Içimde bir his var tradutor Português
1,322 parallel translation
- Bu akşamki üçüncüydü. Biliyorum, daha erken ama içimde bir his var.
Hoje é a terceira e eu sei que é cedo, mas tenho um pressentimento.
İçimde garip bir his var.
Tenho um mau pressentimento.
- Bir şey yapmam gerek. - İçimde bir his var.
Eu preciso fazer alguma coisa.
İkisinin de orada çalıştığı gibi bir his var içimde.
Tenho a impressão que trabalhavam lá os dois.
Ne demek istediğini anlıyorum ama bu konuda içimde iyi bir his var.
Sei o que queres dizer, mas tenho um ótimo pressentimento em relação a isto.
Albay Grat'la konuştum, ama içimde bütün hikayeyi anlatmadığına dair bir his var.
Falei com o coronel Grat. Mas sinto que ele não me está a contar a história toda.
İçimde sizi aradıklarına dair bir his var.
Acho que eles andam à vossa procura.
İçimde kötü bir his var. Komuta Gemisiyle ilgili.
Eu tenho um mau pressentimento... em relação à nave-comando.
Onunla tanıştığımdan beri, bu çocukla ilgili içimde kötü bir his var.
Desde que o conheci, senti que ele não era boa peça.
Bu düğünde bolca resim çekmen için sana yalvarıyorum içimde bir klâsik olacağına dair güçlü bir his var.
Peço-te, tira muitas fotografias deste casamento, acho que vai tornar-se um clássico.
Yolda olduğuna dair bir his var içimde.
Sinto que ele está a caminha.
Sharona, İçimde kötü bir his var.
Sharona, tenho um mau pressentimento.
- İçimde kötü bir his var.
- Tenho um mau pressentimento.
Yalnızca içimde kötü bir his var sanki fırtına öncesi sessizlik gibi bir şey.
Tenho um mau pressentimento... As tempestades são um modo de vida por aqui, Lex.
- İçimde kötü bir his var.
Há qualquer coisa de malvado nele.
Başaracağına dair bir his var içimde.
Tinha um pressentimento que ias conseguir.
İstersen önsezi de ama bununla ilgili içimde kötü bir his var.
Não sei porquê, mas tenho um mau pressentimento sobre isto.
Emilien, içimde kötü bir his var.
Emilien, Tenho uma sensação má sobre isto. Verdade? Não o faças!
TV'deki uzaylılar hakkındaki haberleri izlediğimden beri içimde kötü bir his var.
Tenho uma intuição desde que soube dos extraterrestres.
İki kişilik misafire bayağı alışık olduğuna dair içimde tuhaf bir his var.
Tenho a impressão que já deste muitos jantares para dois aqui.
Bilemiyorum. İçimde çok kötü bir his var.
Tenho um mau pressentimento.
İçimde tuhaf bir his var. Her şey yolunda.
Tenho uma sensação esquisita de que está tudo bem.
Hey, Honeycutt bu kez içimde iyi bir his var.
Hei, Honeycutt tenho um bom pressentimento acerca deste.
- İçimde kötü bir his var.
- Estou com um mau pressentimento...
İçimde iyi bir his var.
Tenho um bom pressentimento.
İçimde kötü bir his var.
Tenho um mau pressentimento sobre isto...
İçimde kötü bir his var.
Tenho um mau pressentimento sobre isto.
Bunun hakkında içimde kötü bir his var...
Tenho um mau pressentimento acerca disto...
- İçimde iyi bir his var.
- Tenho um bom pressentimento acerca disto.
- İçimde bir his var.
- Tive um palpite.
İçimde bu konuda iyi bir his var.
Tenho uma boa sensação.
İçimde kötü bir his var Johnny.
Tenho um mau pressentimento, Johnny.
Dünyanın sonu hakkında içimde kötü bir his var Bruce.
Um mau pressentimento acerca do fim do mundo, Bruce.
Ve bunu gizlemeyeceklerine dair içimde çok kuvvetli bir his var.
E fiquei com a sensação de que vão espalhar a informação.
Bu yerle ilgili içimde tuhaf bir his var.
Tenho uma sensação esquisita quanto a este lugar.
- İçimde iyi bir his var.
- Tenho um bom pressentimento.
Onun olduğuna dair bir his var içimde.
Tenho um bom pressentimento em relação a ela.
- İçimde bir his var. - Tamam.
- Tenho a sensação que vais...
- İçimde kötü bir his var.
- Estou com um mau pressentimento.
Olanları hiç hatırlamıyorum ama sanki özür dilemeliymişim gibi bir his var içimde.
Não que eu me lembre de tudo o que aconteceu, mas sinto que devo pedir desculpas.
İçimde bunun devletin kararı olmadığına dair garip bir his var.
Tenho a estranha sensação que não é decisão do estado.
Sen ve Martin'in yalan makinesine girmenizi isteyecekleri hakkında bir his var içimde.
Acho que querem que tu e o Martin façam o teste do polígrafo.
Biliyorum ama içimde garip bir his var. Orada yatan o değil, ben olmalıymışım gibi.
Eu sei, mas eu só... não posso superar o sentimento de que devia ser eu a estar naquela mesa, e não ele.
İçimde çok kötü bir his var.
Tenho um mau pressentimento.
Evet, içimde evlenmişiz gibi bir his var.
Sim, parece que sim.
Neden içimde kötü bir his var?
Porque é que tenho um mau pressentimento acerca disto?
İçimde kötü bir his var.
Estou me sentindo meio nervosa em mim... mesma.
İçimde iyi bir his var, Carla.
Eu tenho um bom pressentimento sobre isto, Carla.
- Neden içimde kötü bir his var?
- Porque é que acho altamente improvável?
Sana takım çok yakışacakmış gibi bir his var içimde.
Tenho a impressão de que vais ficar muito bem de fato de gala.
- Bakın, efendim gerçek bir medyum falan olmadığımı biliyorum ama içimde korkunç bir his var.
- Escute sei que não sou realmente vidente mas estou com um pressentimento terrível.