için rugby takımın kaptanını acı hissetmeyen, 5 yıllık son sınıf öğrencisini ve 3 yıldır gençler ligi karete şampiyonunu da takıma aldı ama asla vazgeçmedik
A Mandi tinha conseguido recrutar a capitã da equipa de râguebi, uma finalista repetente que não sentia dor, e a tricampeã júnior de karaté para a equipa dela.
Gençler hadi!
Meninos, vamos lá!
"Rosewoodlu Gençler"
"As Verdadeiras Adolescentes de Rosewood".
Kendimi gençler gibi hissediyorum.
Sinto-me como uma adolescente.
Gençler hayal kurabilir.
Os jovens podem sonhar.
Üzgünüm gençler ama Burt iş başında.
Lamento, meninos, o Burt está a trabalhar.
Pekala, gençler. Bu yaşadıklarınız gerçek!
Isto está a acontecer realmente.
Gençler puba gitmekten hoşlanır Ben hiç sevmedim
Alguns tipos vão para o pub, Eu não gosto de estar no pub.
Hadi gençler yuvarlayın onu.
- Vamos, pessoal.
Sadece gençler birbirlerini evlerine bırakırlar.
É coisa de adolescente ser acompanhada até casa.
Selam gençler.
Está tudo bem, amigos?
Vay gençler!
Está tudo amigos!
Görüşürüz gençler!
Até mais logo, rapazes!
Ee gençler?
Está tudo bem, amigos!
Selam gençler.
Está tudo bem, rapazes?
Katolik Gençler Federasyonu basketbol ligi ödül gecesi haftaya St. Stephens'ta düzenlenecek.
O jantar dos prémios da Liga Católica é na semana que vem no St. Stephens.
Gençler MotoGP kategorilerinde yıllarca birbirleriyle yarıştılar.
Há anos que se defrontam nas categorias júnior do MotoGP.
Gençler geliyor ama Valentino'dan ne kadar uzağız bilmiyoruz.
Os mais novos estão a sair-se bem, mas quão perto estamos do Valentino, não sabemos.
Gençler artık mektup yazmıyor, anne.
Os jovens não escrevem cartas, mãe.
Katolik Gençler Federasyonu ödül gecesi haftaya St. Stephens'ta düzenlenecek.
O banquete é na semana que vem, em St. Stephens.
Gençler bizim tek umudumuz. Yapacak işleri de yok zaten.
Oh não, se já não há nenhum trabalho!
Üç aylık yolculuk boyunca Scar ve diğer gençler, çok tehlikeli arazilerden geçecekler.
A odisseia de três meses levará Scar e os outros jovens através de terrenos perigosos.
Gençler en dayanıksız olanlar. Küçük vücutları soğuktan kolayca donabilir.
Os jovens são os mais vulneráveis, os seus pequenos corpos são facilmente dominados pelo frio.
Böyle bir görev için çok gençler.
Eles são muito jovens para tal missão.
Hadi ama gençler.
Vamos lá, pessoal.
Bütün reklamları tabii ki gençler için yapıyorlar.
Todos os comerciais são tão parecidos, é claro que iam fazê-los para os adolescentes,
Karımla güpegündüz seks yapacağım çünkü gençler böyle yapar.
Estou prestes a fazer sexo com a minha mulher durante o dia, porque isso é o que os jovens fazem.
Sadece en gençler ve güçlüler güneşin doğuşunu görüyor.
Só os mais novos e os mais fortes sobrevivem ao nascer do sol.
- Geçin dalganızı gençler.
- Podem-se rir, pessoal.
Mola bitti, gençler!
- A pausa acabou, pessoal!
Merhaba gençler.
- Olá, rapazes.
Sakin, gençler.
É melhor estares preparado para pagar o preço.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]