English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ G ] / Geçiyordum

Geçiyordum tradutor Português

1,115 parallel translation
Çalışma odasının önünden geçiyordum ve bazı sesler duydum. Kızgın bağrışma sesleri geliyordu.
Por acaso passei pela porta do escritório e ouvi vozes, muito altas e zangadas, vindas de dentro.
Sadece geçiyordum.
É que vinha a passar de carro.
Sadece geçiyordum ve düşündüm ki çiçekleri seversin.
Mas ia a passar e lembrei-me que podia gostar duma flor.
Evet. Buradan geçiyordum ve gelip seni görmek istedim.
Queria que soubesses que não estou zangada, apesar de não teres aparecido.
Bu bir görüşme değil, sadece geçiyordum, uğradım.
Isso não é um compromisso, Eu o estou visitando!
Dalga geçiyordum sadece.
Ora, aquilo foi uma brincadeira.
Geçiyordum, çığlıklarınızı duydum.
Estava a passar e ouvi gritos.
Evinizin önünden geçiyordum.
Passei agora pela tua casa.
- Öylesine geçiyordum.
- Estou só de passagem.
Başım çok ağrıyordu, bu civardan geçiyordum ve eve girip bir aspirin alayım dedim.
Estava com uma dor de cabeça terrível, E estava ali por perto... e então "num tiro" fui a casa buscar uma aspirina.
- Dalga geçiyordum. - Oh, Tanrı'ya şükür.
- Estava brincando com o senhor.
Sadece kasabadan geçiyordum, küçük bir sorun gördüm, yardım etmek istedim.
Vi que tinha problemas e lhe dei uma mão.
Sadece geçiyordum desem inanır mıydın? Hayır.
- Acredita se disser que ia a passar?
Buradan geçiyordum, ben de gelip bir bakayım dedim.
Como estava de passagem, quis ver se estava bem.
Dün sabah mutfağın yanından geçiyordum. William adında birine seslendiğinizi duydum.
Ia eu, ontem, a passar junto à cozinha e ouvi-a dirigir-se a alguém chamado William.
Bugün inşaat alanının oradan geçiyordum.
Passei pela obra hoje.
Geçiyordum, bana uygun iş var mı diye bakmaya geldim.
Estava a passar e parei para fazer carreira.
Dün karşıdan karşıya geçiyordum. Bir arabanın üzerinden güzel bir çift ayakkabı uçtu ve ayağıma takıldı.
Ontem, ia a atravessar a estrada e este fantástico par de ténis voou de um carro e aterrou aos meus pés!
Bay Simpson, çöpünüzün oradan geçiyordum ve bir bakıcıya ihtiyacınız olduğuna kulak misafiri oldum.
Mr. Como advogado especializado,
Bir ara sokaktan geçiyordum.
Andava por um beco.
Rüyamda, üvey babasının üzerinden arabamla geçiyordum.
Tive sonhos em que atropelava o padrasto dele com o meu carro.
Sadece geçiyordum. İyi durumda değilsin.
Só passei para fazer uma visitinha.
Bu sabah köyden geçiyordum bakkal seslendi :
Esta manhã, no povoado, o comerciante gritou :
İki üç yıl önceydi, buradan geçiyordum.
Quando, uh... dois, três anos atrás, quando passei por aqui.
Geçiyordum da. Cevap vermedin, telesekreterin kapalıydı.
Não atendia o telefone, o atendedor estava desligado.
Watkins'in evinin yakınında, bir kestirmeden geçiyordum.
Conhecia um atalho por trás da casa do Watkins.
Dalga geçiyordum.
Estava a ser sarcástico.
Ahab'ın parkından geçiyordum. Ne oldu anlamadım.
Atravessei o estacionamento do Ahab's, e um gajo saltou-me em cima.
- Selam annem. - Dalga geçiyordum.
- Toma, Anthony, isto é para ti!
Aslında sadece geçiyordum. Los Angeles'a giderken yolumun üstünde.
Estou de passagem e a caminho de L.A.
Bay Glenn ben de tek kişilik hücrelerin dönüşüm rakamlarının üzerinden geçiyordum.
Sr. Glenn, passei vistoria nas celas do segredo.
- Buradan geçiyordum.
Elliot. - Passava por aqui e...
- Geçiyordum.
Estou só de passagem.
Yalnızca oradan geçiyordum.
Acontece que ia a passar...
Buradan geçiyordum ve yardıma ihtiyacın vardı.
la a passar, e pareceu-me precisar de ajuda.
Colin'in odasının önünden geçiyordum ve...
- Ia a passar pelo quarto do Colin...
Colin'in odasının önünden geçiyordum ve...
Ia a passar pelo quarto do Colin...
Yerime ulaşmaya çalışırken oturanlardan birisinin yanından geçiyordum dengemi kaybettim ve kahve üzerime döküldü.
Estava a tentar chegar ao meu lugar, tive de passar por cima de uma pessoa, empurraram-me e entornei o café por cima de mim.
Orak'la beraber üçümüzün yemek yediği Klingon restoranının önünden geçiyordum ve...
Sim. Passei pelo restaurante klingon onde jantámos com o Orak.
Geçiyordum ve işler nasıl gidiyor diye bir uğrarım diye düşündüm.
Espero que não se importe. Pensei em passar por aqui para ver como vão as coisas
- Buralardan geçiyordum.
- Nada, estava de passagem.
Çok kötü bir dönemden geçiyordum.
É que eu estava sob muita pressão.
Sadece geçiyordum.
Estou de passagem.
Ben... Sınırdan gizlice geçiyordum ve o da beni yakaladı.
Bem, passei a fronteira a salto e ele apanhou-me.
Sadece geçiyordum.
Estou apenas de passagem.
- Hayır, sadece geçiyordum.
- Não, estou só de visita.
Sadece dalga geçiyordum.
Estava só a brincar.
Ortaokuldayken, kendimi cadı sandığım bir dönemden geçiyordum.
Em tempos, no ciclo preparatório, pensei que era uma bruxa.
Arabayla geçiyordum ve seni pencereden gördüm.
Pois foi.
Geçiyordum.
- Estou de passagem.
Geçiyordum uğradım.
Pasava por aquí...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]