English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Inkâr

Inkâr tradutor Português

1,379 parallel translation
Bu, bizim varlığını bile inkâr ettiğimiz bir kısımdır.
É uma parte que negamos até a própria existência.
Olanları hiç olmamış gibi inkâr ediyorsun.
Apenas uma memória distante que negarás que alguma vez tenha acontecido.
İsa'nın kanını inkâr edenler asla bağışlanmayacak.
Não o serão! Tu nunca poderás ser salvo se... - Rejeitares o sangue!
Geçmiş inkâr edilemez.
A história não pode ser negada.
Sandım ki sen en azından erkek gibi davranır ve her şeyi inkâr edersin.
Pensei que, ao menos serias homem e negarias tudo.
Buna inkâr deniyor.
Chama-se negação ( denial = the nile ).
Hepinizi inandırsam bile, bir ay içinde hepiniz inkâr edersiniz.
Mesmo se os conseguisse convencer, num mês, não o fariam.
"Sahte evlilikleri ve babamın, diğer oğlunu inkâr etme çabasından en çok..." "... etkilenen her gün yüzüne vuran bu öldürücü gerçekle... " "... yaşamak zorunda kalan Chris oldu. "
O seu casamento fraudulento e a negação do nosso pai em relação a este outro filho era, para o Chris, um homicídio à verdade do dia-a-dia.
Dışarı çıkmana izin verdiğimi anneme söylersen, inkâr ederim. Anladın mı?
Se contar a mãe que o deixei sair, vou negar, entendeu?
- Arnold inkâr etti.
- O Arnold negou-o.
Suçlular hep inkâr eder.
É esse o problema do crime.
Çünkü Doktor Plzák kafana çekiçle vurdu : İnkâr et, inkâr et, inkâr et.
Porque algum sexólogo colocou isto na sua cabeça : negue, negue, negue.
Her şeyi inkâr ettiler, ki bu da...
Eles negaram, o que é...
Buna hiç şüphe yok, inkâr etmiyorum.
Não há dúvidas, não o nego.
Çok iyi oldum, kimse inkâr edemedi.
Eu era tão bom, ninguém podia negar.
Onun biraz zorba olduğu inkâr edilemez.
É inegável que ele tinha algo de tirano.
Dünyadaki en mükemmel adam ama... Bir kez kim olduğunu çözdüğünde inkâr etmesi imkânsız, ölümcül oluyor.
Ele é o homem mais maravilhoso do mundo, mas quando se descobre quem se é, é impossível...
Tanaka bunu bir gülümseme ile inkâr etti.
Tanaka nega isso com um sorriso.
- Yaptığımız şeyi inkâr etmiyoruz.
Não me arrependo daquilo que fizemos. Tu arrependes-te?
Polise gidersen, ben de o da inkâr eder.
Se falar com a polícia, vou negá-lo e ele também.
Her şeyi inkâr etti.
Ele negou tudo.
Tabii ki her şeyi inkâr ediyor. - Ama tanığı onu batırıyor.
Ele nega tudo, mas o álibi dele incrimina-o.
Ne olduysa, benim ilgim yok. İstediğin kadar inkâr edebilirsin.
O que quer que tenha acontecido, eu não tive nada a ver com isso.
Ve inkâr edecek kadar neler döndüğünden haberi var.
Ele sabe o suficiente sobre o que se passa para o negar.
Orijinal olduğu inkâr edilemez lakin Pollock'tan da etkilendiği görülüyor.
Não há como negar, é original, mas nota-se a influência de Pollock.
Sürekli inkâr ediyorsun.
! - Por favor. Passas a vida a negá-lo!
Korkarım hasta hala bir gücü olduğunu inkâr ediyor.
Mas a paciente ainda não apresentou qualquer poder.
Lana, kusursuz olmaktan çok uzağım, ama aramızda yaşananları inkâr edemezsin.
Lana, sei que não sou perfeito... Mas não podes negar o que tivemos.
Birine bu şeyden bahsetmişsin. Ki o da diğerine bahsetti ve bunu inkâr ediyor.
Passaste a informação a um tipo, que a passou a outro tipo, que o negou.
Kaç defa annenle yaptığın telefon görüşmelerinde benim varlığımı inkâr ettiğini işittim?
Quantas te ouvi a falar com a tua mãe, e a negar a minha existência?
Zamanı inkâr etmekle geçirmeyelim.
Não vamos perder tempo a negar.
Asker olduğunu inkâr ediyor!
Não adianta negares!
Nathan, bu durum hala inkâr edilebilir.
Nathan, esta situação ainda pode ser negada.
Evindeki deliller inkâr edilemez.
A prova no seu apartamento é irrefutável.
Her şeyi inkâr ediyor.
Ela nega tudo.
İçindekileri inkâr ediyorsun.
O interior é algo que nega.
Sence ben bunu inkâr mi ediyorum?
Achas que renego a ideia?
İnkâr.
Negação.
İnkâr.
A negação.
İnkâr edebileyim.
Não quero qualquer ligação a mim.
- İnkâr mı ediyorsun?
- Nega-lo?
İnkâr etmeyeceğim.
Eu não o negarei.
İnkâr etmiyorum, ben kızgındım, ama şimdi sakinleştim.
Não negarei. Eu estava furioso, mas, agora, estou calmo.
İnkâr edecek değilim. O yüzden kilisenin yaptığı şey çok önemli.
Por isso é que o trabalho da igreja aqui é importante.
İnkâr ettim.
Negá-lo.
İnkâr etme.
- Não o negues.
İnternette geziyor. İnkâr yayınlayalım mı?
Não quero saber se as pessoas pensam que sou lésbica.
İnkâr ederek mi? Bu mu...?
Entrar em negação?
İnkâr edilebilir mi?
Negada?
Büyük İnkâr Ülkesinin ferdi, bir soru için izin verebilir misiz?
O cavalheiro do grande Estado da Negação cede a uma pergunta? Cederei.
Bunu kim inkâr edebilir ki?
- Quem somos nós para o negar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]