Inanmıyorum tradutor Português
8,158 parallel translation
Bunun mümkün olduğuna inanmıyorum.
Acho que não é possível.
Bu kitabı tıp camiası için yazdığınıza inanmıyorum ben.
Eu não acredito que escreveu este livro para a comunidade médica.
Sana inanmıyorum. Sadece unut onu.
- Não acredito nisso...
Sana inanmıyorum.
Não acredito em si.
Bir terörist olduğuna inanmıyorum.
Não acredito que ela seja uma terrorista.
Birleştiğimize inanmıyorum!
Não acredito que me encontrou.
Yani diyorum ki, bunu söylediğime inanmıyorum ama sanırım yalnızlık istiyorum.
Enfim, não acredito que estou falando isso. Acho que preciso de um pouco de espaço.
Ama artık inanmıyorum.
Mas não é mais.
- Ben buna inanmıyorum.
Não acredito nisso.
Ben siyasi saça inanmıyorum, ama sizin bu semtte istihabartınız var ve bana yardım...
- Oiçam, rapazes, eu não acredito em cabelo político, mas têm olhos e ouvidos em toda a zona e podiam ajudar...
Görevinize inanmıyorum.
Não tenho fé na vossa missão.
Sana inanmıyorum.
Não acredito em ti.
Sana inanmıyorum.
Eu... não... acredito em si.
- Sana inanmıyorum.
Não acredito em ti.
- Sana inanmıyorum.
- Não acredito.
Buna inanmıyorum.
Não acredito nisso.
Bunun doğru olduğuna inanmıyorum.
Não quero acreditar que isso seja verdade.
Elinden gelenin en iyisinin bu olduğuna inanmıyorum.
Não estou totalmente convencida de que é do seu melhor interesse.
Benimle ilgilendiğine ve bunun umrunda olduğuna inanmıyorum.
Não estou convencido se liga se é do meu melhor interesse.
Efendim, ya savaşa gireceğiz, ya da ihtişamlı günlerimizdeyiz. Ancak ikisine de inanmıyorum.
Sire, podemos ter guerra ou podemos ter esplendor, mas não creio que possamos ter ambos.
Söylediğin hiçbir şeye inanmıyorum!
Já não acredito em nada do que dizeis!
Çünkü inanmıyorum.
- Porque não acredito.
Skye'ın bize sırt çevireceğine inanmıyorum.
- Não acredito que a Skye nos traiu.
- Sana inanmıyorum.
Não acredito em si.
Hayır, Ben... Ben buna inanmıyorum.
Não, eu não acredito nisso.
Ama zamanda yolculuk yapan biriyle karşılaştığına inanmıyorum.
Mas não acredito que fosse um viajante no tempo.
Ama bunun bir zaman yolcusu olduğuna inanmıyorum.
Acredito que aconteceu alguma coisa contigo, mas não acredito que foi um viajante do tempo.
Bu tarikatın doğruluğuna inanıyorum ama senin Marty Mcfly olduğuna inanmıyorum, hayır.
Acredito que esse culto é real, mas não. Acho que não és o Marty McFly.
Diyelim sana inandım, ki inanmıyorum, adam tekerlekli sandalyede.
Mesmo que eu acreditasse em si, que não acredito, ele está numa cadeira de rodas.
Buraya gelip doğaüstü bir goril aradığıma inanmıyorum.
Não acredito que estou aqui em baixo à procura de um gorila sobrenatural.
Buna inanmıyorum ben.
Não acredito nisso.
Sana inanmıyorum.
Não acredito.
İçlerinden birinin bile bütün gerçeği söylediğine inanmıyorum.
Acho que nenhum deles disse a verdade toda.
- Ağzından çıkan tek bir kelimeye bile inanmıyorum.
Não acredito numa única palavra que te sai da boca.
Ben bunlara inanmıyorum.
Não acredito em nenhum deles.
Ben sana inanmıyorum.
Não acredito em si.
- Buna inanmıyorum.
Não acredito nisso.
Audrey onun bunu yaptığına, tıpkı senin Nina'yı öldürdüğüne inanmadığım gibi inanmıyorum.
Audrey, eu não acredito que ele tenha feito isto mais do que poderia acreditar que tu mataste a Nina.
Buna inanmıyorum.
Não acredito nisto.
- İnanmıyorum.
É inacreditável.
İnanmıyorum.
Meu Deus!
Sana inanmıyorum.
- Não acredito em ti.
- Onlara inanmıyorum.
- Não acredito neles.
- Evet. - İnanmıyorum.
- Não acredito.
İnanmıyorum.
Não acredito.
İnanmıyorum, yaşıyorsun.
Meu Deus, estás vivo.
İnanmıyorum. Sorun yok, öderim.
Deus, está tudo bem, eu pago.
- İnanmıyorum ya, çok heyecanlı.
Meu Deus. Isso é muito emocionante.
İnanmıyorum.
Deus.
Hayır, sana inanmıyorum.
Não, não acredito em ti.
Ama inanmıyorum.
Mas não acredito.
inanmıyorsun 30
inanmam 64
inanmayacaksın 31
inanma 22
inanmalısın 26
inanmıyor musun 67
inanması zor 44
inanmıyor musunuz 18
inanması güç 18
inanmam 64
inanmayacaksın 31
inanma 22
inanmalısın 26
inanmıyor musun 67
inanması zor 44
inanmıyor musunuz 18
inanması güç 18