English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ J ] / Jingim

Jingim tradutor Português

78 parallel translation
Jingim.
Jingim.
Prens Jingim doğru söylüyor.
O Príncipe Jingim está certo.
Jingim, kanı kanımdan olan. Sen Wuchang'e yapılacak olan saldırıyı düzenleyeceksin.
O Jingim, sangue do meu sangue, irá liderar o assalto a Wuchang.
Jingim, Çinli usulü ile eğitildi.
O Jingim, que teve uma educação chinesa.
Sen annenin oğlusun, Jingim.
És filho da tua mãe, Jingim.
Kuzenim Jingim'e saygım sonsuz ancak bence Han şimdi hükmünü öne sürmeli.
Com todo o respeito pelo meu primo Jingim, o Khan deve agora afirmar o seu domínio.
Prens Jingim vekaleten gidecek.
O Príncipe Jingim representar-me-á.
Jingim'in sezgileri doğru.
Os instintos do Jingim estão certos.
Ne olursa olsun Konseyin başında durmalısın, Jingim.
Não te preocupes com o Europa, Jingim.
Gücü elde etmenin başka yolları da vardır, Prens Jingim.
Há outros modos de obter poder, Príncipe Jingim.
Efendim... Prens Jingim'in gönderilmesini önerebilir miyim? Böylece barış görüşmesinde hükümdar iradesinin temsilcisi olur.
Senhor, posso recomendar que vá o Príncipe Jingim, para que a negociação se assemelhe a um comando real?
Müzakereyi Prens Jingim yönetecek.
O Príncipe Jingim vai supervisioná-la.
Diplomat olarak barışı sağlayıp, Wuchang'taki savaş yaralarını sar Jingim.
Cura os ferimentos de batalha de Wuchang, Jingim, como um diplomata a estabelecer a paz.
Bırakalım da sarı kuşlar, hezimetleri üzerine tarışsınlar biz o sırada Prens Jingim'in, iyi hazırlanmış zaferini kutlayalım.
Os pássaros amarelos que lutem sobre a sua derrota, enquanto nós celebramos a primorosa vitória do Príncipe Jingim.
Jingim'in, Çinlilere karşı kazandığı Moğol zaferini şereflendirme zamanı.
Está na hora de honrar o triunfo mongol do Jingim sobre os chineses.
Jingim'in oraya yaptığı saldırı kanlıydı.
O ataque do Jingim foi sangrento.
Ve kardeşim Jingim'in yapamadığını yaptı.
E teve sucesso onde o meu irmão Jingim falhou.
Prens Jingim'in sözleri dikkate alınmaya değer.
As palavras do Príncipe Jingim são dignas de consideração.
Jingim, Song Şansölyesi'nin asla savaş alanına gelmeyeceğine inanıyor.
O Jingim acha que o Chanceler Song nunca aparecerá no campo de batalha.
Jingim Han'ın, Marco Polo hakkında söyleyeceği şeyler varmış.
O Jingim Khan tem muito a dizer sobre o Marco Polo.
Jingim benim kardeşim.
O Jingim é meu irmão.
Prens Jingim'in karısı olacağım.
Vou ser mulher do Príncipe Jingim.
Prens Jingim düştü, Ulu Han.
O Príncipe Jingim caiu, Grande Khan.
Çünkü bugün oğlum Jingim'le beraber Karakorum'a gideceksin.
Porque hoje vais para Caracórum com o meu filho Jingim.
Bir gün sana "Jingim Han" diye hitap edebilirler.
Um dia, poderão vir a chamar-te "Jingim Khan".
Ulu Han'nın kardeşi tarafından çok güzel misafir edildim Prens Jingim'in rapor ettiği gibi.
Achei o irmão do Grande Khan um anfitrião gentil, tal como disse o Príncipe Jingim.
Oğlum Jingim, az önce savaşa katılmak için hazır olduklarını beyan etti.
O meu filho, Jingim, afirmou que estão prontos a ir para a batalha.
- Çoğu öldü Jingim.
Muitos morreram esta noite, Jingim.
Saygısızlık etmek istemem Prens Jingim ama bu doğru olmayabilir.
Com deferência, Príncipe Jingim, isso poderá não ser verdade.
Prens Jingim!
Príncipe Jingim!
Han olarak Jingim.
O Jingim como Khan...
Jingim!
Jingim!
- Peki, Jingim?
E o Jingim?
- Üzgün müsün Jingim?
- Estás chateado, Jingim?
Emrinizi bekliyorum Jingim Han!
Aguardo a tua ordem, Jingim Khan.
- Jingim senden ne istiyormuş?
O que queria o Jingim de ti?
Neden bana soruyorsun Jingim? Babamıza sordun mu?
Porque me perguntas a mim, Jingim?
Bununla ilgili ne yapacaksın Jingim?
E o que farias com ela, Jingim?
Akacak kan damarda durmaz Jingim.
O que podia ser feito, foi feito, Jingim.
- Ama bu kesin değil Jingim.
- Mas não é garantida, Jingim.
Bence Jingim için yeni bir eş alma vakti geldi.
Está na hora de o Jingim tomar uma nova mulher.
Benim hakkımda endişelendiğin için teşekkür ederim Jingim.
Agradeço a preocupação, Jingim.
- Prens Jingim.
Príncipe Jingim.
Lütfen Jingim, bari kalan son saatlerimi mahvetme.
Por favor, Jingim, não me estragueis as minhas últimas horas.
Jingim, davetlilerin seni bekliyor.
Jingim, os teus servos aguardam-te.
Prens Jingim'in kalbinde sana karşı büyük bir sevgi var.
O Príncipe... O Jingim tem um afeto verdadeiro por ti.
- Özür dilerim Jingim.
- Perdão, Jingim.
Değil mi, Jingim?
Correto, Jingim?
Jingim ya da Ahmet'ten haber yok.
Não há sinal do Jingim nem do Ahmad.
Kaydu, ölmek istemiyorsa, Jingim ve Ahmet'i teslim edecektir.
A não ser que o Kaidu deseje morrer, ele entregará o Jingim e o Ahmad.
Jingim ve Ahmet'in kaybolduklarına dair fikri yoktu.
Ele não fazia ideia do desaparecimento do Jingim e do Ahmad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]