English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Ihmâl

Ihmâl tradutor Português

40 parallel translation
Bütün hafta seni ihmâl ettiğim için özür dilerim, Marcie.
Desculpa ter-te negligenciado a semana toda, Marcy.
Sürüyle ihmâl var.
Há muitos a culpar por isto.
Dün gece dans dersinden sonra onu almayı ihmâl etmişsiniz. İşiniz yüzünden onu durmadan ihmâl ediyormuşsunuz.
Diz que ontem não foi buscá-la na aula de dança... sempre faz isso por causa do seu trabalho.
Lindsey iyi görünüyor ama ihmâl için soruşturma yapılacak.
Lindsey parece bem. Mas haverá uma investigação... quanto à negligência dos pais.
Son birkaç gündür seni ihmâl ettim.
Tenho-te negligenciado últimamente.
Kocasının onu ihmâl ettiğini söyledi.
Disse que o marido não lhe ligava nenhuma.
Mektup yazmayı ihmâl etme.
Não te esqueças de escrever.
Bundan söz etmeyi ihmâl ettiniz, değil mi?
Esqueceu-se de mencionar isso, não foi?
Ya anne ve baba, çocuğu ihmâl edecek uyuşturucu bağımlılarıysa?
E se os pais fossem drogados viciados que fossem negligenciar os seus filhos?
Ben bir canavarım çünkü hayatım boyunca beni ihmâl ettiniz.
Sou um monstro porque tu ignoraste-me a minha vida toda.
Kendi derdimize düşüp Lars'ı ihmâl ettik.
Nós temos andado só a pensar em nós, Gus.
En azından ev işlerini yapaydın! Kızını da ihmâl ediyorsun!
Podias ao menos ter feito o trabalho de casa!
Burada, Batı Cennet'te, odak noktamız ilişkileri yenilemek ve ihmâl edilmiş partnerliklere bakım yapmak.
- Aqui concentramo-nos em renovar os laços, e nutrir relações desgastadas.
Beni o kadar ihmâl ediyorsun ki, bir şeylere vurmak istiyorum.
Tens-me ignorado tanto que me apetece esmurrar algo.
Çocuğun ihmâl edildiğine dair bir şikâyet aldık.
Recebemos uma queixa de negligência paternal continua.
Bahşişini almayı ihmâl etme.
Vê se consegues uma gorjeta.
Nate paha biçilmez bir kaynak haline gelmişti. İhtiyacımız olan her miktarda malı sağlıyordu. Tabii her bir kiloluk siparişten 100 gramlık payını ihmâl etmiyordu.
Nate mostrou ser uma fonte inesgotavel, fornecendo a quantidade de toda a porcaria que necessitassemos desde que ganhasse a sua parte, quatro onças de todo o quilo que requesitassemos, que resultou em quase dois kilos por semana.
Emniyet çizgisini ihmâl etti, bütün meslektâşlarını derine, ölüme gönderiyordu.
E cortou a linha de segurança, enviando todos os seus colegas para as profundezas.
Hükümdarınızı bu kadar uzun süre ihmâl etmeniz çok gafil bir davranış.
Sois descuidado, ao negligenciar o vosso soberano durante tanto tempo.
Tahminime göre çocukken ihmâl edilmiş.
Acho que negligenciado quando era criança.
Southfork'un belgeleri elinizde olabilir ama yeğenimin size anlatmayı ihmâl ettiği şey doğal kaynakların kontrolünün benim elimde olduğudur.
Pode ter um documento de Southfork, mas o que o meu sobrinho deixou de lhe mencionar... é que eu controlo os direitos de exploração mineral.
Tabii, "Beni o kadar da çekiştirme" demeyi de ihmâl etmiyor.
Sim, e está a dizer "Pára de me esticar tanto."
Polisleri hissediyor yani tanıdık bir şeyi ihmâl edecektir.
Ele sente a pressão, e vai voltar para algo familiar.
Seni ve Jude'u bir adamın çocuklarını ihmâl edebileceği her şekilde ihmâl ettim.
Falhei-te a ti e ao Jude... De todas as formas que um pai pode falhar, e eu sei que aconteceu tudo mal.
Cemaatimdeki herkesin bana ihtiyacı var ve ve bana en çok ihtiyaç duyanları ihmâl ettim.
Todas estas pessoas na minha paróquia tão necessitados e... E negligenciei as que mais precisavam de mim.
Herkezi düşünürdü. Bizi de ihmâl etmezdi. Her ay çek yollardı.
Sempre a pensar nos outros, a tomar conta de nós, a mandar cheques todos os meses.
Anneleri, onları istemediği hâlde yapmaya mecbur bırakılan fakir büyümüş, ihmâl ve istismar edilmiş çocuklar olurdu ki bunlar da koca bir suçu oluşturan 3 önemli madde.
Crianças que, se as suas mães tivessem sido forçadas a tê-las, teriam crescido pobres, negligenciadas e abusadas, os três ingredientes mais importantes quando alguém está a cometer um crime.
Ama size şu an söyleyebilirim ki Park'taki dinamit ambarından sorumlu olan, zavallı adam ölümden sonra, cezai ihmâl ile suçlanacak.
Mas posso dizer-vos já que o resultado será que o pobre coitado que seja responsável pelo armazenamento de dinamite na Park será acusado postumamente de negligência criminal.
Seni ihmâl ettim, ikinizi de ihmâl ettim.
Deixei-te ficar mal. Deixei as duas ficarem mal.
Cinayet sarayımda uzun zamandır ihmâl edilmiş birçok yer var.
Há lugares no meu palácio de assassinatos que ficaram parados durante muito tempo.
Bunu söylemekten nefret ediyorum. Fakat orada annenle aranda olanlar yüzünden ihmâl edilmiş hissediyor.
Bem, odeio dizê-lo, mas ele está a sentir-se ignorado lá, com o que tem acontecido entre ti e a tua mãe.
Onu hiç ihmâl etmedim.
Ele nunca é ignorado.
Ama Tanrı'nın bahsetmeyi ihmâl ettiği bazı şeyler vardı.
Mas houve coisas que Deus se esqueceu de mencionar.
Lütfen bu şahane makete göz atmayı da ihmâl etmeyin.
Aproveitem a oportunidade e olhem para o esplendor...
Bana bunu söylemeyi ihmâl etmişsin.
Esqueceu-se de dizer-me isso.
Onlarda ihmâl edilmeyecek efendim.
- Eles não serão negligenciados.
O zaman, işini ihmâl ediyorsun.
Então, tens faltado ao trabalho.
İhmâl nedeniyle Eduardo Santana'nın ölümüne sebebiyet verme.
Homicídio por negligencia na morte de Eduardo santana.
İhmâl ediliyorlar.
Esses costumam ficar esquecidos.
İhmâl.
- Negligência.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]