Handy tradutor Português
126 parallel translation
- Rance, bu Handy Strong.
- Rance. É Handy Strong.
Handy, onun bunun çocuğu! Teksas'ın içlerine gittiğini sanıyordum.
Handy, seu filho da mãe, vai para o Texas!
- Handy. Şu lanet şey!
Esta porcaria!
- O seninkiydi, değil mi, Handy?
Aquele é o teu camião, não é, Handy?
- Galiba Bay ve Bayan Evan Handy'yi ve Stuban cam kasemizi sildin hayatım.
Apagaste o Sr. e a Sra. Evan Handy e a taça de vidro Steuben. Espera.
Atla Handy'lere gitmeni istiyorum.
Quero que vás até à casa dos Handy's...
Handy's Hardware'den ortopedik traktör koltuğu minderi kazanacak.
Uma almofada de tracção ortopédica, cortesia do Handy's Hardware.
- Günaydın, Handy.
- Bom dia, Handy.
- Günaydın, Handy.
- Bom dia, Harve.
- Günaydın, Morris.
Bom dia, Handy.
- Günaydın, Handy.
- Bom dia, Morris.
- Günaydın, Handy!
- Bom dia, Handy!
- Günaydın, Handy.
- Bom dia, Handy
Handy Harrison.
Handy Harrison.
- Handy!
- Handy!
Bugün söylediğinde bilmiyorum, Handy.
Hoje, quando disseste que estavas... Não sei, Handy. Porque é que não me dizes qual é o problema?
Bizden habersiz kayıt memurumuz, Irma Brisker Harold Harrison'u ikna edip sanırım onu Handy Harrison olarak tanıyorsunuz, efendim.
Sem nosso conhecimento, Irma Brisker, a do registo da cidade... tomou a iniciativa de convencer o Harold Harrison... Certamente o conhece como Handy Harrison, Sr.
Handy'nin ev hayvanı.
É um animal resgatado. É a mascote do Handy.
- Selam, Handy.
- Olá, Handy.
- Handy, beni tanıştırmayacak mısın?
Handy, não me vais apresentar?
Mandy ve Handy.
Mandy e Handy.
İkimizin de başkan adayı olduğumuzu sanırım biliyorsun.
Bem, Handy, como deve saber, ambos concorremos para Presidente.
Evet, Handy.
Sim, Handy.
- Handy Harrison hakkında bir kaç sorumuz olacak.
- Só umas perguntas sobre o Handy Harrison.
Biraz düşün, Handy.
Pensa nisso, Handy.
Handy!
Handy!
Handy!
- Handy!
Neye benziyor?
Handy! O que te parece?
- Handy! Handy!
- Handy!
- Arkadaşlar, lütfen.
Handy! - Malta, vá lá.
Selam, Handy.
Ei, Handy.
Güç bir insandan 10 yıl götürür, Handy.
- E? O poder tira 10 anos a uma pessoa, Handy.
Görüşmeyecek misin?
Então esta marmelada Sally-Handy, Sally-Eagle?
Medyayı ara ve sabah burada olmalarını sağla. Aynı anda Handy Harrison'u da tuvaleti onarması için buraya çağır.
Convoca a imprensa, que eles estejam aqui amanhã de manhã... e depois faz com que o Handy Harrison esteja cá para arranjar a casa de banho.
- Handy, seçim hakkında ne düşünüyorsun?
Oh, pá. Handy, quais são as suas linhas de actuação?
Handy, Bayan Mannis'i davet ettiğim de ikinizin bir ilişkisi olduğundan haberim yoktu.
- Sim. Handy, eu quero que fique claro, que quando convidei a Menina Mannis... não fazia ideia que vocês os dois tinham um relacionamento.
- Handy'nin hırdavat dükkanı.
- Loja do Handy.
- Hayır, burası Handy'nin hırdavat dükkanı.
- Não, aqui fala da loja do Handy.
- Belediye Başkanı Handy.
- Handy para Presidente da Câmara.
Şimdi ne yeri nede zamanı, Handy. Ama perşembe gecesi belediye binasında ne dersin?
Bem, agora não é o momento ou o local, Handy... mas, hum, digamos no Município terça-feira à noite.
Resmen Handy'den ayrıldınız mı, Bayan Mannis?
Largou oficialmente o Handy, Menina Mannis?
Handy'nin yaptıkları için tekrar özür dilerim.
Só queria pedir novamente desculpas pelo Handy.
Halimize bak, Handy.
Olham para nós, Handy.
- Selam, Handy!
Olá, Handy!
- Handy.
- Handy.
- Hadi, Handy!
- Vá lá, Handy!
Handy?
Handy?
Haydi, Handy.
Vá lá, Handy. Vá lá.
- Günaydın, Harve.
Bom dia, Handy
- Handy!
Ah, o que se passa?
Günaydın, Handy.
Bom dia Handy.