Ilahı tradutor Português
206 parallel translation
Duygusal ilahı kısmını çıkartıp sağlam bir koro yerleştirelim. Bunun gibi.
Vamos esquecer o ritmo sentimental... e usar um coro com firmeza... algo assim.
Bir ilahın büyüklüğünü yaşayamadığınız için... ... önemsiz bir şey gibi reddediyorsunuz.
Não compreendendo a grandeza de um deus... o trata com arrogância.
Ağustos'a doğru ilahımız Watanka'nın bu suretiyle karşılaşacağız, Size söylüyorum, o gün yaklaşıyor.
Pela majestosa face da imagem de nosso senhor, Watanka, eu digo-lhes, que o dia está a chegar.
"Ralph Summers, Anneler Günü'nün matine ilahı, artık yaşlı, kilolu bir barmaid düşkünü."
"Ralph Summers, ídolo da matiné do Dia da Mãe, agora um apreciador velho e gordo de empregadas de mesa."
İlahların ilahına şükredin Çünkü O'nun merhameti sonsuzdur.
rendei graças ao Deus dos deuses pois sua misericórdia dura para sempre
Çünkü O'nun merhameti sonsuzdur. İlahların ilahına şükredin
Pois sua misericórdia dura para sempre rendei graças ao Deus dos deuses
Her ot bu kadında kendi ilahını buluyor.
Qualquer patife que lhe atravesse o caminho, encontrou o seu igual.
Bizim ilahımızdı. Ama öyleyken bile Michael onu Anna olarak hiç düşünmedi.
Mas Michael não pensou nela para Anna.
Teğmen Thomsen'i sunuyorum. Son ilahımız!
Vamos dar três vivas ao capitão Thomsen, o mais recente herói!
Bu Marcel Jazy. Kadınların, şarabın ve Somoza'nın ilahı.
Aquele é o Marcel Jazy, amigo de vinho, de mulheres e do Somoza.
Mari, sen ki kumların ve kayaların ilahısın gökleri ve yeri un ufak et.
Oh Mari, Deus de areias e rochas, rompa o céu e a terra,
Mari, her şeyi bilen kudretli ilahımız!
Oh Mari, Deus das savanas! Mari todo-poderoso!
Kayaların ve kumların ilahı Mari!
Oh, você, Mari! Mari, Deus das areias e das rochas!
Ben ateş ilahı. Tanrı.
Sou Vulcano, o deus.
Bir demircinin kollarına ve bir ilahın bacaklarına sahip olduğunu söylediler.
Bom, disseram que tinhas os braços de um ferreiro - e as pernas de um deus.
- Siz benim cömertlik ilahımsınız.
- Senhor, é o meu Deus da generosidade.
Doğruyu söylemek gerekirse, sen benim ilahımsın.
É, tenho de o confessar, o meu ídolo.
Senin durumunsa söz konusu olan ben trafik şubesinin ilahıyım.
Menina, para si sou o Messias da DGV.
Böyle bir ilahın adına hiç rastlamadım.
E penso que nunca ouvi falar desse templo em particular.
O zaman Dünya'ya bir daha gidersem bu ilahın tapınağını araştıracağım.
Bem, tenho que agendar visita-lo na minha próxima viagem á Terra.
İşte yeni ilahınız Bay Burns!
Senhoras e senhores, vejam o vosso novo Deus, Sr. Burns.
Benim yanımda çalışmanın yanında bundan sonra beni ilahınız olarak da göreceksiniz.
Além de trabalharem para mim, podem agora louvar-me como vosso Todo-Poderoso.
Doğruyu söylemek gerekirse, sen benim ilahımsın.
E, tenho de o confessar, o meu idolo.
O benim ilahım.
- O meu alter ego.
Oh güzel, hayır, O benim ilahım sanıyordum.
Pensei que era o meu.
Hayır. O benim ilahım.
Não, é o meu alter ego.
Sen ne sanıyorsun kendini, küçük bir ilah mı?
Quem é que você pensa que é?
Karnak önemli bir ilah değildi.
Karnak era um deus menor.
Allah'tan başka ilah yoktur.
Não existe nenhum Deus além de Allah.
Bugün beni Palmyra'da ilah yapmak için, Senato'da oylama gerçekleştirildi.
O Senado votou hoje, que me torne deus em Palmira.
Bayılacağım, İlahım.
Estou a desfalecer, divindade.
Şimdi bütün canlılar karanlığı sevecek ve goblin'lere ilah gibi tapacak.
Agora todas as criaturas amarão a noite... e venerarão os duendes, como divinos.
Geri aldım, bu adam bir ilah.
Volto atrás : Ele é um deus.
"Sonumuzu bir ilah şekillendirir" vesaire.
Uma forma divina de terminar e tudo isso.
Peggy zengin olacak ve platin kartı peştamal giyen Nübyeli bir ilah tarafından taşınacak mı?
Irá Peggy achar ouro e ter o seu cartão de crédito de platina, transportado na tanga de um deus núbio?
Ve ilah Vishnu da, pazarlık etti de imzalatamadı.
E o deus Vishnu também incluído no negócio.
Gitaristlerin ilah olarak görüldüğü günlere ne olmuştu?
O que aconteceu aos tempos onde os guitarristas eram deuses?
O an, beni bir ilah gibi gördü.
Naquele momento, ela achou que eu era um deus.
- Sadece bir En Yüce İlah var...
Só existe uma verdadeira entidade suprema o Deus Todo-Poderoso do meu pai.
Yani, bu çok güçlü İlah size masum bir çocuğu öldürmenizi mi söyledi?
E essa entidade omnipotente disse-te para matares um rapaz inocente?
En Yüce İlah'ın bununla ilgili nasıl hissettiğini düşünüyorsunuz?
Como acham que a entidade suprema se sente em relação a isso?
O dostumuzken, ilah gibiydi.
Que ironia! Enquanto foi agente, era um herói... agora é um depravado.
Bu adam bir ilah.
O homem é um Deus.
En sevdiği ilah... Afrodit!
O seu Deus favorito é... a Afrodite!
Sana burada tapıyorlar. Onların gözünde ilah gibisin.
Para eles és um deus.
- Mike Dexter bir ilah.
Que grande ideia. - Mike Dexter's um deus.
Barmenin dediğine göre adı İlah Shirley Temple'mış.
O barman chamou-lhe Shirley Temple.
Yükselmedim. Ben ilah değilim.
Não me ergui, não sou uma deidade.
Zavallı adamın başında durup izlerken gözlerin yuvalarından fırlıyor gibiydi ve yağlanmış kaslarını bronz bir ilah gibi parıldıyordu.
Ver-te à frente daquele pobre homem... os teus olhos ardiam com intensidade... os teus músculos enormes brilhavam com um Deus bronzeado.
İlahın George Lucas böyle demiyor ama.
Não é isso que diz o teu deus George Lucas.
" Allahtan başka ilah yoktur. Hz.
"Não há outra divindade, excepto Deus."