Hoştu tradutor Português
992 parallel translation
Bence gayet hoştu.
Ele me pareceu muito agradável.
Hayatım, meyve sepetin çok hoştu.
Meu querido, o teu cesto de fruta era maravilhoso.
Hoştu, değil mi?
Encantador, näo é?
İskoçya'ya mektup yazman çok hoştu.
Obrigada pelas cartas que mandaste para a Escócia.
Çok hoştu. Çok güzeldi.
Que pena, foi adorável.
Çok hoştu.
Como ela era bonita!
Seni tanımak hoştu.
Foi bom conhecê-la.
Yemekte oldukça neşeliydik, ve sıradan şeylerden konuştuk. Fred, çok hoştu.
Estivemos muito bem dispostos ao almoço, e falámos de coisas banais.
Yeterince hoştu ama hiç kimseyle konuşmadı.
Era muito bonita, mas nunca falava com ninguém.
- Çok hoştu.
- Foi encantador.
Bence benim masam yeteri kadar hoştu.
A minha mesa estava linda.
- Açıkçası o daha hoştu.
- Acho-o mais simpatico.
Evet, kesinlikle çok hoştu.
Foi qualquer coisa.
Gerçekten hoştu ama, öyle değil mi?
Foi bastante inteligente, não foi?
- Oh, çok hoştu.
- Oh, que lindo!
Bayan Morton, ziyaretiniz çok hoştu ama artık resmime geri dönmeliyim.
Bom, Srta. Morton, obrigado por chamar se me desculpa, tenho que pintar.
- Ama hoştu.
- Mas ele era giro.
Çok hoştu. - Evli olduğunu bilmiyordum.
- Não sabia que eras mesmo casada.
Sizi görmek hoştu memur bey.
- Prazer em vê-lo, agente.
Aptalcaydı, ama hoştu.
Era uma patetice, mas era tão bom.
İkinizle de tanışmak çok hoştu.
Gostei imenso de vos conhecer.
Seni tekrar görmek çok hoştu.
Gostei muito de te ver.
Sürücü hoştu. Güzel, mavi gözleri vardı.
- O condutor tem uns ojazos azuis.
Sekreteri aslında oldukça hoştu.
A secretária era boa.
Bak, bu şekil konuşmamız pek hoştu,.. ... yani, oyun oynuyormuş gibi, ama bana olan biteni anlatmanı isterdim,..
Olhe, está muito bom isso de falar assim, sabe, como se fosse um jogo.
O bacaklarla Pig'e yaptığın çok hoştu.
Gostei do que fizeste ao Pig com aqueles valetes.
Sizinle tanışmak hoştu, Bay...
Foi um prazer conhecê-lo, Sr...
Sizinle tanışmak hoştu, Bay Bond.
Foi um prazer conhecê-lo, Sr. Bond.
Bu çok hoştu.
Isto é muito bom.
Çok hoştu.
Tudo bem.
Ne olduğunu biliyorum ve hoşuma gidiyor. İncil'i alsanız da almasanız da sizinle sohbet etmek gerçekten çok hoştu.
E quero dizer que, comprando ou não a Bíblia foi um prazer.
Evet, hoştu.
Sim, encantadora.
Senin kabukların da çok hoştu Iwonka.
As tuas conchas também eram muito bonitas.
Çok hoştu.
- Foi um prazer vê-lo.
Hoştu, değil mi?
Não foi giro?
- Çok hoştu.
- Foi muito bom.
William. Hoştu.
William, foi muito bonito.
Gerçekten hoştu.
Foi realmente bonito.
Bayan Fielding, seni tanımak hoştu.
Sra. Fielding, foi um prazer.
Hoştu ama, artık bitti.
Foi bom Mas acabou
Senin için hava hoştu, değil mi?
Foi bom para você, não foi?
Lord Melbury ile bunu konuştum. Oldukça hoştu...
Eu falei com ele acerca disso, foi muito simpático.
Çok hoştu.
Bem...
Çok hoştu.
Pareceu-me um homem agradável e simpático.
- Çok hoştu. Hoş mu?
Agradável?
Gerçekten hoştu.
Adoro.
En son Los Angeles'dan gelirken George Clooney iki sira önümde oturuyordu. Kol dügmeleri çok hostu. Afili çenesiyle arz-i endam ediyordu.
Sabes, da última vez que voei de L.A. para cá, o George Clooney ia sentado dois lugares à minha frente, com uns belos botões de punho e a porra daquele queixo.
Çok hostu.
Ele até foi querido.
- Bu, gerçekten çok hoştu.
Foi mesmo catita!
Çok hoştu. Hey, bir öpücük ver bakalım.
Isso foi muito bom.
Burda olmanız çok hoştu. Bizi bağışlayın.
Foi bom ter-te aqui.