Gideceğiz tradutor Português
7,874 parallel translation
Sadece yolun yarısını gideceğiz.
Fica mais perto.
Doğuya doğru gideceğiz.
Vamos para leste.
- Kimse görmesin diye arabaya servis yerine mi gideceğiz?
- Queres ir a um Drive-in?
Hiçbir biçici bizi görmeden kapıya kadar gideceğiz.
Chegamos à porta de recolha sem nenhum dos verdadeiros Reapers nos ver.
Karanlık çökmeden daha çok yol gideceğiz.
Temos muito terreno para percorrer antes de escurecer.
Gerektiği zaman yeraltı dünyasına gideceğiz, gereğinden önce değil.
Vamos entrar no submundo quando for preciso, não antes.
Şimdi sessizce gideceğiz.
Nós escapamos. Agora mesmo.
Hep beraber gideceğiz...
Em volta da urze em flor
Öncelikle, mağazaya gideceğiz.
Primeiro, temos de ir à loja.
Ceketini alıp eve gideceğiz, tamam mı?
Vamos buscar o teu casaco, e vamos para casa, está bem?
- Nereye gideceğiz?
Para onde vamos?
Aslında Oliver'a lazım ama, ikimiz de gideceğiz.
Bem, o Oliver precisa, mas para os dois.
- Nasıl gideceğiz oraya?
Como chegamos lá?
- Nereye gideceğiz ki?
E vamos voar para onde?
Tek yapman gereken bana kızımı geri vermen sonra kendi yollarımıza gideceğiz.
Só tens de me dar a minha filha e cada um segue o seu caminho.
Ne tarafa gideceğiz?
Para onde vamos?
Şimdi nereye gideceğiz?
Para onde raio vamos?
Şimdi diğerlerinin yanına nasıl gideceğiz?
Como é que vamos ter com os outros?
Bunu bir kez, sen tüm yol gideceğiz.
Uma vez que sabe, irá até ao fim.
Biz odamıza gideceğiz.
- Vamos arrumar os quartos.
Yarın güneye, tekrar dağlara gideceğiz... Romalılardan uzak durmamız gerekiyor.
Amanhã vamos para sul, voltamos para as montanhas, longe dos romanos.
Yolu güvenli olduğundan emin olmak için önden gideceğiz.
Vou à frente para garantir que o caminho é seguro.
- Diğerlerini bulur bulmaz doğrudan mahzene gideceğiz.
- Assim que os encontrarmos, - avançamos para a cripta.
Sakla şunları, cinayete kurban gideceğiz.
Guarda isso. Vais fazer com que nos matem.
Kampanya personelimizle Faith Kasırgasından etkilenen bölgelere gideceğiz ve en çok yardımımız olacak konularda gönüllü çalışacağız.
Vamos viajar para as zonas afetadas pelo Furacão Faith, juntamente com a equipa da campanha, para nos voluntariarmos naquilo que for mais necessário.
Başkan'ı görmeye gideceğiz.
Vamos ver o Presidente.
Biz aile mahkemesine gideceğiz.
Iremos ao Tribunal de Família.
Buradan başka bir yere gideceğiz.
- Vamos para outro sítio.
Buradan uzaklara gideceğiz, Bel.
Vamos para longe daqui, Bel.
Bear Adası'na gideceğiz ve kumsalda kardan melekler yapacağız.
Vamos para a Ilha dos Ursos e vamos fazer anjos de neves na praia.
Ve uzaklara gideceğiz.
E vamos para longe.
Eve vardığımız zaman, sen ve ben üstümüzü değiştireceğiz ve sonra garaja gideceğiz.
Então, quando chegarmos a casa, tu e eu, iremos trocar de roupa e vamos para a oficina.
Tamam. Burada olacağım, adım adım gideceğiz.
Está bem, estarei aqui a controlar cada passo.
Vincent ve ben, Zalman'ın otelindeki bir bağış etkinliğine gideceğiz.
O Vincent e eu vamo-nos encontrar numa angariação de fundos no hotel do Zalman.
Scuba divinge gideceğiz daha sonra.
Inscrevi-nos para um mergulho mais tarde.
Ve nereye gideceğiz?
- E ir para onde?
Jalisco'dan geçerek boş bir çiftliğe gideceğiz.
Vamos passar por Jalisco, para um rancho que está vazio.
Bu sefer bu yolu birlikte gideceğiz. Sonuna kadar.
Desta vez, vamos afundar-nos juntos, durante todo o caminho.
İkimiz sistemi hacklemek ve piyasayı düzenlemek için server odasına gideceğiz.
Vamos ambos à sala dos servidores invadir o sistema e estabilizar o mercado.
Sistemi hacklemek için server odasına birlikte gideceğiz.
Vamos à sala do servidor e invadimos o sistema juntos.
Sonra Özel Kuvvetler konvoyuna binip oradan Vadi çevresine gideceğiz.
Depois terá escolta das Forças Especiais dali até ao perímetro do Vale.
Tamam, hızlı ve iyi gideceğiz.
Muito bem, vamos entrar depressa e compactos.
İlk önce, Paper Clip'teki rezervasyonumuza gideceğiz.
Primeiro, uma reserva para jantar no Paper Clip.
Sonra gizli bir caz kulübünde çalan Mal Duncan'ın da gittiği mini golf maçına gideceğiz.
Depois um jogo de minigolfe, seguido por um concerto do Mal Duncan que vai tocar num clube de jazz desconhecido.
Bu serseriyi yakalamamıza yardım edecek bir şey verir diye Barry ile Iron Hights'a James Jesse'yi görmeye gideceğiz biz.
O Barry vai comigo visitar o James Jesse a Iron Heights. Ver se pode dizer alguma coisa que nos ajude a apanhar o seu fã.
Eve mi gidecegiz?
Vamos para casa?
Sonrasında kurtları alıp Bataklık'a gideceğiz.
O pântano.
- Nereye gideceğiz?
- Para onde vamos?
Nereye gideceğiz?
- Ir para onde?
Üstlerinden gideceğiz.
Passamos por cima deles.
- Birazdan gideceğiz.
Nós também vamos.