Halde tradutor Português
28,335 parallel translation
Kayıtlara tanığın kendini Ned Berring olarak tanıttığı geçsin, o halde...
Que os registos refiram que a testemunha se identificou previamente Como Ned Berring. Agora, então...
O halde neden uzaklaştırma kararının senin başının altından çıktığını düşünüyorum?
Porque será que tenho a sensação, que a actual ordem de restrição possa ter sido ideia tua?
O halde ne yapıyoruz?
Ok, então... então o que é que fazemos?
O halde Ryan bunun üzerinde çalışmıyordu.
Então o Ryan não trabalhou nisto.
Tamamen serili bir şekilde başlar ve bu halde çekmece için uygun değildir ama çok basit birkaç kuralı izlerseniz, güzel bir paketleme yapıp yerleştirebilir ve gösterebilirsiniz.
Podem imaginar que começa completamente desdobrada, não estando em condições de guardar na gaveta, mas, se seguirmos regras muito simples, torna-se um bonito embrulho que depois podemos guardar e mostrar.
İki kadın da yatak odalarında sarılı halde bulunmuşlar,
As duas mulheres foram embrulhadas, e deixadas nos seus quartos.
O halde koordine ve planlı bir saldırı, muhtemelen profesyonel.
Então foi um ataque coordenado, planeado, provavelmente profissional.
O halde yemekte evde olmanı istemesi önemli olmalı.
Então devia ser importante, ela querer-te em casa para jantar.
O halde erkek olup olmadığını bilmediğimi söylemeliyim. Kız da olabilir.
Então acho que devia contar-te que não sei se é menino ou menina.
O halde sizden bunu anlamanızı bekleyemem.
Então, não espero que entendam.
O halde şeytanın çıkarılması lazım.
Então o diabo deve ser expulso. Porque nós somos a única salvação dele.
O halde bu kutuplaşmanın hangi yanında duruyorsunuz?
Qual é a opinião de cada um de vocês?
Bana yılmış, yıkılmış halde geliyorlar yanlış yaptıkları için suçluluk duyuyorlar ben o suçluluğu onlardan alıyorum.
Vêm até mim desesperados, destruídos, cheios de culpa pelas coisas que fizeram... e eu tiro-lhes essa culpa.
Aksi halde karavanımı terk edin çünkü yarın gece Salem'deki ruhları kurtarmam gerek.
Agora se não for isso, saiam do meu atrelado... pois tenho almas para salvar amanhã em Salem.
İyi görünüyorsun. O halde...
Bem, estás com bom aspecto.
O halde Bayan Kittridge bir sonraki tanığım olacak.
Bem, Miss Kittridge vai ser a minha próxima testemunha.
Seni bu halde görmekten nefret ediyorum.
Odeio ver que isto te aconteceu.
- O halde yaşadığın için çok şanslısın.
- Tens sorte de ainda estar vivo.
Senatör Bailey Brown, namı diğer Cobalt Knight, Los Angeles'taki ofisinde ölü bulundu, kafası ezilmiş halde.
Senador Bailey Brown, também conhecido como Cavaleiro Cobalto foi encontrado morto no escritório dele em Los Angeles esta manhã.
- Motoru çalışır halde mi bıraktın?
- Então, deixaste o motor ligado? - Sim.
- Evet. Evet protokolü uyguladık, o yüzden motoru çalışır halde bıraktık.
Sim, seguimos o protocolo, então... deixamos o motor ligado.
15 saat süren pazarlıktan sonra bile işler içinden çıkılmaz bir halde.
Mesmo após 15 horas de negociações... As coisas continuam num impasse.
O halde zamanımız var.
- Ainda bem, assim temos tempo.
O halde savaşmayı bırak.
Então pára de lutar.
Üç gün önce, bir çiftlik sahibi bu eroin paketini bozularak Arizona sınırına düşmüş bir dronun üstüne iliştirilmiş halde buldu.
Há 3 dias, um agricultor encontrou este tijolo de heroína amarrado a um drone que se avariou e caiu na fronteira do Arizona.
O halde sana kötü bir haberim var.
Bom... tenho más notícias para ti, mano.
Evet, o halde onları bulana kadar hepsine bakalım.
Então, vamos percorrê-las todas até os encontrarmos.
Texas polisleri terk edilmiş halde bulmuşlar.
Os Texas Rangers encontraram-no abandonado.
Senatör Bailey Brown, namı diğer Cobalt Knight, bu sabah Los Angeles'taki ofisinde ölü bulundu, kafası ezilmiş halde.
O Senador Bailey Brown, também conhecido como Cavaleiro Cobalto, foi encontrado assassinado no seu escritório de Los Angeles esta manhã com a cabeça esmagada.
Yasak olduğu halde bazı şeyleri görmezden geliyorsun ve bir şekilde bu işleri daha mı iyi yapıyor?
Tipo, deixar as coisas passarem mesmo sabendo que não deviam, - e isso torna as coisas melhores?
O halde öğrencilerinizle konuşmamız gerekiyor tek tek.
Então vamos precisar de falar com todos os alunos, um por um.
Teknik olarak İngilizce olduğu halde, dili türetmişler bazı özel kelimeler ve yeni bir gramer yapısı ile.
Mesmo, tecnicamente, sendo inglês, a língua evoluiu para acrescentar vocabulário e estrutura gramatical únicos.
O halde buyrun sizde kalsın.
Vá em frente, fique com ele.
O halde hızlı hareket etsen iyi olur, çünkü bu yüzden her birini sınır dışı ettirmek istiyorum.
- É melhor ser rápida, porque pretendo deportar todos por causa disto.
Bu açıdan bakarsak kasabanın bu halde olması artık vampirlerin değil senin suçun.
A certo ponto o estado da cidade deixa de ser culpa dos vampiros e começa a ser culpa tua.
- O halde hazırlıklı olmalısın.
Por isso deves ficar preparado.
- O halde söyle ona.
Então diz-lhe.
- Fena halde eziyorum seni.
Estou a dar cabo de ti.
O halde eğer bu bir bilmeceyse, soru nedir?
Se é um enigma, qual é a pergunta?
Bir daha kumarhaneme ayak basacak olursan dışarı yürüyemeyecek halde çıkarsın.
Se voltar a meter os pés no meu casino, não conseguirá sair de pé.
O halde sizi Los Angeles'a hangi rüzgar attı?
Então, o que o trouxe a Los Angeles?
O halde her şey eski haline dönebilir.
Então, tudo voltou a ser como era.
Bu halde Hector'la görüşmeye götüremem seni.
Não te vou levar a ver o Hector nesse estado.
Evet, öğle yemeğinde çok Meksika yemeği yedim ve bu halde batıya ulaşmam mümkün değil.
Comi muita comida mexicana ao almoço e não vou conseguir chegar a casa.
O halde bir daha senden bir şey istediğimde dediğimi yap amına koyayım, tamam?
Da próxima vez que te mandar fazer algo, faz.
Beni o halde görmek istemezsin.
Vais querer estar lá para ver isso.
O halde kadın oraya niye gitti?
Então, porque é que ela foi lá?
Kız kardeşimin ve fena halde kendini beğenmiş ve başarısız toplumsal reformcu arkadaş güruhunun, kasabalarını Ölüm Lordu ve Kötü Cadı'yla paylaşmak isteyeceklerini sanmıyorum.
Não achei que a minha irmã e o resto do seu grupo de amigos incrivelmente moralistas e altruístas quereriam partilhar a suas casa com o Lorde da Morte e a Bruxa Malvada.
- Peki o halde kim? - Sean Renard.
No Sean Renard.
Şimdi yarı baygın halde.
O Sanchez está estável, semiconsciente agora.
- Bu halde dövüşemez.
Não está em condições de combater.