Jodie tradutor Português
229 parallel translation
Jodie ve şu köpeğin losyona düştüğü filmin adı neydi?
Qual é aquele filme da Jodie em que o cão cai no poço com a loção?
- Turnbull, Jodie.
- Turnbull, Jodie.
"Jodie Turnbull, Muncie Farms."
"'Jodie Turnbull, Muncie Farms. "'
Jodie?
Jodie?
- Jodie, bu gece kalır mısın?
- Jodie, podes ficar cá esta noite?
"Jodie Foster bana yaptırdı".
"A Jodie Foster obrigou-me".
"Kuzuların Sessizliği" nde Jodie Foster gibi.
É como a Jodie Foster em "O Silêncio dos Inocentes"...
Jodie Foster denedi bunu.
A Jodie Foster tentou isto.
Jodie.
Jodie.
Jodie de aynılarını yaptı!
Jodie não-sei-quê também o fez!
Pete, Jessica, Chris, Steve, Wendy ve Jodie mi?
Morreu. - O quê?
Jean, Jodie, Joanne.
A Jean, a Jodie, a Joanne.
İşte böyle Jodie.
Isso, Jodie.
En azından "fakakte" Jodie Foster hikayesine göre inanması daha kolay buluyorum.
Pelo menos acho mais fácil de acreditar do que essa história balelas da Jodie Foster.
Ben Kevin ve bu da karım Jodie.
Sou o Kevin e esta é a minha mulher, Jodie.
Kadın, Jodie Foster'ın Payless Budget'taki evlatlık kızı.
Ela - filha adoptiva da Jodie Foster num orçamento reduzido.
Hey, Jodie, bebek nasıl?
Ei, Jodie, Como esta o bébé?
Merkez, sizin gideceğinizi söyledi.
Sabes onde foi noite de ontem? Saiu com a Tess e a Jodie, duas colegas da nossa república.
Dadıları, Russo'nun haftada dört beş kez geldiğini söyledi. Kendini işine adamış.
Eu, a Jodie e a Tess saímos de casa às 21h30 e fomos para o Kollege Keg, um bar que fica perto do campus.
Özel öğretmenliği de onunla yalnız kalmak için yapıyordunuz.
A Jodie e a Tess disseram que estava quase despida quando saíram.
- Olmaz, çalışıyorum.
Mas a Tess e a Jodie estavam muito estranhas.
- Olmaz canım, anne çalışıyor. - Peki Olivia benimle kalabilir mi?
Há umas semanas, ouvi-a com a Jodie na casa de banho.
Önce biraz daha konuşmak için yalvarıyor gerçekten kapatmam gerekince çok üzülüyor.
- ATess falou em drogas? - Não. Viste-a a ela ou à Jodie a mexerem num conta-gotas?
- Ricki, kızının yardıma ihtiyacı var. - Git yoksa polis çağırırım.
- A prisão não é uma república, Jodie.
- Sayın Yargıç polisin bu mahkemeyi hiçe sayarak bir çocuğu evinden alması beni çok üzdü.
As impressões ligaram Tess Michner e Jodie Tomlinson aos recipientes.
Sayın Yargıç, çocuk kronik olarak kendine zarar veriyor. Bunun nedeni evindeki durum.
Vi a Tess e a Jodie a misturar os químicos, no quarto, na noite antes de saírem com a Kelly.
Raporda fazla bir şey olmayacak Sayın Yargıç çünkü annesi haftaya turneye çıkıyor. - Kızın da okulda olması lazım. - Bayan Austin?
Os jurados indiciaram a Tess e a Jodie por posse, mas não constituíram o Wally ou o Joe como arguidos.
Jodie Foster'a mektup yazmaya başlamamı söylediler ama ben onları görmezden geldim.
Disseram-me para escrever cartas à Jodie Foster, mas ignorei-os.
Pam Grier, Barbi Benton, hatta beşinci sınıftaki tatlı, küçük Jodie Jensen'la.
Pam Grier, Barbi Benton, até a formosa Jodie Jensen, de sua classe de quinto grau.
Sonra bir gün fark edersin, beraber olduğun kadın, belki de evlendiğin, Barbi Benton'a benzemez, Pam Grier gibi değildir, ve seni asla Jodie Jensen gibi saf ve masum bir şeklide sevmeyecektir.
Até que um dia te dá conta de que a mulher com quem está, com quem possivelmente até te casou, não se parece com o Barbi Benton, não é como Pam Grier e nunca te amará com a pureza e inocência
Ben Sovereign Pansiyonu'ndan Judie.
- Olá. Daqui fala a Jodie da Casa de Hospedes Sovereign em Ealing.
- Jodie Foster,
- Jodie Foster.
- Jodie Foster
- Jodie Foster.
İşte, orada senin Jodie Foster'in.
Touché. Ei-la, a tua Jodie Foster.
Jodie fena dağıttı.
A Jodie ficou completamente zonza.
Jodie, Sam, Alex, Andy, Francis, Frank.
Jodie, Sam, Alex, Andy, Francis, Frank.
Yani biri Jodie Foster'ı etkilemek için seni vurmaya kalkabilir.
Podem até tentar matar-te para impressionar a Jodie Foster.
Jodie ve losyonla kuyuya düşen küçük köpeğin olduğu film hangisiydi?
Qual é aquele filme da Jodie em que o cão cai no poço com a loção?
Hemen dönerim Jodie.
Volto já, Jodie.
Jodie'nin yanına mı?
Para a Jodie?
Seni seviyorum Jodie.
Adoro-te, Jodie.
- Jodie.
- Jodie.
Biliyorum, ama Jodie onların hepsinin kötü olduğunu söylüyor.
Eu sei, mas a Jodie diz que são todas más.
Bu Jodie mi?
É essa a Jodie?
Jodie tekneyi görmek istedi
A Jodie queria ver o barco.
Jodie'nin odası.
Da Jodie.
Jodie senin kötü bir bakıcı olduğunu söylüyor.
- A Jodie diz que és uma má babysitter.
Ama, Jodie... neydi?
Bem, a Jodie está... qual é a palavra?
Jodie'yi gördüm.
Eu vi a Jodie.
Jodie kim?
Quem é a Jodie?
Pişmanlığın lütfen?
O Pete, a Jessica, o Chris, o Steve, a Wendy e a Jodie?