English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ G ] / Gûla

Gûla tradutor Português

96 parallel translation
Adın ne senin, Gûla?
Qual é o teu nome, Ghola?
Gûla için bir yer ayarlayın, Stil.
Arranja aposentos para o Ghola, Stil.
Gûla mentat'ı da yanına al.
Levas o Mentat Ghola contigo.
Hiçbir Gûla eski benliğiyle oluşturulamamıştır, çocuğum.
Tens medo de te lembrares de quem tu eras. Nenhum Ghola foi alguma vez restaurado à sua forma original, criança.
Ben bir çöl yaratığıyım, Gûla.
Eu sou uma criatura do deserto, Ghola.
O bir Gûla.
Ele é um Ghola.
Adın ne senin, Gûla?
Qual é o seu nome, Ghola?
Gûla için bir yer ayarlayın, Stil.
Encontre quartos e acomode o Ghola, Stil.
Gûla mentat'ı da yanına al.
Leve o Mentat Ghola com você.
Sen bir makinemisin, Gûla?
Você é uma máquina, Ghola?
Hiçbir Gûla eski benliğiyle oluşturulamamıştır, çocuğum.
Nenhum Ghola jamais foi restaurado à forma original dele, criança.
Bir Gûla geçmişini tekrar kazanabilir.
Um Ghola pode recuperar seu passado.
Gluttony genellikle benim gündelik işlerime karışmaz.
Gula não costuma misturar com as minhas ocupações usuais.
Tıpkı Dr. Johnson'ı açgözlülüğü için anlamaya çalışacağım gibi. De Quincy'yi uyuşturucu kullandığı için ve Baudelaire'i önüne gelenle ilişkiye girdiği için.
Tal como tentaria compreender a gula do Dr. Johnson de Quincy pelo seu uso das drogas, e Baudelaire pela sua promiscuidade neurótica.
Bu, en Gula Fyraskillingen adı verilen bir İsveç dört şilini. 1854'te basılmış.
Este sueco, de quatro shillings... chamado "Da Gula Fyraskillingen"... foi impresso em 1854.
- Açgözlülük ve şehvet.
E também a gula e a luxúria.
Tembel, açgözlü, obur...
Preguiça, avareza, gula.
Willie, açgözlülük 7 ağır cüceden biridir.
Willie, a gula é um dos 7 pecados capitais.
Biz ilgi satıyoruz. İstek. Hayvansal içgüdüler.
Tentação... desejo, instinto animal... gula, pecado.
Şehvet, açgözlülük ve aşırılık şehri.
A cidade do desejo, da gula e do excesso.
İngiliz ve Fransız tacirlerin usülleri bu ve Avrupa'daki efendilerinin hırs ve tamahkârlıktan gözleri dönmüş.
Estes são os métodos dos ingleses e dos comerciantes franceses e dos seus senhores na Europa infectados com a doença da gula. O coração de Magua está confuso.
OBURLUK
GULA
Oburluk... açgözlülük... tembellik, öfke... kibir, şehvet... ve kıskançlık.
Gula Avareza Preguiça, Ira Orgulho, Luxúria E Inveja.
Fakat orada kibir en tepedeydi. Oburluk değil.
Só que lá, vem o orgulho em primeiro e não a gula.
Oburluk Açgözlülük Tembellik Kıskançlık Öfke Kibir Şehvet
1-Gula 2-Avareza 3-Preguiça 4-Inveja 5 - Ira 6-Orgulho 7-Luxúria
Oburluk, tabii ki.
Gula, sim.
Açgözlülük yaptım.
Foi da gula.
Katil, kurbanlarını oburluklarıyla, açgözlülükleriyle, şehvetleriyle çirkinlikleriyle, uykuculuklarıyla, müptelalıklarıyla ve utangaçlıklarıyla öldürüyor.
O importante é a maneira como os mata. Mata um pela gula, ganância... sensual, feio, dorminhoco dengoso e tímido.
Yani, açgözlülük, oburluk tembellik, öfke, kibirlik, kıskançlık da var.
Quer dizer, existe ganância, gula, preguiça, raiva, vaidade, inveja.
Ahlaksızlık, putperestlik, büyü oburluk ve sarhoşluk.
Luxúria, idolatria, feitiçaria, gula e embriaguez.
Kızına savurganlığı ve açgözlülüğü öğretiyorsun,
Estás a dar um exemplo de desperdício e de gula.
Bir Gûla geçmişini tekrar kazanabilir.
Um Ghola pode recuperar o seu passado.
Sebebi açgözlülük.
É gula.
Yaşasın oburluk!
Abençoada sejas e a tua gula.
- Kötü alışkanlıkların olduğunu biliyordum ama obur olduğunu bilmiyordum.
- Sabia que tinhas vícios, filho mas não sabia que a gula era um deles.
- Açgözlülük.
- A gula.
- Evet. Açgözlülük.
- Sim, a gula.
Gururluyuz, öfkeliyiz, kıskancız ve oburuz.
Temos o orgulho, a ira, a inveja e a gula.
Fazlası oburluk olur.
Mais, seria gula.
Gerçekten de cennet boku yüzünden burdayız.
Luxúria, ódio, gula, cobiça, avareza, soberba, merda da grossa!
Biliyormusun sen iki ölümcül özelliği birleştirdin : hırs ve oburluk.
Você conseguiu o tamanho XXL do menu combinação de dois pecados mortais : Gula e ganância.
Oburluk da öyle.
A gula, também.
Obur, Süslü.
Gula, vaidade.
Açgözlülük, gurur, şehvet.
Gula, orgulho, luxúria.
İyi kafa yapar, uçurur, kıkırdatır, acıktırır.
Moca de cabeça equilibrada, com risos e gula.
Bu sufle tat alma duyumu boş bir otoparka götürüp oracıkta temizledi.
O delicioso sabor acabou de impulsionar a minha gula.
Amerika'da teşvik edilen büyük oburluk geleneği.
A grande tradição Americana de gula sancionada.
Oburluğumuzu ılımlı olmaya.
A nossa gula em moderação.
- Oburluk mu?
- Gula?
- Oburluk.
- Gula, nem mais.
Ona da korkunç "Oburluk" tarafindan dokunuldu.
Ele foi tocado por uma gula terrível.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]