Hope tradutor Português
2,498 parallel translation
Hope'un sanatı üzerinde çalışıyoruz.
Espere, estamos a trabalhar a arte manual da Hope.
Hope'u dergi kapaklarına çıkarmalıyız ve bu giysi bunu başaracak.
Temos de levar a Hope com o guarda-roupa dela. Não, temos de levar a Hope à "Us Magazine" e esta roupa vai consegui-lo.
Hope bir oyuncu, yarış arabası değil.
Ela é uma atriz, não um carro de corrida.
Hope da doğaçlamayı sever.
A Hope também gosta de improvisar.
Hope dizinin yıldızı, peki sana n'oldu?
Parece que a Hope é uma estrela e o número dois és tu.
Hope, gelecekteki Meryl Streep.
- É a próxima Meryl Streep.
Neden Hope'u çıkarıyorsunuz?
Porque está a tirar a Hope?
Hope ile sahnelerin yarısını çektiniz.
A Hope já filmou metade das cenas.
Hope bir günlüğüne televizyon yıldızı oldu.
A Hope foi estrela de televisão por um dia.
Çeviri :
RAISING HOPE S03E15 "Yo Zappa Do ( Part 1 )"
Hope, bu küçük kızdan gerçekten hoşlandı galiba.
A Hope parece gostar imenso desta miudinha.
Hope o diziye bayılıyor.
A Hope adora o programa dele.
Sence Trevor'la konuşup Hope için bir imza alabilir misin?
Achas que podias falar com o Trevor e pedir um autógrafo para a Hope?
Gerçi balayına Hope'la gitmeyi hiç düşünmemiştim.
Mas nunca pensei em ir em lua de mel com a Hope.
Hope'a ben bakarım ve Trevor'da kalırız.
Eu cuido da Hope e ficamos com o Trevor.
Hope bir yıldız olacak.
A Hope vai ser uma estrela.
Çeviri :
RAISING HOPE S03E19 "Making The Band"
Her şey birkaç hafta önce, Hope'un doğumgünü partisini planlarken başladı.
Tudo começou há umas semanas quando decidimos planear os anos da Hope.
Hope'un daha arkadaşı yok.
- A Hope ainda não tem amigos pequenos.
Hope'a arkadaş bulmalıyız.
- Temos de arranjar amigos à Hope.
Çocuğunuz dans etmeyi seviyorsa Hope'a doğumgünü partisi veriyoruz!
Se os vossos filhos gostam de dançar, vamos dar uma festa de anos para a Hope.
Aynen. Hope, tavuk kafalı mor kıçlı T-Rex libero oyuncusuna bayılacak.
Pois, a Hope vai adorar a "Galinha Asas Indomáveis Rabo Roxo Interbase".
Hope'un fotoğrafını yanlışlıkla internette kullandığım fotoğrafla değiştirmişim.
Acidentalmente, troquei a foto da Hope por aquele que uso para o meu perfil de encontros online. - O quê?
# Mutlu yıllar, biricik Hope #
* Parabéns querida Hope *
Hope'un arkadaşa ihtiyacı yok, değil mi?
A Hope não precisa de amigos pequenos, pois não?
Gittiğimiz her rock roll barından Hope'a tişört almalıyız.
Devíamos comprar à Hope uma t-shirt de todos os bares de rock and roll que visitarmos.
Hope'un büyüyüp harika birisi olduğunu göremeyeceğiz mesela ilk kadın astronot gibi.
Agora, nunca veremos a Hope crescer e ser alguém importante como a primeira mulher astronauta.
Hope'u da getirmişsin.
Com a Hope? - Sem avisar.
Maw Maw, Hope'u odana götürebilir misin?
Vó, porque não leva a Hope para o seu quarto?
Sizce Hope bunun için yeterince büyüdü mü?
Então, achas que a Hope já tem idade suficiente?
Sen Hope'u saat beşte bizim eve getir. O da yarın Ağaç Bayramı ormanında uyansın.
Vê se levas a Hope para nossa casa às 5 : 00, para ela poder acordar na floresta do Dia da Árvore.
Hope, sizin ağaç soykırımınızın bir parçası olmayacak.
Ouça, a Hope não vai participar do vosso genocídio de árvores.
Sadece Jimmy ve Hope da gelebilir.
Vêm só o Jimmy e a Hope.
Ama Hope'un, ağaçların hayatımızdaki önemini anlayarak büyüdüğünü bilmek güzeldi.
Mas era bom saber que a Hope ia crescer compreendendo o papel importante que as árvores desempenham nas nossas vidas.
Aman Tanrım, bu Hope mu?
- Meu Deus, é a Hope?
Jimmy'nin küçük bayramları kutlamasına izin vermediğin için Hope'un da diğer çocuklarda olan şeyleri alabilmesi için üzerinde baskı hissetti.
Quando obrigaste o Jimmy a parar de celebrar os feriados menos importantes, sentiu-se pressionado a exagerar no Natal para que a Hope tivesse coisas que as outras crianças têm.
Hope'la birlikte kutlamak da benim en sevdiğim Ağaç Bayramı'na dönüştü.
E celebrado com a Hope revelou ser o melhor Dia da Árvore de sempre.
Maalesef, Hope'u Natesville Hayvanat Bahçesi'ndeki bir inek ısırdı.
Infelizmente, a Hope foi mordida por uma vaca no zoo de Natesville.
Çeviri :
RAISING HOPE S03E20 "The Old Girl"
Hope'u ve Ken'i çağırmamın bir sebebi var.
Há uma razão para ter convidado a Hope e o Ken.
Hope'la ve Ken'le.
- Com a Hope e o Ken. Com outros.
Ya da Hope'un eğitimini bırakıp Deniz Kuvvetleri'ne katıldığını söylesem.
Ou se a Hope te dissesse que ia desistir de ensinar para se alistar nos fuzileiros?
Maw maw, o senin büyük büyük torunun, Hope.
Vó, esta é a tua trisneta, Hope.
Hope, Virginia'nın kulübesinde sıkışıp kalmıştı Sen onu oradan çekip çıkardın, yoksa ölecekti
A Hope ficou presa no barracão da Virginia e a pescaste de lá, ou ela morreria.
Hope!
Hope!
Ben de "umarım", adın Edgar'dır.
Espero ( hope ) que o teu nome seja Edgar.
Hatta geçen ay Hope ile parka gittiğimizde bile gördük onu.
Até no mês passado quando eu estava no parque com a Hope.
Çocuklar, Hope'u okuldan almam lazım.
Pessoal, tenho de ir buscar a Hope.
Baba-kız dansı için Hope'a öğrettiğim şu numaralara bi'bakın!
Olhem os passos que ensinei à Hope para a dança de pai e filha!
Yani Hope ile kahve içtiniz?
Então, tu e a Hope testaram a idiotice enquanto tomavam café?
Hope çıkarıldı.
A Hope foi substituída.