English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Illâ

Illâ tradutor Português

64 parallel translation
Söyleyin ona, kan lekesi illâ öldüğünü göstermez.
Diga-lhe que o sangue no chapéu não significa que o Beau está morto.
Lehlerin üzerine oynama. Eğer illâ kartını oynamak istiyorsan, Almanların üzerine oyna.
Não acompanhe os Polacos em vez dos Alemães!
Hepimiz illâ ki başka bir yönüne dalmıştık.
Todos nos introduzimos em diferentes aspectos da mesma.
Onunla birlikteyken her şey illâ eksiksiz olmak zorundadır.
E tudo para ele tem sempre que ser de uma perfeição fodida.
Gadget, heryere oturabilirsin bilader, illâ orası mı olmalı?
Gadget, espaço não falta, vais sentar-te logo aí?
Cesetten kurtulabilirdi ama olmaz, illâ göstermesi gerekiyor.
Podia ter escondido o corpo. Mas, não... tinha que o exibir.
Tabii ki herkes yapabilir ama bu illâ yapmaları gerektiği anlamına gelmez.
Bem, sim. Qualquer pessoa pode, mas isso não significa que deva.
Partiye katıImak için bu davetiya illâ lazım mı?
Preciso deste convite para entrar na festa?
Ne yani farklı cinsiyetlerde iki insanın akşam 7'den sonra randevulaşması illâ ki randevu mu sayılır?
Duas pessoas do sexo oposto não podem reunir-se após as 19h? - É automaticamente um encontro?
Olayı illâ bu noktaya mı getireceksin?
Queres mesmo fazê-lo desta maneira?
Olma ihtimali olan bir şey, illâ olacak anlamına gelmez.
Só porque algo pode acontecer não quer dizer que vai acontecer.
Ben de "karışmak" istemiyorum Marge illâ karışacaksın diyor.
Eu não quero ser aquele cara, mas Marge está me fazendo ser aquele cara.
Böyle giderse komaya girecek illâ ki.
Ele está a passar por uma crise.
Eğer illâ bilmen gerekiyorsa, onun karısı benim bebeğimin annesi.
Se queres mesmo saber, a mulher dele é a minha mamã.
Nimer, ben İsrailliyim. Babamın burada bağlantıları var... bir seçenek vardır illâ ki.
Sou israelita, o meu pai tem óptimos contatos.
Bak, Jessica'nın odasına gitmek için illâ ki bir kameraya gözükmesi lazım.
Olha, ele teve que ter passado por uma das câmaras no andar para chegar até a Jessica, certo?
Zannediyorum ki ilk açıklaman, onu takip eden sorunu zaten cevaplamıştı ama illâ benden duymak istiyorsan, hayır.
Penso que a tua primeira afirmação respondeu à tua questão subsequente, mas se insistes em esfregar-me isso na cara, não.
Her şey güllük gülistanlık olacaktı, ama yok, sen illâ burnunu bir yerlere sokacaktın.
Ficaria tudo bem, mas não, tinhas de meter o nariz onde não eras chamado.
İllâ kendi dediği olacaktı.
Tinha de ser tudo à maneira dele.
İllâ ki aklınızda var.
Podem esfregar-se... ou fazer o que lhes apetece.
İllâ istiyorsanız 8. Caddeye gidin.
Para isso, vão à Oitava Avenida.
İllâ kendi dediği olacak!
É um autêntico mandão.
İllâ bir şey mi görmek istiyorsun?
Queres ver uma coisa?
Yangın Tatbikatı İçin İllâ Yangın Gerekmez.
PARA UM EXERCÍCIO DE INCÊNDIO NÃO TEM DE HAVER UM INCÊNDIO
İllâ ki de Charlie üzerine olmasa da olur, başka bir konu falan.
Não tem de ser sobre a Charlie. Pode ser sobre outra coisa qualquer.
İllâ bilmek istiyorsan, sana bir sürprizim var.
Se queres mesmo saber, tenho uma surpresa para ti.
İllâ gövde gösterisi yapacaksın!
Para se armar em machão.
İllâ gövde gösterisi yapacaksın!
Para teres um confronto estúpido de machos.
İllâ gövde gösterisi yapacaksın!
Uma exibição estúpida à macho.
İllâ söylemek zorunda mıyım?
Bem, tenho mesmo de o dizer?
İllâ bilmek istiyorsan...
- Olha, se queres saber...
İllâ ki hepsinin kız olması da gerekmez.
- Humilhem-no.
İllâ tüm dünyaya gösteriş yapacaksın!
Precisava mostrar pra todo mundo.
İllâ para anlamına gelmiyor.
- Não tem de significar dinheiro.
İllâ bir detektif olmak zorunda mıydın, Matt?
Tinhas de te armar em detective, não era, Matt?
İllâ bir detektif gibi davranmak zorunda mıydın, Matt?
Tinhas de te armar em detective, não era, Matt?
İllâ isim takacaksanız, sosis, yahni gibi isimler takın.
Querem chamar-lhes alguma coisa, chamem-lhes salsichas ou presunto.
İllâ bir şey söylemem gerekiyorsa, bir şey söylemem gerektiğini söylerdim.
Sabes, tenho de te dizer uma coisa.
İllâ açık açık söyleyeceksem neden mecaz yapmakla uğraşayım? Evet, bence sorun dalakta.
Porque é que me dou ao trabalho com estas metáforas espectaculares se ainda tenho que soletrar tudo?
İllâ kendin olmak zorunda mısın?
Tens de ser tu. É isso?
İllâ yasadışı bir şey bulmaya takmışsınız.
Não vão encontrar nada.
İllâ "ya bu olacak, ya şu" diye bir şey yok.
Não quer dizer uma coisa nem outra.
- İllâ söylemem mi gerekiyor?
- O quê? - Tenho de soletrar?
İllâ mahvedeceksin, değil mi?
Tens de estragar tudo, não tens?
İllâ en akıllı olan da sen olmalısın zaten.
Tens de ser a mais esperta.
İllâ ki ıslanacaklar ama. Ver ayakkabılarını işte.
Vão molhar-se de qualquer forma, dá-mos.
İllâ tüm hikâyeyi bilmek istiyorsun.
Precisam de saber a história toda.
İllâ yaftalayacaksanız bana gurme falan deyin.
Se me querem adjectivar, chamem-me guloso.
İllâ bir anlam ifade etmek zorunda değil ya?
Porque é que isso havia de significar algo?
İllâ Ark'la konuşmamız gerekmiyor.
Não temos de falar com a Arca.
Birisinde vardır illâ.
- Alguém há de ter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]