Imparatorluk tradutor Português
1,593 parallel translation
Koruyacak bir imparatorluk kalmadı.
Não há nenhum império para proteger.
Koruyacak bir imparatorluk kalmadı. Miras falan kalmadı.
Não há império a proteger, nem património a deixar.
İngiltere Krallığı bir imparatorluk olup ülkeyi en yetkili kişi olan Kral yönetir ve Tanrı'dan başka kimseye bağlı değildir.
"O Reino da Inglaterra é um Império, governado por uma autoridade suprema e Rei, e não possuindo nenhuma aliança, exceto com Deus."
Şimdi de onu bir imparatorluk yapmak için uğraşıyor.
Ele é um homem estranho.
Bir imparatorluk kurdum.
Estava a construir um império.
Gerçek bir imparatorluk.
Um verdadeiro império.
- Dai Li ajanlarını. - Ve imparatorluk ateşbükücülerini.
Os agentes da Dai Li e os Firebenders imperiais.
Bu adamlar yeni bir imparatorluk kurmaya çalışıyor, anladın mı?
Queremos construir um novo império, topas?
Batı'da imparatorluk olan Almanya gibi Japonya da Doğu'da imparatorluk olmayı hak ediyor.
O Japão merece um Império no Oriente, assim como a Alemanha merece um Império no Ocidente.
Güçlü bir adam ile, imparatorluk gibi.
Precisamos de alguém forte, como um imperador.
Sizin imparatorluk hayaliniz, Bay Hamilton.
Você sonha com um império, Sr. Hamilton!
Bir imparatorluk değil, bir cumhuriyet.
Não um império, mas uma república.
Langkasuka büyük bir imparatorluk. Peki neden hala bir top ustamız yok?
Não acredito que não sejamos capazes de encontrar um mestre de canhões talentoso no nosso grande reino.
Kral öldü diye bir gecede tüm imparatorluk çökecek değil.
Só porque o Rei morre não significa que o império tombe do dia para a noite.
Ve imparatorluk yok oldu.
- E o império está destruído.
Bu yöntemle gerçekten bir imparatorluk yaratmayı başardık. Çünkü işin özü şu : Kanunları biz yazıyoruz.
E foi desta forma que conseguimos criar este Império, porque, de facto, nós é que escrevemos as leis, nós controlamos o Banco Mundial.
Bu da ülkeleri yönlendirerek bir imparatorluk yaratmak için kullanılmaya başlayan yepyeni bir yöntem oldu.
"Uau, aquilo foi barato e rápido." Isto estabeleceu uma forma completamente nova de manipular países criando impérios.
İşte bu yöntemlerle bir imparatorluk yarattık, her şeyi çok kurnazca, gizli kapaklı yaptık.
E dessa forma estamos mesmo a criar um império, mas fizemo-lo muito subtilmente.
Toplu olarak değerlendirirsek dünyanın birleşmesi, özellikle de ekonomik olarak küreselleşmesi ve Serbest Pazar kapitalizminin özellikleri, kendi doğruluğu içerisinde "imparatorluk" değişkenini göstermektedir
PEGANDO CUMULATIVAMENTE A INTEGRAÇÃO DO MUNDO COMO UM TODO PARTICULARMENTE EM TERMOS DA ECONOMIA GLOBAL E AS MÍTICAS QUALIDADES DO CAPITALISMO DE "MERCADO LIVRE"
Bir imparatorluk kurdum.
Construíndo um império.
Böylece imparatorluk ayaklarına düşer.
Para que a seus pés o Império lhes caia!
Her imparatorluk Roma gibidir.
Roma simboliza todos os impérios.
- Burada bi imparatorluk kurmuyoruz...
Não estamos perante a construção de um império
Sayın İmparatorluk Elçisi.
Sua Excelência, Embaixador Imperial.
- Ayrıca dediklerine göre İmparatorluk Elçisi Chapuys ile dostluk kurmuşlar.
Também me foi dito que ele arranjou um encontro particular com o Embaixador Imperial, Chapuys.
Sayın İmparatorluk Elçisi.
Sua Excelência, o Embaixador Imperial.
İmparatorluk Elçisi.
Sua Excelência, o Embaixador Imperial.
İmparatorluk.
Um império.
Öyle bir İmparatorluk fermanı varsa tabii ki? Öyle olsa, kimse karşı gelmezdi.
Se é realmente o edital imperial de Sua Majestade, penso que ninguém terá coragem de o desafiar.
İmparatorluk kılıcı Prensesimizde.
A Princesa é o portador da espada de Sua Majestade.
Hu kardeş, orduya katılmak için İmparatorluk Sarayı'nı terk mi ediyorsun?
Hu Ge, amanhã vais mesmo deixar o palácio imperial para ires para o exército?
Zalim Hu, İmparatorluk mührünü kendisine vermem için çok zorladı!
O tirano Hu coagiu-me a dar-lhe o selo do Rei!
2 bin yıllık sözlüklerde bile adına rastlanır ve İmparatorluk Sarayı'nda bir tanesinin yaşadığından bahsedilir.
Já era mencionado em dicionários com mais de dois mil anos e dizia-se que havia um no Jardim Imperial.
İmparatorluk geri geldiğinde bir parti düzenlenmeli.
Temos um partido político para restaurar o imperador... mas primeiro temos de trazer ordem a este país.
Kendinize şunu sormalısınız, eğer bir imparatorluk varsa, imparator kim?
Tens de te perguntar, "Bem, se é um império, então quem é o imperador?"
Bu vesileyle Başbakan Cao Cao'nun asi Liu Bei ve Sun Quan'a karşı asayişi sağlamak için İmparatorluk Ordusuna komuta etmesini emrediyorum.
Com isto, eu decreto que... o Primeiro Ministro Cao Cao... seja promovido a Comandante do Exército Imperial... e vá em frente pacificar o sul.
Ben, İmparatorluk Divânı'nın Başbakanıyım.
Eu sou Primeiro-Ministro da Corte do Imperador.
Bildiğiniz gibi imparatorun İmparatorluk Koruması vardı, üst düzeylerdekilerden oluşmuş bir alay.
O Kaiser tinha o regimento de elite, a Guarda Imperial.
JAPON İMPARATORLUK DONANMASI
A MARINHA IMPERIAL JAPONESA FOI PARA SUL
Görüyor musun baba, durmadan yeni ülkeler fethediyorsun. İmparatorluk kurmak güzel tabii ama iki sokak ötedeki parfümeriye gitmeye vakit ayırmıyorsun.
Conquistas e conquistas, papá, é muito bonito fundar impérios, mas já não te interessa o pequeno comerciante que vive por baixo.
Orijinali Londra'da İmparatorluk Savaş Müzesinde.
A original está no Museu de Guerra em Londres.
İmparatorluk Üniversitesi'nden mezun, bir eğitimci...
Formado pela Universidade Imperial, um intelectual...
Öncelikle İmparatorluk Sarayı'nı selamlayalım.
Primeiro, uma vénia para o Palácio Imperial.
Ama emir, "İmparatorluk Sarayı selamlanacak" değil miydi?
Mas estamos a "saudar o Palácio Imperial".
Son dakika haber duyurusudur. İmparatorluk karargahından bildirilmiştir.
Este é um comunicado especial, do Quartel-General Imperial.
İmparatorluk Ordusu ve Donanması, Batı Pasifik'deki Amerikan ve İngiliz kuvvetlerine karşı savaş ilan etti.
O Exército e Marinha Imperial declararam guerra contra as forças Americanas e Inglesas no Pacífico Oeste.
İmparatorluk Donanması bu sabah Davao, Wake ve Guam'daki... düşman askeri üslerine saldırdı.
Três : a Marinha Imperial atacou esta manhã as instalações inimigas em Davao, Wake e Guam.
Japon İmparatorluk Bankası başkanı!
Presidente do Banco Imperial Japonês!
İmparatorluk Savaş Bakanlığı, Berlin
Ministério da Guerra - Berlim
İmparatorluk Mareşali Göring, her şeyin bütünüyle kontrol altında olduğunu söyledi.
O Reichsmarshall Göring, garante-me que está tudo sob controlo.
... ıİmparatorluk Mareşal'i Goering.
"...