Huh tradutor Português
5,185 parallel translation
Oldukça ürkütücü, değil mi?
Grotesco, huh?
Hem aramayıp ne yapacaksın ki?
E não lhe ligando, que bem é que isso faz, huh?
Ana cadde burası demek?
Então isto é Main Street, huh?
Hadi kutlayalım.
Vamos celebrar, huh?
Senin uçağın mı?
O teu voo, huh?
- Huh. - Başka kimi düşünüyorsun?
Em que mais estás a pensar?
Amanın.
Huh! Oops.
Kumsal burası, huh?
Com que então, isto é a praia?
Ha?
Huh?
Nasıl?
Huh?
Akademideki gibi, değil mi?
Como na academia, huh?
Eee, hoş, değil mi?
Então, muito bom, huh?
Bu yüzden, size nasıl yapacağımızı söyleyeyim mi?
Então, deixem-me explicar como é que isto vai acabar, huh?
Başka bir seçeneğiniz var mı, ha?
Que escolha temos, huh?
Buradan gidiyoruz desem ne dersin, ha?
Que dizes a sairmos daqui, huh?
Beni kaç kere kandırabileceğini sanıyorsun?
Quantas vezes achas que me podes, fazer acreditar nisso, huh?
Benden ne istiyorsun ki sen? Ne?
O que queres de mim, huh?
Beş papel, demek?
Cinco projectos da lei, huh?
Merhaba.
Olá. Uh-huh.
Bu, o.
Uh-huh. O próprio.
- Köpükler demek?
- Penas, huh?
O zaman neden lanet olası Zed bizi bunu yapmaya zorladı, ha?
Então porquê que o Zed mandou-nos fazer o que fizemos, huh?
Keşke yapabilseydin değil mi? Öyle ya.
O que Gostarias tu, huh?
Gelip nüfus kâğıdıma bakmak ister misin?
Tu queres ver o meu BI, huh?
Değişmenin zamanı geldi, değil mi?
Hora de mudar, huh?
Öyle mi?
Uh-huh?
Evet.
Uh-huh.
Peki, ne cins bitkilerdi onlar?
Huh. Que tipo de plantas eram essas?
İnanılmaz, değil mi?
Inacreditável, huh?
Öyle mi?
Huh?
Gerçekten iyi bir gün, değil mi?
É mesmo um dia muito bom, huh? Mm-hm.
Bu deklarasayon antlaşması oldukça büyük bir iş, değil mi?
Então o assunto do contrato ficou bem grande, huh?
Eğer bu arabayı araştırırlarsa gideceğin yer orası demektir zaten.
? Huh? Porque se eles revistam este carro, É para onde tu vais.
Erwin Schrodinger, huh? ( Schrödinger'in Kedisi )
Erwin Schrodinger?
Guacamole'ya bayılıyorsun, huh? Mmm-mm!
Estás mesmo a aproveitar esse guacamole.
- Farklılık, huh?
Diferente?
Siz ikiniz burada ne yapmayı - planlıyordunuz, huh?
O que exactamente iam fazer aqui dentro, hein?
- Huh?
- Relaxa.
Çılgın bir yıl oldu, huh?
Foi um ano louco, não foi?
Biri partiyi canlandırdı, huh, Harper?
Deste uma bela festa, hein, Harper?
Pepperdine'a. Huh?
À Pepperdine.
Rusça mı konuşuyorsun, huh?
Você fala russo, hein?
On beş, Konuş benimle!
Quinze? Fala comigo. Huh?
Ne ülke ama, degil mi?
É uma merda de um grande país, huh?
Demek yapiyor.
Sim, ele consegue, huh?
Hemen gelicem, kardeşini arayıp, geliyorum
Já volto. Vou busca o teu irmão. Faz os teus deveres, huh?
Ne?
Huh?
Millet?
Huh? Ei, malta?
- Ha?
- Huh?
Figürüz, huh?
Vai-se lá entender.
Çok garip.
Huh, isso é estranho.