English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Içindeyim

Içindeyim tradutor Português

1,203 parallel translation
Sürekli korku içindeyim, her an... söylediğimiz ya da yaptığımız bir şey, sanki her şeyi yeniden başlatacak.
Sinto um medo constante, em todos os momentos do dia, que algo que digamos ou façamos, faça recomeçar tudo.
- Evlat, zaten karanlık içindeyim.
- Eu vivo no escuro, rapaz.
Bakın, uzun yıllardır bu işin içindeyim.
Já cá ando há muito tempo.
Zavallıya "Istırap içindeyim" numarasını çektim.
Faço aquele ar de cachorrinho "estou todo torturado".
Istırap içindeyim havası numara değil mi?
Digo, isso da tortura é uma representação, não é?
Tamamen hayretler içindeyim.
Estou absolutamente estarrecido.
Neredeyse, gözün içindeyim.
Estou quase dentro do olho.
İki şey : Bir, bunun seni kanıtladığına inanmayı çok zor buluyorum. Ve iki : sadece ödül için bunun içindeyim.
Primeiro, acho muito difícil acreditar que isso é o teu novo eu, e segundo, só estou nisto pelo prémio.
Pisliğin içindeyim. Bana ait 3 vagon var.
Estou na merda, três vagões eram para mim.
Her an terden çatlama tehlikesi içindeyim.
Daqui a pouco eu terei de trabalhar.
Cehennemde yapayalnız kalmalıyım ve şu anda tam içindeyim..
Devia estar só e no inferno! É onde estou.
Kaza yerini terk etmedim! Şu anda tam içindeyim!
Näo deixei o local do acidente, estou dentro dele!
Bilincinin içindeyim.
Estou no teu subconsciente.
Kahretsin, daha gün doğumuna beş saat var ve ben osuruklular kralı ile camdan bir kutunun içindeyim.
Faltam cinco horas para acordar e estou numa cela com o rei do pivete.
Zaten oldukça pis ve kanlı bir işin içindeyim.
Já estou num negócio muito sujo e muito sangrento.
Ben de içindeyim sanıyordum.
Mas era suposto lá estar.
Ben 128. caddedeyim zannediyordum ama karanlık bir ormanın içindeyim ve bundan hiç hoşlanmıyorum.
Julguei que estava na 128, mas entrei por um bosque escuro..... e não estou a gostar disto.
Acı içindeyim.
- Estou com dores.
İnanılmaz derecede acı içindeyim.
Estou a sofrer muitíssimo.
Ben hâlâ aşağıdayım ve hâlâ çok büyük acı içindeyim.
Ainda aqui estou e sinto imensas dores.
Borunun içindeyim.
Estou dentro do tubo.
Makinanın içindeyim.
Estou na máquina de lavar.
- Dehşet içindeyim de ondan.
É de terror.
Pislik içindeyim.
Eu estou uma lástima.
- Dinle, bir aydınlanma içindeyim.
- Ouve, estou a ter uma revelação.
Elbette. Özür dilerim. Şu anda telaş içindeyim.
Pois, desculpe, estamos um pouco ocupados.
Peter, dehşet içindeyim.
Peter, estou desiludido.
Sanki bana karşı hiç bitmeyen puslu bir kardeşliğin içindeyim.
Parece um eterno trote na calourada da UniAlien
Moya'nın üst fonksiyonlarına giden erişim noktasının içindeyim.
Encontrei o ponto de acesso das funções principais de Moya.
Ben onun içindeyim.
Eu estou lá dentro.
Sadece egzotik, cömert bir yabancıyım. Her zaman eğlencenin içindeyim.
Sou só uma estranha exótica e generosa.
Bir süredir yakın bir ilişki içindeyim... ve sana fazla konuşmanın ilişki için iyi olmadığını söyleyebilirim.
- Eu tenho uma relação íntima. O nível de discurso verbal tornou-se demasiado íntimo.
Utanç içindeyim.
Que vergonha!
Ben de senin kadar merak içindeyim.
Eu estou tão curioso como você.
Bu şey her neyse, onun içindeyim.
Estou no interior do que quer que seja.
Direk telepatik iletişim içindeyim.. şahsi olarak.
Estou em comunicação telepática directa com esse... indivíduo.
- Ne kadar belanın içindeyim?
- Estou em grandes sarilhos?
Ben de dehşet içindeyim.
Eu estou horrorizado.
Söylemek istiyorum ki keder içindeyim.
Sinto-me muito envergonhado.
Lanet korunun içindeyim gene.
E estou outra vez no meio dos arbustos.
Ben iki aydır işin içindeyim.
Stan também. Eu estou nisto há dois.
30 yıldan fazladır bu işin içindeyim.
Ando nisto há mais de 30 anos.
Yıllardır güzellik yarışması işinin içindeyim.
Eu estive na Cerimónia durante muitos anos.
Davranış bozukluğu içindeyim.
Portei-me mal!
Heyacan içindeyim.
Estou comovido.
Bir çeşit odanın içindeyim.
Estou numa espécie de câmara.
— Dehşet içindeyim. Bana güven, bu iyi bir şey.
Aterrorizada, acredita em mim, isso é bom.
Dehşet içindeyim.
Estou incrédulo.
Ve endişe içindeyim.
E consumida pelo receio.
Bayadir bu oyunun icindeyim. Ufurukcuye ufurme. Drew'den bahset.
Ando há demasiado tempo nisto para ir em balelas ; fale-me dela.
Evin icindeyim.
- Estou dentro de casa...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]