Himmler tradutor Português
355 parallel translation
Peki etrafındaki diğer ileri gelenleri? Senden hoşlanmayan Himmler, Bormann gibiler?
E aquele círculo que não gosta de você - Himmler, Bormann e o resto?
Dostumuz Himmler'in bu odayı dinlemek için sebebi mi olmalı?
E o Himmler precisaria de uma razão?
Ama Ribbentrop, Kaltenbrunner'in hata yaptığını öğrenirse ve Goebbels, Ribbentrop'un bunu öğrendiğini öğrenirse ve Himmler, Goebbels'in bunu öğrendiğini öğrenirse...
Mas se Ribbentrop achar que Kaltenbrunner cometeu um erro e Goebbels sabe por Ribbentrop e se Himmler sabe por Goebbels...
Himmler'in nadir bitkiler yetiştirdiği ısıtmalı seralar
Estufas onde Himmler cultivava plantas frágeis.
Himmler ziyarete geldi.
Himmler faz uma visita.
Himmler imhaya konsantre oldu.
Himmler concentra-se na destruição.
Himmler biliyordu.
Foi Himmler.
Yardımcı Bakan Himmler son zamanlarda Louvre'da çok değerli bir goblen olduğunu öğrendi.
O vice ministro Himmler soube recentemente que o Louvre tem uma tapeçaria muito valiosa.
Çok yakında liderimin, Goering'in, Goelbbel'ın ve Himmler'in yanında olacağım.
Estarei em breve com o meu Fuhrer. E Goering! E Goebbels!
Binbaşı Bernd Himmler.
Major Bernd Himmler.
Ona Himmler'in kardeşi olduğumu söyledim.
Disse-lhe que era o irmão do Himmler.
SS şefi Heinrich Himmler, acımasız ve yakışıklı yardımcısı Heydrich ile birlikte.
Heinrich Himmler, senhor das SS, vinha com Heydrich, o seu terrível e belo tenente.
O, Heinrich Himmler'di.
É Heinrich Himmler.
Himmler, Nazi felsefesinin, politik ve ırkî yaklaşımını rafine eden kişiydi.
Será Himmler quem refinará a Filosofia Nazi. Os seus ideais sobre Política e sobre Raça.
Kendimi ikna ettim ve tabiri caizse, SS'in kaderine ortak olarak Himmler'in yaveri oldum.
Deixei-me convencer, e foi assim que por um acaso do destino, fui parar às SS e me tornei adjunto de Himmler.
Himmler'in, SS için tasavvur ettiği şeyler kökünü efsanevi geçmişinden alıyordu. Eski bir kültür olan Aryan Almanyası'ndan.
A guarda de elite sonhada por Himmler fundava-se num passado lendário, na cultura de uma Alemanha Ariana, mais antiga.
Himmler bir hayâli gerçekleştirmek üzere yola çıktı.
Himmler tinha-se proposto concretizar um sonho.
Başlarında Himmler oldukça, ırksal anlamda bir Avrupa süper gücü yaratabilirlerdi.
Com Himmler a liderá-las, criariam uma Europa racialmente superior.
Himmler onlardan çok ders çıkarmıştı : Hiyerarşi, seçicilik, liderlik ve cezalandırma.
Himmler inspirou-se muito na sua hierarquia, na selecção e liderança austeras e nos castigos aplicados.
Himmler, ölene dek sâdık kalınacak, bağlılık yeminini dayatıyordu.
Era o próprio Himmler que presidia ao juramento de obediência até à morte.
Ağustos 1941'de Himmler, Minsk yakınlarındaki bir toplama merkezini ziyaret etti.
Em Agosto de 1941, Himmler visitou um campo de concentração perto de Minsk.
Daha önce ceset görmemiş olan Himmler merakının da etkisiyle, mezarın tam kenarında dikilmeye başladı.
Himmler nunca tinha visto cadáveres. E, na sua curiosidade, pôs-se mesmo à beira da vala que era uma espécie de buraco, triangular, a olhar lá para baixo.
İnfaz sonrası Himmler ilgili komutanları biraraya topladı.
Terminada a execução, Himmler reuniu os comandantes do pelotão de fuzilamento.
Ocak 1942'de, Wannsee'de Himmler'in yardımcısı Heydrich, bir toplantı gerçekleştirdi.
Em Wannsee, em Janeiro de 1942, Heydrich, o adjunto de Himmler, convocou uma conferência.
1942 yazında, Himmler, gidişatı kendi gözleriyle görmek çalışmaların ne aşamada olduğunu tetkik etmek üzere Auschwitz'e geldi.
No Verão de 1942, Himmler visitou Auschwitz para verificar os progressos feitos, para ver, por si mesmo, como iam os trabalhos.
Himmler ise hâlâ, esas kavgaya devam edilmesini istiyordu.
Mas Himmler continuava a incentivar a raça superior a lutar.
Bana... Düşünün bu hâlâ Himmler için çok azdı.
Então ele disse-me : "E vê lá tu que o Himmler ainda acha pouco."
Himmler bana, "Bundan daha fazla sayıda olmalı." dedi. Hesaplamak için özel bir birim kurdu. Bugünün bilgisayar kullanan insanları gibi.
O Himmler achava que tinham sido mais pessoas e criou uma unidade de estatísticas especial encarregada de confirmar o número de mortos.
Himmler, Folke Bernadotte ile şartlı teslim konusunu müzakere etmişti.
Himmler negociara a capitulação com o Conde Bernadotte.
Hitler çok mutsuzdu. Çünkü Himmler'i, en sâdık askeri olarak görürdü. En güvenilir olanı.
Hitler ficou muito perturbado, pois considerava Himmler o seu mais fiel paladino, o de maior confiança, e agora via que também tentara trai-lo.
Birden Himmler'in adamlarının kendisine kullanması için verdiği zehri hatırladı. Etkisinden şüphe duydu.
Lembrou-se subitamente que o veneno que tinha para tomar lhe fora dado por um colaborador de Himmler e desconfiou do seu efeito.
Belki de Himmler kirli bir oyun tezgâhlamıştı. Verdiği şey onu yalnızca bayıltacaktı. Ardından da sığınağından dışarıya çıkartılıp düşmana teslim edilecekti.
Talvez Himmler tentasse fazer um truque sujo, dando-lhe algo para o deixar apenas inconsciente, de modo a ser levado do bunker contra a sua vontade e entregue ao inimigo.
Himmler, SS'in lideri, kendini zehirler.
Himmler, líder das SS, ingere veneno.
Hitler, Himmler ve tüm o ekip... evet, tamamen unuttum artık, aynen böyle.
O Hitler, o Himmler e essa gente toda. Já nem me lembrava disso.
Reischführer Heinrich Himmler adına, Size bu nişanı takdim ediyorum.
Em nome do Reichsführer Heinrich Himmler, concedo-vos esta condecoração, a Cruz do Reichsführer.
.. Onu geriye istiyoruz..
Himmler quere-o de volta.
Emirleriniz anlaşıldı efendim, Yüzbaşıyı serbest bırakıyorum.
Ordens de Himmler. "Liberte o Capitão Von Berkow."
Himmler'in en sevdiği keki yaptım.
Assei o bolo preferido de HimmIer.
Rahatsız etmek istemem, ama düşündüm de, Berlin'e gidersen ve... Himmler'e kararının adil olmadığını izah edersen... belki fikrini değiştirir.
DescuIpe-me incomoda-Io... mas achei que, talvez, se fosse a berlim... e explicasse a HimmIer o quanto suas ordens sao injustas... talvez ele mudasse de ideia.
Dedem, Heinrich Himmler ısrar etti.
O meu padrinho, Heinrich Himmler, é que insistiu.
1942'de SS Şefi Heinrich Himmler, "Reinhardt Operasyonu" olarak bilinen, Nazi Almanyası'nın "Yahudi Sorununa", nihai çözüm olarak bulduğu, "Avrupa'nın Yahudilerden tümden temizlenmesi" operasyonunu başlattı.
Em 1942, o Chefe-SS Heinrich Himmler deu inicio à "Operation Reinhardt". A "solução final" da Alemanha Nazi para a "Questão Judaica".
Birkaç gün içerisinde, SS şefi Himmler kampın kapatılmasını ve her şeyin tamamen sökülüp boşalan yerlerin çam ağaçlarıyla örtülmesini emretti.
Poucos dias depois, o Chefe-SS Himmler ordernou o encerramento do Campo, derrubá-lo e plantar pinheiros.
- Kimdir bu?
- Henry Himmler.
Hank Himmler.
Hank Himmler.
Herr Himler ve arkadaşları için.
Para Herr Himmler e seus amigos.
Ama biz böyle değiliz Bay Himmler.
Aqui não é assim, Sr. Himmler.
Heydrich ve SS komutanı Heinrich Himmler Hitler adına dev denebilecek bir adım atmışlardı.
Heydrich e o seu chefe, o líder das SS, Heinrich Himmler, organizariam para Hitler esse enorme passo em frente :
Ölüm birliklerine, polise ve diğer SS ünitelerine moral verecek ziyaretlerde bulundu.
Himmler visitou Minsk, numa das várias visitas de reforço da moral que fez aos Einsatzgruppen, à polícia e a outras unidades SS no Leste.
Himmler'in bu tutumu sadece propaganda amacıyla yapılan filmlerde değil aynı zamanda kısa süre önce Moskova devlet arşivinde ele geçirilen randevu defterinde de yer alıyordu.
Uma parte crucial do itinerário de Himmler não foi filmada por esta reportagem de propaganda. Mas está mencionada no bloco de notas de Himmler, descoberto recentemente no Arquivo de Estado em Moscovo.
Himmler'in 15 Ağustos 1941'de Minsk'i ziyareti sırasında şu not düşülmüştü :
A entrada de 15 de Agosto de 1941, durante a visita de Himmler a Minsk, diz : " Vormittags, antes do almoço.
Ağustos ayında Alman işgalinden 2 ay sonra Himmler, Minsk'i ziyarete gitti.
Nesse mês de Agosto, menos de dois meses após a invasão alemã,