English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Ilgilendirir

Ilgilendirir tradutor Português

1,177 parallel translation
Ben, kazanınızı gördüm, Doktor fakat bir adamın kazanı sadece kendisini ilgilendirir diye düşündüm.
Eu vi a sua fornalha, Doutor... mas achei que a sua fornalha não fosse da minha conta.
Benim işimi etkiliyorsa ilgilendirir!
É sim, quando afecta o meu negócio!
Dün gece beni ilgilendirir.
Ontem já passou.
Küçük aptal numaraların Sanchez'in tutuklanmasına neden olunca ilgilendirir ve onu kurtarmak için örgütümü tehlikeye attım.
Diz-me respeito quando as suas graças levam a que o Sanchez seja preso e tenho que pôr a minha organização em risco para o soltar.
O pişirdi, o yüzden onu ilgilendirir.
! Foi ela que cozinhou!
Orada ne yapacağı... onu ilgilendirir.
O meu cliente quer ir a LA.
Pekâlâ ilgilendirir.
- Uma ova que não é!
Orası seni ilgilendirir.
Isso é consigo.
Dinle, seni Balkan halı satıcısı senin deyiminle, benim beyaz avcı rolüm beni ilgilendirir.
Ouve bem, seu vendedor ambulante de tapetes dos Balcãs : ... o meu papel de grande caçador é da minha conta.
Bu beni ilgilendirir.
Isso é comigo.
- Eğer Ryan ile işler ciddileşirse belki O'nu da ilgilendirir.
Se calhar até tem, quando as coisas com o Ryan se tornarem mais sérias.
Bu gece her şey kanunu ilgilendirir.
Hoje á noite, tudo diz respeito á lei.
Dinle. Bu beni ilgilendirir.
Isso é assunto meu.
Babanla aramızda geçenler bizi ilgilendirir.
O que aconteceu entre o teu pai e eu é problema nosso.
- Alice Worth beni çok ilgilendirir.
- A Alice Worth era sim.
Bu beni ilgilendirir.
Isso não é da tua conta.
- Peki kime? - O beni ilgilendirir.
- Isso é comigo.
- Demek seni ilgilendirir.
Conrigo?
Bu sizi ilgilendirir mi?
E o que é que isso importa?
Beni ilgilendirir. Tamam mı?
Isso é assunto meu!
- Özel hayatım sizi ilgilendirir mi?
- A minha vida interessa-lhe?
- Şüphesiz. Her hayat ilgilendirir.
- Toda a vida me interessa.
- Seni ne ilgilendirir?
- A ti que te importa?
- Seni ne ilgilendirir?
- Que raios te importa?
Bu seni ilgilendirir. Ödeme yapılmalı.
ele deve pagar.
Beni ilgilendirir.
É da minha conta, sim.
- Tabii ki beni ilgilendirir.
- Não podes! Não tens nada com isso!
Eğer ben, kıçımın otoparktaki yerimde dışarı sarkmasını istiyorsam, bu beni ilgilendirir.
Se eu quero ficar com a traseira fora do lugar, o problema é meu.
Bay Data'nın işi kendisini ilgilendirir, ve sizden gitmenizi rica ediyorum.
Os assuntos do Sr. Data são só dele, e eu agradeceria se nos deixasse agora.
Affedersiniz, Madam Guinan, ama bu beni de ilgilendirir.
Pardon me, Madame Guinan, mas isto é assunto meu, também.
İkinizin burada yapmakta olduğu şeyi engellemek... tüm insanlığı ilgilendirir sanırım,
É assunto de toda humanidade, eu acredito, parar ambos seja lá o que estejam fazendo.
Karımla aramdakiler, yalnız beni ilgilendirir!
A minha vida íntima só a mim diz respeito.
Özel hayatın seni ilgilendirir.
A sua vida privada não me interessa.
"Seni ne ilgilendirir" dedi bana. Ben de "bence bu yaptığın doğru değil" dedim.
E ele disse : "O que é que tem com isso?" E eu : "É que eu não acho que esteja certo."
Elbette ilgilendirir. Çünkü işim söz konusu.
Sim, é da minha conta, porque é o meu rabo.
Bak, bu onu ilgilendirir, tamam mı?
Ouçam lá! Isso é problema dele.
Benim ayakkabılarım beni ilgilendirir.
Os meus sapatos são um problema meu.
İnsanların cinsel tercihleri sadece kendilerini ilgilendirir.
As preferências sexuais de cada um, dizem respeito ao próprio e a mais ninguém.
Mr.Worf, kişisel meseleleriniz bu gemiye bulaşmadığı sürece sizi ilgilendirir. Bu çizgiyi aşmış bulunuyorsunuz.
Senhor Worf, seus assuntos pessoais, é sua preocupação até que eles interfiram com este nave.
"O beni ilgilendirir, siz kaygılanmaya devam edin" dedi. Böyle mi dedi?
e ela disse, "isso compete-me a mim saber e compete a voces preocuparem-se."
Eğer O senin zayıflığınsa beni ilgilendirir.
Eu faço dela da minha conta se for uma das tuas fraquezas.
Neyi kontrol altında tuttuğum beni ilgilendirir.
O que eu defino é da minha conta.
İlgilendirir ve bunu yapmana izin vermem.
Tenho e näo te deixo fazer isso.
- Bir anlamda ilgilendirir.
De certa forma, até é.
İlgilendirir.
Tenho, sim!
- Dairede. Ceset ile birlikte miydin? Bu sadece beni ilgilendirir.
Onde o corpo estava?
İlgilendirir ; ailedenim ben.
Eu sou da família.
- İlgilendirir.
Claro que temos.
- Beni ilgilendirir.
Muito.
İlgilendirir.
É, sim.
- İlgilendirir.
- É sim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]