Içmek istemiyorum tradutor Português
90 parallel translation
Barda bir tane daha içmek istemiyorum.
Bem, temos que começar por algum lado. - Vamos.
Seninle içmek istemiyorum.
Não quero beber consigo.
Daha fazla içmek istemiyorum.
Não quero outra bebida.
- Anne, o büyük hapları içmek istemiyorum.
- Mamã, odeio essas pastilhas.
- Biraz iç. - Hayır, içmek istemiyorum.
Esta é uma casa de respeito e não é permitido.
Şarap içmek istemiyorum artık.
Não quero vinho.
- Süt içmek istemiyorum.
- Não quero beber leite.
Bana bir kase uzatıyorsun, ama ben içindekini içmek istemiyorum.
Ofereces-me um cálice, mas não quero beber o que tem dentro.
- Ama içmek istemiyorum.
- Mas eu não quero beber.
Bak, onu içmek istemiyorum.
Eu não quero que ninguém saiba disto, está bem?
Burada oturup içmek istemiyorum.
Eu não quero estar aqui a beber.
Kahve içmek istemiyorum.
Não quero café.
Şu an içmek istemiyorum, tamam mı?
Só não quero beber agora, OK?
Hayır, sana söyledim, artık içmek istemiyorum.
Não, já disse que não quero mais fazer isto.
Evde sigara içmek istemiyorum.
Não gosto de fumar dentro de casa.
- Babam gelene kadar süt içmek istemiyorum.
Eu não vou beber até o papá voltar.
- Pis suyu içmek istemiyorum.
- Não quero beber água suja.
Üzgünüm, daha fazla içmek istemiyorum.
Desculpa, eu já não bebo.
Bir yolu varsa... Al şu tası elimden... Bu zehri içmek istemiyorum...
se houver uma forma, tira este cálice da minha frente, pois não quero prová-lo é veneno.
Seninle içmek istemiyorum.
Não quero tomar uma bebida contigo, quero ir para casa.
Söylemeye çalıştığım şu : Ben şampanya içmek istemiyorum.
O que estou a tentar dizer é que não quero champanhe :
Bir şey içmek istemiyorum.
- Não, não. Não quero beber nada.
Daha fazla içmek istemiyorum.
Eu não quero beber mais, Frank. Dá-lhe o whiskey.
- sakin ol. - artık çay içmek istemiyorum, telefon etmek istiyorum.
- Calma. - Não quero beber mais chá, só preciso de um telefone!
Bunu içmek istemiyorum.
Eu não quero beber isso.
Esrar bulabilirim. - Hayır. Esrar içmek istemiyorum.
Não, eu não quero.
O şarabı içmek istemiyorum. " Ama ben - ben... kendimi çok yalnız hissediyorum, birilerinin etrafta olmasını istiyordum... beni dinleyecek birilerinin.
E disse : que se lixe, eu não quero essa garrafa de vinho! E estou sentir-me tão sozinha que queria ficar perto... de alguém que... me pudesse ouvir.
- Ben bir şeyler içmek istemiyorum.
- Eu não quero beber nada.
Teşekkürler ama aslında, pek kahve içmek istemiyorum şimdi. Oh.
Obrigado, mas na verdade larguei o café por enquanto.
- Nedir? - Gerçekte bunu içmek istemiyorum.
- Eu não quero beber isto.
Tek başıma içmek istemiyorum.
Não me façam beber sozinho.
İçki içmek istemiyorum.
Não quero uma bebida.
- Hayır, bir şeyler içmek istemiyorum.
- Não, não quero ir tomar uma bebida.
- İçmek istemiyorum.
- Não quero.
Artık oynamak istemiyorum. Bir şeyler içmek istiyorum.
Não quero jogar mais, vou beber um copo.
- İçmek istemiyorum.
- Não, obrigada!
İçmek istemiyorum.
Não quero beber.
- İçmek istemiyorum.
- Não me apetece.
- İçmek istemiyorum.
- Eu não quero mais.
Ondan daha fazla içmek istemiyorum.
Não quero bebê-la.
- Hayır. Güzel bir kahve içmek istediğim her seferde Joey'ye ihtiyaç duymak istemiyorum.
Nao quero levar Joey sempre que quiser tomar um cafe.
Ayrıca adında "k" geçen bir cappuccino içmek de istemiyorum.
e nao quero continuar tomando Kapuccino com "K".
- Buna içmek istemiyorum.
- Não quero brindar a isso.
- İçmek istemiyorum.
- Eu não quero.
- istemiyorum. polisi arayın hemen onu tutuklatın ve hapse attırın. peki su içmek ister misiniz?
Devo servir bebida?
- İçmek istemiyorum.
- Não quero beber um copo.
İçmek istemiyorum.
Não quero fumar.
İçmek istemiyorum.
Não quero beber nada.
İçmek istemiyorum demiştim size.
Eu disse que não queria beber.
- İçmek istemiyorum.
Năo quero beber.
- İçmek istemiyorum.
- Não quero bebidas.