English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / If

If tradutor Português

574 parallel translation
eğer bir hanımefendi bir şey rica ederse, that if a woman is asked to do something, emretmekten öteye itaat etmeye daha yatkındır.
que quando se pede para a mulher fazer algo... ela está mais apta a obedecer que a comandar.
Tommy Rogers'ın If It's You adındaki son plağı var mı?
Tem o novo disco do Tommy Rogers?
Onu yere serdiğimde bana daha çok mu saygı duyacaksın?
Would you respect me more if I knocked him down?
# But if you're cruel # ( # Gaddar olduğun kadar # ) # You can be kind # ( # Müşfik de olabilirsin # )
Se fores cruel Podes ser carinhoso
Help me if you can l'm feeling down
Ajuda-me, se puderes, sinto-me em baixo
- Not if l get the boot in first.
- Não se eu lhes enfiar com as botas primeiro.
Burası bizim yerimiz Koon-ut-kal-if-fee.
É o lugar do Koon-ut-kal-if-fee.
Bu şekilde zihinlerimiz birbirine kenetlendi uygun an geldiğinde Koon-ut-kal-if-fee'ye çekilmemiz için.
Dessa forma, as nossas mentes uniram-se, para que, quando chegasse a altura, fôssemos ambos atraídos para o Koon-ut-kal-if-fee.
Kah-if-farr!
Kah-if-farr!
Kal-if-fee!
Kal-if-fee!
T'Pring, kal-if-fee'yi seçtin.
T'Pring, escolheste o kal-if-fee.
Ama yasalarımıza göre seni sadece kal-if-fee'yle boşayabilirdim.
Pelas nossas leis, só me podia divorciar de ti pelo kal-if-fee.
# # If you seek perfection in sugar confection
# # Se você busca a perfeição na confecção de açúcar
# Evet, istediğini al, tabi eğer istiyorsan #
Yes, get what you want to, if you want Sim, pegue o que você quer, se você quer
# Tabi eğer özgür olmak istiyorsan, evet istiyorsan #
If you want to be free, be free Se você quer ser livre, seja livre
# Ve eğer yüksek olmak istiyorsan #
And if you want to be high, be high Se você quer estar prá cima, seja prá cima
# Eğer alçak olmak istiyorsan #
If you want to be low, be low Se você quer ser prá baixo, seja prá baixo
# Ve eğer ben olmak istiyorsan #
And if you want to be me, be me Se você quer ser eu, seja eu
# Eğer sen olmak istiyorsan, sen olmak #
If you want to be you, be you Se você quer ser você, seja você
# Ve eğer bulursan... # #... yeni bir yol #
And if you find E se você achar A new way Uma nova maneira
# Eğer şarkı söylemek istiyorsan #
If you want to sing out, sing out Se você quer cantar, cante
# Ve özgür olmak istiyorsan #
And if you want to be free, be free Se você quer ser livre, seja livre
# Madem şarkı söylemek istiyorsun, söyle o zaman #
Well, if you want to sing out, sing out Bem, se você quer cantar, cante
# Ve özgür olmak istiyorsan, özgür ol #
And if you want to be free, be free Se você quer ser livre, seja livre
# Ve eğer ben olmak istiyorsan, ol #
And if you want to be me, be me Se você quer ser eu, seja eu
# Ve eğer sen olmak istiyorsan, ol #
And if you want to be you, be you Se você quer ser você, seja você
# Ve eğer yeni bir yol bulursan #
And if you find a new way E se você achar uma nova maneira
# Madem şarkı söylemek istiyorsun, söyle o zaman #
Well, if you want to sing out, sing out Se você quer cantar, cante
# Ve eğer özgür olmak istiyorsan, özgür ol #
And if you want to be free, be free Se você quer ser livre, seja livre
# Şarkı söylemek istiyorsan, söyle madem #
Well, if you want to sing out, sing out Bem, se você quer cantar, cante
# Ve özgür olmak istiyorsan, özgür ol #
And if you want to be free, be free E se você quer ser livre, seja
# Ve yüksekte yaşamak istiyorsan, yaşa gitsin #
And if you want to live high, live high E se você quer viver prá cima, viva prá cima
# Alçakta yaşamak istiyorsan alçakta yaşa #
And if you want to live low, live low E se você quer viver para baixo, viva para baixo
# Ve eğer yeni bir yol bulursan #
And if you find a new way E você vai achar um novo modo
# Eğer evet demek istiyorsan evet de #
Well, if you want to say yes, say yes Bem, se você quer dizer sim, diga sim
# Eğer hayır demek istiyorsan hayır de #
Well, if you want to say no, say no Bem, se você quer dizer não, diga não
# And if I could just draw me a mean one
Esperemos que não me deixem zangado...
- Dostum, Dif şatosunda bulunuyorsun
Amigo, está na residência do Castelo de If.
- Onunla evlendim çünkü tutuklandıktan kısa bir süre sonra... Dif şatosunda öldüğünü söylediler
Casei-me com ele porque me disseram que tinha morrido no castelo de If pouco depois da detenção.
* Ama savaşmaları gerekiyorsa, savaşmalılar *
But if they must, they must
* Hatta beraber olsak... * * tüm hayatımız boyunca *
Even... If we stay together Our whole lifetime through
* Biraz ilgiye ihtiyacın varsa *
And if you need some kind affection
* Eğer Bluebird uçabiliyorsa, neden ben uçamıyorum *
Well, if the bluebird files then why can't I
* Beraber olsak bile *
- Even if we stay together
* Bir gülün dikeni battığında *
Well, if you strike a thorn on a rose
* Dolu veya kar yağdığında *
And if it hails or if it snows
* Ve derse doktor, "işin bitti" *
And if the doctor says you're through
* Yolunu gösterirsen bana *
If you'd show me the way
* Elini tutup *
To take your hand if I'M...
* Eğer sevişmeler *
Well, if makin'love
I don't know if you know me.
Não sei se me reconhece...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]