Ittifak tradutor Português
1,315 parallel translation
Henüz onaylanmamış istihbarat bilgileri Şaritler ile Skarralılar arasında ittifak kurulduğunu bildiriyor.
Relatórios não confirmados sugerem uma aliança entre "charrids"... e os scarianos.
Görünüşe göre şu anda, Borg ile geçici bir ittifak kurduğun andayız.
Parece ser o tempo em que forjou uma aliança temporária com os Borg.
Voyager buradan tek başına kurtulamaz, ama eğer diğer gemilerle bir ittifak kurarsak belki kaynaklarımızı buradan kurtulmak için kullanabiliriz.
A Voyager não pode sobreviver aqui sozinha, mas se formarmos uma aliança temporária com outras naves, talvez possamos repartir nossos recursos e escapar.
O zaman kiminle ittifak oluşturuyoruz?
Então com quem faremos essa aliança?
Son bir kaç gündür, ittifakımıza yeni üyeler katmak için elimizden geleni yapıyoruz....... ama pek kolay olmuyor.
Nos últimos dias, temos feito muito esforço para recrutar membros para nossa aliança, mas não tem sido fácil.
Onları ittifakımıza katılmak için cesaretlendirecektir.
Isto pode encorajá-los à juntar-se a nossa aliança.
Ne kadar gemiyle ittifak kurdunuz?
Quantas naves você tem nesta aliança?
Bunu yapmanız için önce ittifakınıza katılamam... gerekmiyor mu?
Esta é sua forma de me seduzir para sua... aliança?
Şimdi, yanlış hatırlamıyorsam, Jelinian ittifakımızın bir üyesiydi.
Agora, se não estou enganado, os Jelianos são um dos membros da nossa aliança.
ittifakımıza katıldılar mı?
Eles querem se juntar à nossa aliança?
Çünkü bu ittifakı simgeleyen her şeyin bozulması demek.
Porque é uma violação de tudo que esta aliança representa.
Kumandan Bosaal anlaşılan rakiplerimizden birisiyle kendi ittifak kurmaya çalışıyor gözüküyor.
Parece que o Comandante Bosaal está a tentar formar uma aliança própria com um dos nossos adversários.
Voyager'dan tüm ittifak gemilerine.
Voyager para todas as naves da aliança.
Bu başlangıçla, bu ülkenin, hatta dünyanın şimdiye kadar gördüğü.. .. en büyük ittifakı tesis edebildim.
com esse conhecimento, eu consegui fazer a melhor aliança que este país, na verdade, este mundo já fez.
O'Neill'in Aschen ittifakıyla ilgili düşünceleri net.
O O'Neill foi muito claro sobre o que achava da aliança com os Aschen.
Aschen'le kurduğumuz ittifak.
A nossa aliança com os Aschen.
Sonuçta zamanla diğerlerinde de olduğu gibi Tok'ra ve Tauri arasındaki ittifak bozulacak.
A queda da aliança entre Tok'ra e os Tauri é inevitável.
Sauron ile Saruman'ın gücüne ve iki kulenin ittifakına kim karşı koyabilir?
E enfrentar o poder conjunto de Sauron e de Saruman e a união das duas torres?
Bir zamanlar Elflerle İnsanlar arasında bir ittifak vardı.
Outrora existiu uma aliança entre Elfos e Homens.
Bu konuda ittifak içindeler.
São cúmplices.
Yönetimde sana karşı ittifak yapanlar olduğunu söyledi.
Ele também me disse que há membros do teu governo a conspirar contra ti.
Yönetiminde sana karşı ittifak yapanlar var.
Há membros de sua própria administração trabalhando contra você.
Filosunu ve ittifak güçlerini kurtaracaktı ya da tek bir köle dünya için feda edecekti.
Salvar a frota e a Aliança inteira, ou sacrificá-los para libertar um único mundo escravo.
Bütün ittifak filosu güvende ve Ejderhalardan iz yok.
A frota aliada inteira conseguiu passar, e não há sinal dos Dragões.
Dylan, Drago-Kazov'la ittifak kurmayı önerseydi ne hissederdin?
Como é que se sentiria Se Dylan propusesse uma aliança com os Drago-Kazov,
Şaritler Skarralılar ile bir ittifak kurdu.
Os Charrids formaram uma aliança com os Scarrans.
Senin şu ittifak teklifini kabul... etmeli miyim? Arkamı kollama konusunda ne gibi güvenceler verebilirsin?
Se eu aceitar a sua proposta... de sermos aliados... quais as garantias que eu tenho que você vai me proteger?
İttifakımızın prensiplerinden biride hiç kimseyi ayırmamaktır.
Um dos princípios da nossa aliança é que não discriminamos.
İttifak mı?
Uma aliança?
- İttifak değiştirmiş olabilirler.
- Podem ter mudado a fidelidade.
Savaş Lordları İmparatorluk altınına oldukça ilgi gösteriyorlar, Mançuryalı haydutlar, Sibirya'daki İttifak kuvvetleri ve Gizli topluluklar...
O ouro imperial é disputado pelos senhores da guerra, pelos bandidos manchus, pelos aliados na Sibéria e pelas sociedades secretas.
İttifak Kuvvetlerinin bize gösterdiği sözde arkadaşlığa inanmıyorum.
Não acredito nesta amizade com os aliados.
İttifak ülkeleri Hitler'le barış imzalamaz.
Os Aliados não assinarão um tratado de paz com Hitler.
İttifak devletleri Berlin önlerindeler.
Os aliados estão ás portas de Berlim.
İttifak artık Cumhuriyetçiler'i desteklemiyor mu?
A Aliança quebra assim os laços com os republicanos?
Alex, ne ben ne de İnanç Mirası İttifakı... herhangi bir siyasi partiye bağlılık yemini etmedik.
Alex, nunca achei que eu, nem, para todos os efeitos, a Aliança da Herança da Fé, tivesse qualquer lealdade política.
İttifakın kolu çok ileriye uzansa da biraz daha ilerisine gideriz.
Não importa o alcance que o braço da Aliança venha a ter, vamos sempre estar um pouco mais à frente.
Yaratıcı bir seyir planı oldu ama... İttifak devriyeleriyle karşılaşmadan Greenleaf'e kadar gidebilmemiz lazım.
Foi precisa alguma navegação criativa, mas devemos chegar a Greenleaf sem nos encontrarmos com nenhuma patrulha da Aliança.
İttifak'la başınız dertte ise, başka bir gemi arasanız daha iyi olur.
Se são problemas com a Aliança, talvez seja melhor considerar outra nave.
İttifak'ın benimle bir problemi yok.
A Aliança não tem problemas comigo.
İttifak gezegenlerin bütün onurlu üyeleri için şerefli bir gün.
É um dia glorioso para os membros dos planetas aliados.
Hey. Benimle İttifakın şerefine içecek misin?
Brinda comigo à Aliança?
Altı yıl evvel bugün İttifak, Kahverengi Ceketlilerin altlarına ederek kaçmasını sağladı.
Há seis anos, a Aliança deixou os tipos de casaco castanho cheios de medo.
Ne gariptir ki, efendim, her "B" Günü'nde kendinizi İttifak taraftarı bir barda sakince içki içerken buluyorsunuz.
É curioso como acabas sempre num bar com amigos da Aliança e queres só tomar uma bebida.
Hiç birimiz İttifak'ın peşimizde olmasını istemiyor, Doktor.
Não queremos a Aliança no nosso pé.
İttifak'ın ilgisini çekmemeye çalışan biri neden aranan kaçakları barındırır diye merak ediyorum.
Questiono-me por que motivo alguém tão preocupado em passar despercebido à Aliança acolheria fugitivos conhecidos.
İttifak bir amaç için kızı o kurumda tutuyordu. Bu amaç her ne ise, kızı geri isteyecekler.
A Aliança levou-a para essa instituição por alguma razão, e vão querê-la de volta.
İttifak malı.
É mercadoria da Aliança.
Ama şimdi 20 tane eğitimli İttifak memurunun burnunun dibinde yapacağız. Enayi gibi görünecekler.
Só que agora fazemo-lo sob o nariz de 20 polícias treinados, e isso faz com que pareçam estúpidos.
Kız kardeşini kaçırdığında İttifak hesaplarına el koydu.
A Aliança destruiu a conta dele, quando libertou a irmã.
Çalıntı İttifak mallarıyla oturuyoruz burada.
Temos aqui mercadoria roubada.