Ides tradutor Português
563 parallel translation
Roma'nin düsüsünü göreceksin. "
Ides ver a queda de Roma. "
Olmaz. Başkalarına söylersiniz.
Não, que vós ides revelá-lo.
Bu bahsi kaybedeceksiniz, efendimiz.
Ides perder esta aposta, senhor.
İlişkiniz ciddi, değil mi?
- Ides em sério, eh?
- Ona gidiyorsunuz.
- Ides agora para lá.
Ama eğer bu hikayesine sonuna kadar katlanabilirseniz- -
Se ides acreditar nessas historietas...
Gelin bakalım, benim yaman, yiğit, azimli dostlarım. İşi bitirmeye hazır mısınız?
Ora então, meus animados companheiros, vigorosos e audazes, ides agora rematar a questão?
Yani Kale'ye mi gideceksiniz, efendimiz?
Quê, ides para a Torre, senhor?
- Seni cepheye sürecekler mi?
- Ides directamente para a frente?
- Hangi yoldan gidiyorsunuz?
- Em que direcção ides?
Yatmayacak mısınız siz?
É que não lhes ides dormir?
O bir dişi keçi değil, Drako.
Ides ficar acordado. - Não é uma das tuas cabras, Draco.
Demek hayatımızı hiçe sayıyorsun ha..
Ides tornar-vos num garanhão enlouquecido e arruinar as nossas vidas? A minha vida é só minha.
Bu koca kıIıçla beni kesecek misin?
Ides matar-me com esta grande espada?
Onu Frizyalılara mı göndereceksin?
Ides então entregá-la aos Frísios?
More, bana yardım edecek misin?
Ides ajudar-me, More?
Bunun için ne yapacaksın?
O que ides fazer quanto a isso?
Tekrar soruyorum, ne yapacaksın?
Repito, o que ides fazer a esse respeito?
Bir mucize olsun diye mi dua ediyorsun?
Ides rezar por um milagre?
Ve isteseniz de, istemeseniz de Tanrı'nın kelamını duyacaksınız!
E ides ouvir a palavra de Deus, quer queirais ou não!
- Hacca mı gidiyorsunuz?
- Ides em peregrinação?
İspanya'ya mı?
Ides a Espanha?
- Scone'a gidecek misin?
- Ides a Scone?
Uzağa mı gideceksiniz?
Ides longe?
Ve burada öleceksiniz!
Ides esticar o pernil aqui!
Tekneyi siz kontrol etseniz iyi olur.
É melhor ides ver, se está bom.
Oraya ulaştığınızda, paraya ihtiyacınız olacak.
Ajuntámos dinheiro para vós. Ides precisar de dinheiro.
Prusya ordusuna mı kaydolursun yoksa seni İngilizlere geri mi verelim?
Ides alistar-vos ou ser devolvido à procedência?
Almanya'daki birliklerimize katılmaya mı gidiyorsun?
Ides juntar-vos às nossas tropas na Germânia?
Gösteri sırasında mektupları okumayacaksın herhalde?
Minha querida, não ides ler cartas e petições durante o espectáculo?
Agrippa'yı görecek misin?
Ides encontrar-vos com Agripa?
- Demek bizi bırakıp gidiyorsun!
- Então, ides deixar-nos?
- Yeniden evleniyorsun.
- Ides casar-vos de novo?
O kadını da rahat bırakacaksın!
E ides deixar aquela mulher em paz!
Beni aşağılamasına izin mi vereceksin?
Ides permitir que ele me insulte desta maneira?
Şimdi mi yiyeceksiniz, yoksa götüreyim mi?
Ides comê-la agora ou levo-a?
Bununla evlenmeyi sen istemiştin!
Mas haveis pedido para casar com este e ides continuar casada!
Corsica'ya gideceğin doğru mu?
É verdade que ides à Córsega?
Corsica'ya neden gidiyorsun?
Porque ides à Córsega?
Güzergahının üzerindeki herhangi bir yere uğrayacak mısın?
Ides parar nalgum lugar? Pelo caminho?
Bana ne alacaksın?
O que ides comprar-me?
Neden gidip uyumuyorsun?
Porque não ides dormir?
Yoksa onu zehirleyecek misin?
Ou ides envenená-lo?
Bütün gece orada mı oturacaksın?
Bem, ides ficar aí sentado a noite inteira?
Yıldız falın bitti sanırım.
Presumo que ides acabar esse horóscopo.
- Gidiyor musun, Lucius?
- Já ides, Lúcio?
Amcamın yatağına gitme ama.
Para que ides ter com meu tio?
Evet, geri döndüklerinde, işte asıl o zaman bizi kıskanacaksınız.
Ides invejar-nos, quando os nossos voltarem.
En sonunda beni müslüman yapacaksınız lordum.
ides fazer de mim um mouro.
Siz, dışarı çıkacak mısınız? Gülecek ne var!
Vós dois, Lhes ides passear ou não?
- Nereye gidiyorsun şimdi?
Onde ides agora?