Isso tradutor Português
893,521 parallel translation
O ne?
O que é isso?
Süper.
Isso é óptimo.
İyiye işaret.
Isso é um bom sinal.
Üzgünüm, ne olduğunu bilmiyorum.
Lamento, não sei o que isso é.
Korkarım bu gizli bir şey.
Receio que isso seja confidencial.
Ama o 10 yıl önceydi.
isso foi há dez anos.
Bu yüzden buradayız.
E, é por isso que aqui estamos.
Buna yardım edebilecek bir kaç ilacım var.
Tenho alguns medicamentos que poderão ajudá-lo com isso.
Neler olduğunu bilmiyorum ama buradan çıkmak için iyi bir zamanmış gibi.
Não sei o que isso é, mas... agora parece-me uma boa altura para sair daqui.
Bunu değiştirmek için gelmedim.
Não estou aqui para mudar isso.
Hediye gibi düşün.
Considera isso um presente.
Ne olduğunu bilmiyorum Sana yardım edemem.
Não sei o que é isso. Não sei como é que o poderei ajudar.
- Nasıl kullanacağını biliyor musun?
- Sabes como utilizar isso? - E tu sabes?
- Bana öyle seslenme.
- Não me chames isso.
Bu yüzden kirlettiğinizi düşünmüştüm ama olay öyle değil.
Foi por isso que pensei que estaria contaminada, mas... não estava.
Ama bu asıl geliş sebebimiz değil.
Mas, não é por isso que aqui estamos.
Yayınlama sakın.
Não publiques isso, sê solidário.
- Burada yaşamasını ister misin?
Somos mais inteligentes que isso.
Durum tam tersi olsaydı o benim için bunu yapardı.
Eu sei que se os papéis fossem invertidos, ele faria isso por mim. Onde é que ele ficaria?
- Kulağa berbat geliyor.
Isso parece horrível. Esperemos que ele pense assim, também.
- Bu harika olur!
Isso seria incrível!
- Aman Tanrım, çok cömertsin!
Meu Deus, isso é tão generoso!
Bunları neden soruyorsun ki hem?
Por que estás a perguntar isso tudo?
Ne demek şimdi bu?
- O que quer dizer isso?
- Hazırım. - Elindeki ne?
O que é isso?
O söyleyebiliyor da ben niye söyleyemiyorum?
Por que é que ele pode dizer isso e eu não?
Ona öyle dedim çünkü çok gereksiz konuşuyor.
Só digo isso porque ele fala sem parar.
Arkadaşımız Raj'ın, eski odama taşınması içimde bir takım olumsuz hisler uyandırdı.
O nosso amigo Raj mudou-se para o meu antigo quarto, e isso trouxe-me muitos sentimentos negativos.
Bundan iyi bir yastık işlemesi olur.
Isso daria uma óptima almofada.
Eksik olmayın ama kibarlık olsun diye söylemediğinizi nereden bileyim?
Obrigado, mas como sei que não disseste isso só para seres simpática?
Sen buna katılıyor musun?
Tu concordas com isso?
O ev arkadaşınızın işi.
Isso é trabalho para os vossos colegas de quarto.
Bu seni rahatsız mı ediyor?
Isso incomoda-te?
Bizim ilişkimize olan etkisini diyorum ben. Beyninle olan kanka ilişkine değil.
Como isso está relacionado com a nossa relação, não o romance entre ti e o teu cérebro.
Bu bizim için bir sıkıntı yaratmıyor mu?
Isso não explicaria os nossos problemas?
Bu doğru.
Isso é verdade.
Annem kafamın içine girdiği için söyledim onu.
Isso foi porque a minha mãe fez-me a cabeça.
Bebeğin hakkında böyle konuşma.
Isso não é maneira de falares do teu bebé.
İşin içinde göt varsa deyimi de vardır.
Se envolve rabos, existe uma palavra para isso.
Anlatsana nasılmış?
Isso é fantástico. O que mais?
Amy hareket ve bilinç arasındaki gecikme üzerine çalışıyor. Fark ettim ki bu konu kuantum mekaniğini de ilgilendiriyor.
A Amy está a estudar o intervalo de tempo entre intenção e consciência e percebi que isso aplica-se ao problema de medição na Mecânica Quântica.
Şuna bir bakabilir miyim?
- Posso ver isso?
Bunu yazmak isterdim ama artık yazamam, değil mi?
Eu escreveria isso, mas agora não posso, não é?
Akıllıca. Çünkü Sheldon bir sıfır önde.
Isso é inteligente, porque está 1x0 para o Sheldon.
Eğlenceli olacak gibi geliyor.
- Isso parece divertido.
Meseleyi onlara açtın mı?
Falaste com eles sobre isso?
Benimki ne zaman dışarı çıksam öyle diyor.
Ela diz isso sempre que eu saio.
Boş ver. Sorun değil.
Esquece isso.
Bu da demek oluyor ki gecikmeli parametre 250 millisaniye daha fazla olmalı.
Isso significaria que este parâmetro atrasado devia ser adiantado em 250 milissegundos.
Evet. Biliyor musun? Son birkaç hafta benim için çok zor geçti.
Sabes, as últimas semanas foram difíceis, mas ficar aqui com vocês ajudou-me a esquecer isso.
- Seni hep göründüğünden daha zeki sanırdım. Anlıyor musun?
Compreende isso?