Irvin tradutor Português
35 parallel translation
Alan. Bir nedenle Irvin, Ana Merkez'in tüm tavsiyelerini de göz ardı etti.
Alan, o Irving também ignorou as ordens do Centro de Controlo.
Irvin Johnson Ödemeli arıyor.
Chamada a pagar de Irvin Johnson.
İyi ki doğdun, Irvin Amca.
Feliz aniversário, tio lrvin.
Ama küçüğüm, bugün Irvin'in doğum günü.
Mas, querida, é o aniversário do tio Irving.
Irvin'in doğum günü mü?
Aniversário do Irving?
- Irvin?
- Irvin?
Saat Irvin için oldukça geç oldu.
Está a ficar tarde para o Irving.
Üzgünüm Irvin Amca.
Desculpa, tio lrvin.
Size hayat verdim!
Eu dei-vos vida! Irvin!
Irvin! Beni duyuyor musun?
Estás a ouvir-me?
Michael lrvin'i burun sekerlemelerinde gördügümden beri.
Desde que o Michael Irvin deixou de "snifar" coca.
Irvin'le anlaşmamız var. Irvin mi?
Temos um acordo com o Irvine.
Irvin evde köprücük kemiği kırılmış bir hâlde yatıyor.
O Irvine está em casa doente.
MAD'in arkasındaki zeki bilim adamı, Irvin Thatcher'dı.
O Irving Thatcher foi um cientista brilhante da MAD.
Irvin?
O Irving?
Irvin, şu senin kızını görmeye gideceğiz. Bunu ister misin?
Irving, vamos ver a sua menina.
Stockholm'de evlenecektik Irvin ödülü kazandıktan sonra.
Íamos casar-nos em Estocolmo. - Depois do Irving ganhar o prémio.
Bu, Irvin'i mahvetti.
Foi devastador para o Irving.
Nobel Komitesi ve Norveç Parlamentosu bu yılın Nobel Ödülü için bu adamı seçti. Dr. Irvin Horatio Thatcher.
O homem que o Comité do Prémio Nobel do Parlamento norueguês seleccionou para o Prémio Nobel deste ano, o Dr. Irving Horatio Thatcher.
Peki ya Dallas, Teksas'ta oturan Michael Irvin?
Dallas, Texas, Residence. Michael Irving.
Ajan Irvin nerede?
Onde está o agente Irving?
Pekâlâ, şimdi Irvin'i arayıp oraya gitmesini söyleyeceğim.
Vou ligar ao Irving e dizer-lhe que vá lá.
Reynolds Ajan Irvin'le görüşüyordu.
O Reynolds falou com o agente Irving.
- Irvin Kershner.
- Irvin Kershner.
Mallory ve Irvin ince pamuk bir iple bağlıydı.
Ele e o Irvine estavam os dois atados por uma corda de algodão fino.
Mallory 1924'te zirveye çıkmayı başardıysa Irvin'le birlikte 8500 metrelik bir asılı kayayı tırmanmış olmalıydı.
Se Mallory foi capaz de chegar ao cume em 1924, ele e Irvine teriam tido que subir por este precipício de aproximadamente 8.400 metros.
Zirveye bu kadar yaklaşmışken Mallory ve Irvin de zirve günü aynı şeyleri yaşamış olmalıydı.
É provável que tenha sido o que Mallory e Irvine sentiram no dia da sua subida ao cume, quando estavam a curta distância da primeira subida do Everest.
Irvin, lütfen.
Irvin, por favor.
Irvin.
Irvin.
Dr. Irvin Clement.
Doutor Irvin Clement.
Büyüklük nedir bilen biri varsa o da bu adamdır. Bay Michael Irvin.
Se alguém entende de sucesso, é este homem aqui, Mr.
Evet, alkışlayın bakalım.
Michael Irvin. Isso mesmo, podem aplaudir.
İki yıl önceki Şükran Günü'nü unuttun mu? Sahneye çıkıp Irvin Berlin şarkısı söylemiştin.
Lembras-te do Dia de Acção de Graças há uns anos, quando subiste ao palco, e cantaste Irving Berlin?
Irvin Thatcher.
Irving Thatcher.
Irvin Thatcher olmalı.
Tem de ser o Irving Thatcher.