Horace tradutor Português
526 parallel translation
Senin de bunu bizzat keşfetmenin zamanı geldi.
- Achas que sim? - Acho. Não, obrigado, Horace.
Hayır, sağol Horace. İçimde tümüyle özgür bir delikanlı var. Ne bir arzu, ne bir heves.
Sem elos, sem laços Sem compromissos
Horace Hardwick adına fatura et, 404 numara.
Pode debitar a Horace Hardwick, quarto 404.
Madge'den bana gelen telgrafı okumadım.
Horace, tens de fretar um avião imediatamente.
Dur biraz. Bir bakayım şuna. Horace, hemen bir uçak kirala.
Se queres que actue mais de duas noites, arranja o avião.
- Seni gördüğüme sevindim. - Ben de.
De vez em quando, o efeito que o Horace provoca nas pessoas surpreende-me.
Horace'ın insanları etkilemesi benim için zaman zaman bir sürpriz.
Ele foi atrevido contigo? Enviou-me flores que encheram o meu quarto.
- Ciddi misin? Horace'da ne cevherler varmış da haberim yokmuş!
O Horace gosta de galantear as jovens que conhece, mas não passa disso.
- Aferin sana Horace. Madge, beni şoke ediyorsun.
Quando se chega à minha idade, aceitamos os homens como são.
Horace karşısına çıkan her çekici kıza kur yapar.
Se conseguirmos encontrar um.
Çocuğu rahat bırak, biraz canı sıkkın.
O hotel está cheio. Tu e o Horace terão de ficarjuntos esta noite.
- Hiç beklemediğim bir anda. - Güzel. - Horace nerede?
Sim, mas por causa das festas, só está disponível a suite dos noivos.
Hayır. Madge, bil bakalım başıma ne geldi?
Parece que vais fazer uma confissão, Horace.
- Öyle mi söyledi? - Seni tamamen unutacağını söylemiştim.
O Horace esteve longe de ti durante uns tempos?
Son zamanlarda Horace, belli bir süre senden ayrı kaldı mı?
Madge, pões objecção se eu pregar um susto ao teu marido para ele nunca mais olhar para outra mulher?
İyi. Hemen geliyorum.
Horace, ela vem aí.
Horace neden gecikti acaba?
- Que se passa? - Acho que vou ter uma dor de cabeça.
Zaten incitse de, hastanede seni yalnız bırakmam.
Mas se fizer, eu levo-te ao hospital. Horace, que vem a ser isto?
Horace, bu Cadılar Bayramı halin nedir?
O Dia das Bruxas? Madge, o Horace tem uma pequena confissão a fazer.
Madge, Horace ufak bir itirafta bulunacak.
Já estava à espera disto há algum tempo.
Ne? Elbette. Horace her şeyi itiraf etmek istiyor.
O Horace quer dizer que gostava de esclarecer tudo.
Başından beri beni Horace ile karıştırıyor.
Ela tem estado a confundir-me com o Horace todo este tempo. Não admira que achasse o Horace fascinante.
Horace Hardwick, şu her işe burnunu sokan.
Horace Hardwick, aquele intrometido.
Madge, gelip Horace'ı kurtarmalısın.
Madge, é melhor salvares o Horace.
- Horace Hardwick değil misin? - Evet, ta kendisiyim.
- Mas é Horace Hardwick?
Horace, ne yapıyorsun?
Horace, que está a fazer?
Binbaşı Applegate'i 20 senedir tanıyorum. Değil mi, Horace?
Já conheço o Major há 20 anos, não é?
- Bunun bir dalgıçkuşu olduğuna emin misin?
- Horace, era mesmo um mergulhão?
Benimle gel Horace. Biraz temiz hava alalım.
Horace, vamos apanhar ar fresco.
- Çiftleşme sesi. - Kabalaşma Horace.
- Para o grito de acasalamento.
- Kabalaşmıyorum.
- Não seja vulgar, Horace.
Bundan o kadar emin olmazdım, Elizabeth. Horace, sessiz ol.
- Não sei se está, Elizabeth.
Seninle birazdan konuşacağım.
Horace, cale-se. Já falo consigo.
Ben Kaşifler Kulübünden Binbaşı Horace Applegate. Bu tüfekle ne yapıyorsunuz?
Sou o Major Applegate do Clube dos Exploradores.
Gişeyi araman için odanda bir mesaj var. Biletlerle ilgili bir sorun falan olmalı.
Horace, está aqui um telegrama para ti.
Bana bir oda dolusu çiçek yolladı.
Não sabia que o Horace tinha energia para isso. - Apanhou-te?
Ama Madge, anlamıyorsun, o...
Grande Horace!
Hayır Horace, çiçekleri sen karşıladın.
Jerry, estou a avisar-te.
Güzel, hepimiz için küçük bir akşam partisi düzenledim.
- Onde está o Horace?
Dale benimle kalacak. - Kocama oda ayarladınız mı?
- Chama-se Horace Hardwick?
Bayım, siz Horace Hardwick misiniz?
Para homens da sua laia, este lugar não é saudável.
Seni uyarıyorum yolun bir daha benimkiyle kesişmesin, yoksa kalbinden...
- Horace!
- Horace.
Sabes o que me aconteceu?
Hikayen buysa Horace, hikayene sadık kal.
A cegonha!
Horace, o geliyor.
Faz um esforço de memória, não a terás conhecido em qualquer lado?
Madge, iyi anlamadın herhalde.
Não sei se terás visto no Horace algo que nunca vi.
Horace, Londra'dayken genç bir bayanla tanışmış.
Quando o Horace esteve em Londres conheceu uma rapariga. Tu deves ter tido um pressentimento qualquer, Madge...
Horace için etkileyici demesine şaşmamalı.
Não admira...
- Kriket oynanmıyor.
Não, Horace e também não é aceitável.
Evet, Horace.
- Sim, é o Horace.
Ben Binbaşı Horace Applegate.
Eu sou 20 : 10H.