Hostes tradutor Português
361 parallel translation
Ya hostes?
Hospedeira?
Yalnız dediysem Hostes grupları ayarlayacak.
Não seria bem sozinha. A anfitriã do navio está formando grupos. Disse que pediria à senhora.
Eh, bizim birlikler onların üç katı.
Ora, as nossas hostes triplicam essa conta!
Kuvvetlerini getirecek mi?
Trará suas hostes?
Bir hostes...
Alternadeira...
Kavimlerin Rabbi bizim için savaşacak!
O Senhor das Hostes combaterá por nós!
- Onunla savaşalım.
- Reunamos as hostes!
Ne hakkında,? Ben ordunun komutanıyım, divan üyesi değilim.
Sou comandante das hostes, não ministro de estado.
Kabile büyükleri Süleyman'ı reddetti,... ve halk ona sırt çevirdi
As tribos acusaram Salomão, e os capitães das hostes regressaram às províncias.
Bay Bromhead, Cetewayo iki grup savaşçıyla geliyor.
Sr. Bromhead? Cetewayo vem com duas hostes para vos destruir.
Rab bizimle. "
O Senhor das hostes está connosco. "
"Rab bizimle."
"O Senhor das hostes está connosco."
HOSTES GİYİNME ODASI
HOSPEDElRAS VESTlÀRlO
Hostes kıIığında mı? - Elbette.
Vestida de hospedeira?
Hostes.
A hospedeira.
Ey Tanrım, ev sahiplerinin Tanrısı, gözlerini kapat, sonra burnunu tıka.
Ó Deus, Senhor das hostes, fechai Vossos olhos e apertai Vosso nariz.
Böylece sayılarını gizlemiş oldular ve gözcüler de yanlış haberle döndü.
Escolheram um grupo das hostes para fazer o reconhecimento e os informar.
Bu, Mary King adlı bir hostes, cesedi limanda kıyıya vurdu.
Esta era uma hospedeira, Mary King, encontrada a boiar no porto.
Hostes.
É hospedeira.
Hayır, hostes olarak.
- Não, como recepcionista. Fica bem.
Daha iyi. Hostes mi?
- Recepcionista?
Seksi olduğunu düşünen bir hostes tanırdım.
Conheci uma hospedeira que achava isso sensual.
Ben... Nancy Pryor, hostes.
Nancy Pryor, hospedeira.
- Alman havayollarında çalışan o iki hostes.
- não as ouço. - São essas aeromoças alemãs.
Delta havayolları hostes arıyor ama o kadar uzun süre evden uzak kalmak istemem.
Delta procura aeromoças... mas não quero estar fora de casa.
- Hostes olduğuna inanamıyorum.
- Não posso crer que seja hospedeira.
Hostes, şu koltuğa otur!
As hospedeiras, sentem-se além!
Hostes, oksijen tüpünü buraya getir!
Uma hospedeira que traga uma máscara de oxigénio imediatamente!
- İki tane de hostes var mıdır acaba?
Será que há duas hospedeiras a bordo?
Her neyse, düşündü ki, 3500 yıl önce her nasıl üretildiyse bu kütlenin Mars ve Dünya-Ay sistemiyle yinelenen yakın temaslarının kutsal kitaplardaki eğlenceli tesadüfleri Kızıl Deniz'in ortadan ikiye ayrılıp Musa ve İsraillilerin firavundan sağ salim kurtulmasını ve Yuşa'nın Güneş'e, Gibeon'da beklemesini emrettiğinde Dünya'nın dönüşünün durmasını açıklıyordu.
De qualquer modo, não obstante do que fora feito 3500 anos atrás, imaginou, que se encontrou repetidas vezes próximo de Marte, próximo do sistema Terra-Lua, tendo consequências bíblicas incidentais, como a separação do Mar Vermelho que permitiu a Moisés e aos Israelitas, escaparem a salvo às hostes do Faraó, e a imobilização da rotação da Terra, quando Josué ordenou ao Sol que permanece-se quieto em Gibeon.
Dua edelim. Yüce Tanrımız, Güney Afrika'da savaşa çağırılan, kendi ırkımızdan askerlerimiz için senden lütfünü istiyoruz.
Ó Senhor das hostes, nós suplicamos a sua benção aos soldados da nossa raça chamados para a batalha na África do Sul.
- Hostes hanım?
- Hospedeira?
Hostes, galiba yanımdaki adam bir doktor.
Hospedeira, acho que este homem é médico.
Hostes dedi ki...
A hospedeira disse...
Yanımda hostes var.
A hospedeira está aqui comigo.
- Hostes.
- Hospedeira.
Hostes, ne zaman ineriz?
Hospedeira, aterraremos em breve?
- Ölü bir hostes buldular.
- Acharam uma hospedeira morta.
Hostes, lütfen, bırakın ben ilgileneyim.
Por favor, hospedeira, deixe-me tratar disto.
O gece Manila'da becerdiğimiz o üç hostes kadar vahşi değil.
Melhor foi quando comemos as três hospedeiras, naquela noite em Manila.
Bunun aynı geçen ayki hostes planındaki gibi olmasını istiyorum.
O esquema será igual ao da hospedeira no mês passado.
Ben de hostes olmak istiyordum ama Ed yanında istiyordu ve epilasyoncu oldum.
Eu queria ser hospedeira. Mas o Ed não queria que eu andasse por fora. Por isso agora faço electrólises.
Bunlar da adamların.
E estas serão as tuas hostes :
Bir binada oturup da, bütün komşularının hostes olduğuna inanamıyorum.
Eles são uns zeros á esquerda. O Steve terá de encontrar amigos noutro sitio.
Hostes cennetinde yaşamanın faydalarından bir tanesi.
- Que vou dizer á Marcy? - Steve, és um homem.
Kardeşim ve ben hostes olmaya karar verdik çünkü, bu şekilde pilot olacağımızı düşünüyorduk.
Vai acontecer. Passei a manhã a andar por ai. Não aconteceu nada.
Demek istediğim, hepimiz uçuyoruz fakat hiç biliyormuyuz bu genç bayanlar hostes olmak için nelerden geçiyor
Todos andamos de avião, mas será que algum de nós sabe aquilo por que passam estas jovens para serem hospedeiras?
Hostes bana 2 tane lolipop verdi.
Deram-me dois chupas.
Kılıcımız ve kalkanımız da öyle.
Senhor Deus das hostes.
ve son olarak, hostes Philomène.
E eis por fim Philomène, assistente de bordo, ;
- Tatlım? - Belki bir hostes!
- Possivelmente seja aeromoça!