Gigante tradutor Português
4,604 parallel translation
Bacaklar şu tarafa baksın, kollar dev bir balkabağı tutar gibi.
Pernas para aquele lado, braços como se segurasses uma abóbora gigante.
Anlıyor musun?
E se te contasse uma história de como, sob o oceano, havia um mamífero marinho gigante que usava um sonar, cantava e era tão grande que o coração era do tamanho de um carro e cabíamos dentro das artérias dele? Percebes?
Dev Geryon'u tek bir okla öldürdün, Augean'ın ahırlarını tek gecede temizledin. Herkül yorulmuş olmalı.
Matou o gigante Gerião de um só golpe, limpou os currais de Aúgias numa noite.
Bu ağırbaşlı dev, yuvamızı buzdan nefesiyle inşa etti.
Com o seu hálito gelado, este gracioso gigante construiu o nosso abrigo.
Yaşadığımız yeri büyük bir dalga yerle bir etti.
A nossa aldeia foi destruída por uma onda gigante.
Kocaman bir rulo pastasının ortasında duruyorum.
Estou no meio de um rolo de canela gigante.
Dev Mac Lir ve onun köpekleri.
É o gigante Mac Lir e os seus cães.
Çünkü aslında o bir ada değil, kocaman bir dev.
Chama-se assim porque não é uma ilha, mas um enorme gigante.
Macha'nın baykuşları, bütün devlerin duygularını aldı ve onları taşa çevirdi.
As corujas da Macha tiraram os sentimentos ao gigante e transformaram-no em pedra.
Bu Mac Lir, büyük dev.
Este é o Mac Lir, o grande gigante.
Hepimizi öldürmek için gönderilmiş bir tür dev lazere benziyor efendim.
Parece um tipo de laser gigante destinado a matar-nos.
Lanet dev kum yengeçlerine benziyorlar.
Parece a filha da puta de um caranguejo gigante, meu.
Nasılsın Homie? Birazdan eşini dev penisimle becereceğim.
"Bacano, vou foder a tua mulher com a minha pila gigante."
Kendisi kocaman penisi olan sıska pisliğin teki.
É um sacaninha de merda com uma pila gigante.
Vücudun penisini işaret kocaman bir ok gibi görünüyor.
O teu corpo parece uma seta gigante a apontar para a tua pila.
Hey, Harry bak, büyük bi fındık kırıcısı.
Harry, olha este quebrador de nozes gigante.
Çocukken anlatılan hikayeyi bilir misin milyonlarca yıl önce Dünya'ya çarpıp dinozorları yok eden dev göktaşını?
Lembra-se da história que nos contaram em crianças, sobre um asteróide gigante que atingiu a Terra há milhões de anos e extinguiu os dinossauros? Vagamente.
Büyük bir gelişme kaydetmek üzereyiz.
Estamos prestes a dar um passo de gigante.
Michigan Bulvarı üzerindeki "devasa uzaylı savaş gemisi" nden söz ettiğini bulamadım.
E creio que você não falou numa "nave alienígena gigante sobre a Avenida Michigan".
- Dev bir araba bekliyordum.
- Esperava um carro gigante.
Kocaman baygın bir adamı yolun sonuna kadar taşımak mı istiyorsun yani?
E carregas um gigante inconsciente rua abaixo?
Aniden kapıda kocaman korkunç uzun bir dev belirdiğinde umurunda olmadığı için asla cesaret edemediğin şeyleri keşfedersin.
Explorar coisas de que Nunca te atreverias Porque não queres saber, Quando subitamente há Um gigante enorme e terrível à porta
Yeri süpüren kocaman uzun korkunç bir hanımefendi dev.
Uma gigante enorme e terrível A varrer o chão
Seni devasa göğsüne doğru çeker.
E ela chega-te ao seu Peito gigante
- Devin kümesinden!
À galinha gigante.
- Dev krallığında altın yumurtaların olduğu kümesten çaldım.
Roubei a galinha que põe ovos de ouro do reino do gigante.
Doğruyu söylüyorum. Ayrıca devin arp oyuncağını görmelisin.
E devias ver a harpa do gigante.
Jack küçük kızdan cesaret aldı ve bunun farkına varmadan kendini bir devden kaçarken buldu.
O João aceitou o desafio da menina, e antes de dar por isso, estava a fugir de um gigante.
Devi öldüren fasulye sırığı yere düştüğünde bütün krallık sallanmıştı.
Todo o reino tremeu, quando o feijoeiro caiu e esmagou o gigante.
- Bahçemizde ölü bir dev var!
Temos um gigante morto no quintal!
- Dev bir kadın!
É uma mulher gigante!
- Krallığımızda devasa ayakkabınla öfkeyle yürüdüğün için yoluna çıkan her şeyi mahvediyorsun.
Chegas a trotar pelo nosso reino com esses teus grandes cascos... - Não zanguemos a gigante!
Seni büyük kabadayı seni!
-... a destruir tudo pelo caminho! - Não zanguemos a gigante!
Dev bütün köyü çoktan yıktı.
A gigante já destruiu a aldeia toda.
Krallıkta bir dev var.
- Há uma gigante na terra. - Minha querida!
- Gördün mü? - Ya dev geri gelirse...
- E se a gigante voltar?
- Devi öldürmek için burada olmalısınız.
Deve estar aqui para esventrar o gigante.
- Devi mi?
- O gigante?
Evet, eminim ki aramızda dolaşan bir dev olduğunu duymuşsunuzdur.
- Sim. Não sabe? Temos um gigante no reino.
Evet, dişi bir dev.
É uma gigante.
Krallığa dehşet saçan bir dev var.
Há uma gigante que anda a aterrorizar o reino.
Prensin ülkemizi devden kurtarmanın bir yolunu bulacağından eminim.
Então de certeza que o Príncipe correrá com a gigante.
Gerçeklerle yüzleşip çocuğu bul.
Encara os factos, encontra o rapaz Junta-te ao grupo, detém a gigante
- Deve verdiğim zaman bırakacağım.
Largo-o quando o entregar à gigante.
Kral yatağının 8 katı.
É uma cama gigante.
Harika biri.
Ele é fantástico, é um gigante.
Dev mi?
Um gigante?
- Bu bir dev!
É um gigante!
Rapunzel, dev!
Mas, Rapunzel, a gigante!
- Elbette! Bir dev.
O gigante.
Artık gidip devi öldürmek zorundayım.
Agora tenho de ir matar uma gigante.