English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ J ] / Jibril

Jibril tradutor Português

55 parallel translation
Lobide yanımda Cibril Rajoub vardı. Ben yapmadım fakat Shin Bet onu 16 yaşındayken içeri tıkmıştı.
Sentado na sala de espera estava o Jibril Rajoub, e eu, não eu pessoalmente mas o Shin Bet, prendêmo-lo quando ele tinha 16 anos.
Bu Hani Jibril.
É a Hani Jibril.
Bu noktada, polisin,... tartışmalara yol açan kadın hakları aktivisti Hani Jibril'i,... saldırıyla ilişkisi olduğu gerekçesiyle gözaltına aldığını biliyoruz.
Sabemos que as autoridades estão com a activista dos direitos das mulheres, Hani Jibril, sob custódia, em ligação ao ataque.
Jibril'in suç ortaklarının olup olmadığı bilinmiyor.
Não se sabe se ela estava a agir sozinha ou em conjunto.
Hala Hani Jibril'in olayla olan ilişkisini araştırıyoruz.
Estamos a avaliar o envolvimento da Hani Jibril.
- Hani Jibril hala sorgulanıyor.
A Hani Jibril ainda está a ser ouvida.
Bayan Jibril, dairenizde Prens Abboud'un suikastinde kullanılanla aynı tür... -... patlayıcı kalıntısı tespit ettik.
Jibril, encontrámos resíduos explosivos no seu apartamento, o mesmo tipo usado para matar o Príncipe Abboud.
Başkan, resmi olarak bunun bir adalet meselesi olduğunu söylüyor ama aslında Hani Jibril'in sonsuza dek...
Oficialmente, ele acha que cabe à justiça. Extra-oficialmente, ele quer que a Hani Jibril seja morta.
Jibril, krallığın en ünlü karşıtlarından.
Jibril foi uma crítica conhecida do reino.
" Sadece Hani Jibril'e yardım etmek istedim.
" Eu só queria ajudar a Hani Jibril.
- Geniş bir ağ atıp hiçbir şey yakalayamayacaklar. Sonra da hepsini Hani Jibril'in üzerine yıkacaklar.
Vão procurar por tudo, não vão encontrar nada e vão culpar a Hani Jibril.
... dakikalar önce yaptığı açıklamada, Prens Fayeen, kuzeninin cinayetinden,... radikal bir feminist ve İslam için bir tehlike olduğunu ifade ettiği... -... Hani Jibril'in sorumlu olduğunu söyledi.
O Príncipe Fayeen divulgou um comunicado a condenar o assassínio do primo por Hani Jibril, e chamou-a de feminista radical e um perigo para o Islão.
- Fayeen, Jibril'i kullanarak... -... Abboud'un değiştirmeye çalıştığı her şeyi geri götürecek.
O Fayeen vai usá-la como desculpa, para retirar todas as reformas do Abboud.
- Hani Jibril biliyor gerçeği.
A Hani Jibril sabe qual é a verdade.
Eğer bütün bunları Hani Jibril'in üzerine yıkarsanız ne olacağını sanıyorsunuz?
- O que vai acontecer... se deixarem a Hani Jibril, pagar por isto?
Hani Jibril gibi kadın aktivistleri hedef...
Vão fazer activistas mulheres tornarem-se alvos.
Hani Jibril, Prens Abboud'a suikast düzenledi.
Hani Jibril, assassinou o Príncipe Abboud.
Size hatırlatmak isterim ki, Ajan McGuire : Hani Jibril ile ilgili olay ulusal güvenlik nedeniyle gizlenmiş bulunuyor.
Quero lembrá-la, Agente McGuire, que o caso de Hani Jibril está confidencial, por razões de Segurança Nacional.
- Jibril, Saud Hanesinin tanınan karşıtlarından biri.
Jibril foi uma crítica conhecida da Casa de Saud.
Hani Jibril'in masum olduğuna inandığım için yaptım.
Invadi com a convicção de que a Hani Jibril é inocente.
- Bu Hani Jibril'in serbest...
E não vais libertar, a Hani Jibril.
- Hani Jibril davasını takip ediyor musun?
Tens acompanhado o caso da Hani Jibril?
Sebastian Egan tarafından yazılmış,... Prens Fayeen'in, Abboud'u ve Jibril'i öldürmek için plan yaptığını kanıtlayan birkaç gizli işleri açığa vuran makale istiyorum. - Sen ciddi misin?
Quero publicar alguns artigos assinados por Sebastian Egan, que prova que o Príncipe Fayeen conspirou para matar o Abboud e que também pretendia matar a Hani Jibril.
Hani Jibril geçen sene onunla yüzleşti, o da kadınlara oy hakkı için krallık içinde savaşacağına söz verdi.
A Hani Jibril confrontou-o sobre isso este ano e ele prometeu que ia pressionar, por sufrágio no reino. Imagina se ele fizesse isso.
Hani Jibril de bulabilecekleri en iyi günah keçisiydi.
E a Hani Jibril foi o bode expiatório perfeito.
Prens Fayeen ve Arcadia çok iyi biliyordu ki, Jibril, Abboud'la yüzleşerek,... verdiği sözü halkın görebileceği şekilde kameralar karşısında söylettirme fırsatını asla kaçırmazdı.
O Príncipe Fayeen e a Arcadia sabiam, que ela não ia perder a oportunidade de confrontar o Abboud na televisão americana, sob os holofotes, forçando-o a comprometer-se publicamente com a promessa que lhe tinha feito. E agora...
- "Hani Jibril" makalesini yazan gazeteci.
É o jornalista que estava no protesto com a Hani Jibril.
Bayan Jibril hakkındaki bütün suçlamalar düşürülecek.
- Todas as acusações... contra a Mna Jibril vão ser descartadas.
Biz Hani Jibril'i takip ediyoruz.
Vamos seguir a Hani Jibril.
Hani Jibril katil değil.
Hani Jibril não é uma assassina.
"Hani Jibril'in Dairesi"
APARTAMENTO DE HANI JIBRIL LOS ANGELES, CA 9H39
Maggie, Bayan Jibril bugün tamirci çağırmamış mıydı?
Maggie, a Mna. Jibril não está à espera de técnicos hoje?
- Merhaba, Hani Jibril'e ulaştınız. - Merhaba, Hani Jibril'e ulaştınız.
Olá, ligou para Hani Jibril.
- Ben Hani Jibril.
- Estou? - Fala Hani Jibril.
- Tabi ki Bayan Jibril.
- É claro, Mna Jibril.
Verdiğimiz bilgiyi Jibril'e iletmiş.
Passou a informação para a Mna Jibril.
Adam, Hani Jibril'i gözetliyordu.
Ele tinha a Hani Jibril, sob vigilância.
Bayan Jibril'in dairesini neden gözetliyordunuz, söyleyin sadece.
O que fazia a espiar o apart. da Mna Jibril?
Hani Jibril, krallığın sözlü düşmanı.
Hani Jibril é inimiga do reino.
Görünüşe bakılırsa Bayan Jibril hakkında farklı görüşlerdeyiz.
Aparentemente, há dois lados da Mna. Jibril.
Rice, Martin, sizden Jibril'e efsane olarak yaklaşmanızı istiyorum.
Rice, Martin, quero que abordem a Hani Jibril, mas utilizem uma lenda.
Bayan Jibril, hiç "fanatik" dediğiniz o insanların fanatikliğe Amerika'nın işlemiş olduğu uzun suç listesi yüzünden itilmiş olduğu ihtimali aklınıza geldi mi?
Mna Jibril, já considerou a possibilidade de que esses fanáticos, como você os chama, foram levados a esse fanatismo por causa de uma longa lista de crimes cometidos pelos EUA?
Bu konuda Bayan Jibril'e katıldığımı belirtmeliyim.
Eu só queria dizer, que estou com a Mna Jibril.
Bayan Jibril, Arcadia İdare Kurulu'nda bir protesto düzenliyor.
A Mna. Jibril está a organizar um protesto no Conselho da Arcadia.
Eğer Jibril, suikast planının bir parçasıysa, her şey o zaman gerçekleşecek.
Se faz parte de uma tentativa de assassínio, nós esperamos que aconteça lá.
Martin ve Rice dışarıda Jibril'i izleyecek.
O Martin e o Rice vão estar em campo de olho na Mna. Jibril.
- Gözümüz Bayan Jibril'in üzerinde.
Estamos com a Mna.
- Her şey yolunda.
Jibril, está tudo bem.
- Ne kadar ileri gitmeye hazırsınız Bayan Jibril?
Está disposta a ir até onde, Mna.
- Suudi Arabistan'daki oy hakkı kanununu etkileme için mi?
Jibril? Para estender o sufrágio na Arábia Saudita?
Abboud'u Hani Jibril öldürdü.
Hani Jibril matou o Abboud.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]