Gidersin tradutor Português
2,020 parallel translation
Başlamadan önce dayak yiyeceğini biliyorsundur. Ama yine de başlarsın ve ne olursa olsun sonuna kadar gidersin.
É quando sabes que és lambido antes de começar, mas começas assim mesmo e vês através disso não importa o quê.
Umarım, cehenneme gidersin.
Espero que vá para o inferno.
- Umarım, cehenneme gidersin!
- Espero que vá para o inferno!
Umarım, cehenneme gidersin!
Espero que vá para o inferno!
Umarım, cehenneme gidersin!
Espero que vá para o inferno.
Biz istersek, Colorado'ya gidersin ya da gitmezsin ve ben de şu an diyorum ki ;
Vais para Colorado, ou não se eu disser.
Bunu ya sen yaparsın ya da sen de gidersin.
Ou você faz isso, ou está na rua.
Ya hemen şartlı tahliye ofisine hızlıca gidersin ya da anlaşmayı bozarsın ve seni aramaya başlarız.
Ou vem em passo acelerado ao gabinete da condicional ou estará em incumprimento e iremos nós buscá-lo.
Okula geri dön, diplomanı al ya da... Buradan gidersin. Kendi yolunu çizersin.
Voltas para a escola, tiras uma licenciatura... ou vais-te embora daqui e ficas por tua conta.
Bak, Bruno, mesele şu, asker olduğunda görev hayatını ilgilendiren kararlardan önce gelir. Bu yüzden, eğer ülken için bir yere gitmen gerekirse gidersin.
Olha, é que, Bruno, o facto de se ser um soldado, implica que a vida não é questão de escolha, mas sim um dever, então se o teu país precisa que tu vás para um lugar, tens de ir.
Bunu taşırken sigara içme yoksa aşırı nikotinden gidersin.
Não fumes enquanto estiveres a usar isto ou terá uma overdose de nicotina.
Normal bir işyerinde çocuğun hastalandığında evine gidersin.
Nos empregos normais fica-se em casa quando o filho está doente.
Herkes su ihtiyacını gidersin.
Bebam água.
Bin arabaya yoksa eve yürüyerek gidersin.
Entra no carro ou vais a pé para casa.
Geri hizmete verilmeyi kafana takmayacaksan dayanabildiğin kadar gidersin.
e não te importares de ir parar uma unidade qualquer de apoio, podes ficar quanto tempo aguentares.
Stanford'a gitme şansın doğmuşsa, Stanford'a gidersin.
Se tens hipótese de ir para Stanford, tu vais para lá.
Bu ülkede siyah halkı öldürerek çok rahat gidersin.
Podes ir longe neste país a matar negros.
Tek kelimemle yok olur gidersin.
Basta uma palavra minha para o fazer desaparecer.
Ama zerafetle gidersin.
Mas podes sair graciosamente.
İşlemlerin tamamlanınca gidersin.
Quando eu acabar de te processar, aí poderás ir embora.
Ya yatağında oturup keyfine bakarsın ya da Ajan Self'i çağırırım, hapse gidersin.
Podes ir lá para cima, sentar-te na caminha e ficar a ver, ou posso ligar ao agente Self para cumprires o resto da tua pena.
Buradan aşağıya 20 no'lu yola dümdüz gidersin ve otoban tabelasını görürsün.
Vai sempre em frente até à 20 e depois vai ver a placa para a interestadual.
Bazen bi yere gidersin ve iyisi varken sen kötüsünü sipariş edersin
Sabes quando vais a um restaurante e chega a tua comida, e apercebes-te de que pediste mal.
Sen Benim için ölüme kadar gidersin.
Me seguirias direito para a tua perdição!
İster orada kalıp evine gidersin, ister benimle gelip 5.000 dolar kazanırsın.
Podes ficar aí e ir para casa, se quiseres, ou podes vir e ganhar $ 5.000.
Bakmaya devam edersen yine onun yanına gidersin.
Continua a olhar e voltas já para ela.
Ya büyük oynarsın, ya evine gidersin.
Ou fazemos isto a sério ou vamos para casa.
Biliyorsun, alırsın ya da gidersin.
Tipo, tanto me dá como se me deu.
Adam sen günün birinde kalkıp gidersin diye tir tir titrerken, sen onun çoktan gittiğini düşünüp üzülüyorsun.
Está sempre com medo que vás embora. E agora estás tu preocupada, que ele fuja.
Sen de evine gidersin.
E vocês podem ir para casa.
Sonra gidersin.
Depois podes ir.
Evine, karının yanına gidersin.
Volta para casa para a sua esposa.
Doğrudan cezaevine gidersin.
E vai direitinho para a prisão.
Sonra da hiçbir şey söylemeden geçip gidersin.
E não dizes nem mais uma palavra e contínuas a andar.
"Ya defolur gidersin, ya da güvenliği çağırırım." dedi. Bu durumda ne yaparsın?
"Ponha-se andar, ou chamo a segurança".
Nereye gidersin?
Para onde vais?
Sağ arka ayağını oynatırsan arkaya gidersin.
Mexe a pata traseira direita : recuas.
Sol arka ayağını oynatırsan öne gidersin.
Pata traseira esquerda : avanças.
Sağ ön patini kıpırdatırsan sola gidersin.
Pata dianteira direita : viras à esquerda.
Sol ön patini kıpırdatırsan sağa gidersin.
Pata dianteira esquerda : viras à direita.
O giderse, sen de gidersin.
Se ela morrer, tu também morres.
Gelmezse, gidersin.
Se vier, vocês vão..
Sonra çıkar ve evine gidersin. Altına yapmamaya dikkat et ama.
Depois mandam-te sair e voltas para casa sentindo-te um rematado falhado.
Neyse, bir gün gidersin.
- Um dia tu irás.
Ben seni almaya gelirim, annen ve baban onaylamazsa biletleri alıp onlardan biriyle gidersin.
Vou buscar-te. Se os teus pais não aprovarem, podes ficar os bilhetes e ir com um deles.
Hayatının haberi için ne kadar ileri gidersin?
Até onde estás disposto a ir pela história da tua vida?
Ama eğer bir Amazon gibi savaşamazsan, eninde sonunda ölür gidersin.
Mas se não sabes lutar como uma Amazónia, podes pelo menos morrer como uma.
Dr. Bob'a mı gidersin?
- Vais com o Dr. Bob?
Pislik kokusu alırsın ve diğer yöne gidersin.
Cheira-lhe a cocó e atravessa para o outro passeio.
Elbette gidersin.
Claro que abandonas.
Sonra yoluna gidersin.
Depois és um homem livre.